"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2745 E., 2022/1913 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/40 E., 2019/27 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında davacının mirasbırakanı ...’ten intikal eden taşınmazların hatalı olarak davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek 108 ada 3, 8 ve 49 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında 108 ada 3 parsel ve 108 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında; 108 ada 3 ve 8 parsel sayılı taşınmazların davalının babası tarafından davacının babasından 1964 yılında senet ile satın alındığını, 108 ada 49 parsel sayılı taşınmazın ise 1978 tarihli senet ile davacının babasından davalının satın aldığını, taşınmazlara davalının zilyet olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu 108 ada 49 parsel sayılı taşınmazda müteveffa ...’in malik sıfatıyla zilyet olduğu, 1978 yılında hastalanması sebebiyle İstanbul’a gittiği ve bir daha dönmediği, 1978 yılından kadastro çalışmalarına kadar dava konusu taşınmazın davalı tarafından malik sıfatıyla kullanıldığının ispatlanamaması, satış senedinde belirtilen sınırların taşınmaza uymaması, satış senedinde yer alan imzanın müteveffaya ait olduğunun ispatlanamaması birlikte değerlendirildiğinde, davanın bu taşınmaz yönünden kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle reddine; taşınmaz üzerindeki yapının, kadastro tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra yapılması ve davalı tarafından taşınmaz üzerindeki yapıya ilişkin harcı yatırılarak açılan ayrı bir dava bulunmaması nedeniyle taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalıya ait olduğu yönünde tapuya şerh verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlardan 108 ada 49 parsel numaralı taşınmazın davacının babası ... tarafından 07.09.1978 tarihinde davalı ...’e satıldığını, davalının 1978 tarihinden bugüne kadar dava konusu taşınmazı nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyet olarak kullandığını, davalının dava konusu taşınmazı davacının izni ile de kullanmasının söz konusu olmadığını, davalının kullanımının doğrudan malik olmasına dayandığını, davacının babası ...'ın 1978 yılında İstanbul'a göç ettiğini, gitmeden önce köyde bulunan tüm taşınmazlarını sattığını, 1981 yılında vefat ettiğini, davacının, babası vefat ettikten sonra köye bir daha gelmediğini, bu durumun dahi davacının babasının köyü tamamen terk ettiğini ve taşınmazlarını emanet bırakmadığını ortaya koyduğunu, davalının dava konusu taşınmazı nizasız fasılasız kullanmış olması sebebi ile olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı gereğince davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, satış senedinin keşif mahallinde sağlıklı bir şekilde uygulanmadığını, taşınmazın evveliyatında yani eski tapunun düzenlendiği yıllarda söz konusu tapunun sınırlarının sorularak doğru şekilde aydınlatılmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden Yerel Mahkemenin yapının davalıya ait olduğuna ilişkin şerh konulması yönünde bir hüküm kurmamış olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 15. maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 713/1. maddeleri.
3. Değerlendirme
... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında temyize konu 108 ada 49 parsel sayılı 45,73 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 388,69 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.