Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1452 E. 2023/6192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin dolup dolmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihler ile dava ve asli müdahale tarihleri arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/193 E., 2022/2096 K.

DAVA TARİHİ : 22.01.2019

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Karar Verilmesine Yer Olmadığına-Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/44 E., 2020/163 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve asli müdahil vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle 1 parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer parseller yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve asli müdahil vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Tunceli ili, Merkez Aktuluk mahallesi, 148 ada 1, 63, 64, 65, 66, ve 69 parsel sayılı taşınmazları davacının 25 yıldan beri ekip biçtiğini, dede ve babadan kalmak suretiyle davacının zilyetliğinde olduğunu, belediye, Hazine ve 3. şahıslar ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek davacı adına tapuda tescilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

Diğer davacılar vekili birleştirilen 2020/84 esas sayılı dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; ... tarafından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı sebebine dayalı olarak Tunceli ili, Aktuluk mahallesi 148 ada 69, 66, 65, 64, 63 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile kendi adına tescili için dava açılmış ise de esasında bu taşınmazların yaklaşık 25-30 yıldır Ayşle Öz ve bu dosya davacıları tarafından hep birlikte ekilip biçildiğini, davacıların ve atalarının taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin herhangi bir niza ve fasılaya uğramadığını, taşınmazların belediye, Hazine ya da üçüncü kişilerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/44 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve davacılar adlarına eşit oranda müştereken tesciline, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücertinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Asli müdahil vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı ...'ün asli müdahilin kardeşi olduğunu, dava konusu taşınmazların asli müdahilin babası Baba Taybara ve dedesi Kahraman Taybara tarafından yaklaşık 70-80 yıl boyunca malik sıfatıyla davasız ve aralıksız olarak kullanıldığını, müvekkilinin babası Baba Taybara'nın 11.11.1995 tarihinde vefat etmesinden sonra taşınmazın müvekkili ve diğer mirasçılar tarafından kullanılmaya devam edildiğini, müvekkilinin ve diğer mirasçıların zilyetliğinin de herhangi bir niza veya fasılaya uğramadığını belirterek, asli müdahale taleplerinin kabulüne, davanın kabulü ile Tunceli ili, Merkez Aktuluk mahallesi, 148 ada 69, 66, 65, 64, 63 ve 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve miras payı oranında asli müdahil davacı adına tesciline, yargılama giderleri, harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili beyan dilekçesi ile özetle; açılan davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava konusu Tunceli Merkez, Aktuluk mahallesi 148 ada 1 parsel yönünden davasını geri alması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, diğer parseller yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar ve asli müdahil vekilleri istinaf yoluna başvurmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazların davacılar tarafından hep birlikte nizasız ve fasılasız ekilip biçildiğini, taşınmazların davacıların ataları tarafından yaklaşık 70-80 yıl boyunca malik sıfatıyla aralıksız kullanıldığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Asli müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, asli müdahil davacının ve diğer mirasçıların zilyetliğinin herhangi bir nizaya veya fasılaya uğramadığını, bu durumun mahalli bilirkişi beyanları ile ispatlandığını, kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının oluştuğunu ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 148 ada 1 (eski 1019) parselin 28.06.2005 tarihinde, 148 ada 63 (eski 1024) parselin 28.01.1986 tarihinde, 148 ada 64, 65, 66 (eski 685) parsellerin 30.03.1989 tarihinde, 148 ada 69 (eski 1025) parselin 29.07.1993 tarihinde tespitleri kesinleştiğinden 3402 sayılı Kanunu'nun 12/3 üncü maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi olan 22.01.2019 tarihi ve asli müdahale tarihi olan 10.05.2019 tarihi itibariyle dolduğu, taraflar arasında vaki olan ve Mahkemece de kabul edilen kesin hükmün ancak hak düşürücü süre içinde açılacak davalarda nazara alınabileceği, hak düşürücü süre dava şartının kesin hüküm dava şartından önce gözetilmesi gerektiği, sonradan uygulama kadastrosu yapılmasının hak düşürücü süreyi bertaraf etmeyeceği, kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı dava açmak üzere yeni bir on yıllık süre vermediği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinin; asli müdahil İnci Akkaya’nın 148 ada 1 parsel yönünden davasını geri aldığı ve davalı Hazine vekilinin de geri almaya muvafakat ettiği ve buna ilişkin aleyhe istinaf bulunmadığı da gözetilerek asli müdahilin davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, uyuşmazlığın esasına ilişkin yeniden hüküm kurulması suretiyle; "1-)Dava konusu Tunceli Merkez Aktuluk Mahallesi 148 ada 1 parsel yönünden asli müdahil İnci Akkaya’nın davasının HMK’nun 123/1 inci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, 2-)Davacıların davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 3-)Asli müdahil İnci Akkaya’nın 148 ada 63, 64, 65, 66 ve 69 parsellere yönelik açtığı davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

İstinaf sebepleri tekrar edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu 148 ada 63 (eski 1024) parsele ilişkin kadastro tutanağının, Tunceli Kadastro Mahkemesinin 1994/19 Esas, 1994/32 Karar sayılı kararının Yargıtay incelemesinden geçmesi sonucu onanarak 17.10.1995 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın Hazine adına tescil edildiği;

148 ada 64 (eski 1157), 65 (eski 1158) ve 66 (eski 1156) parsellerin evveliyatının eski 685 parsel olduğu; 685 parsele ilişkin olarak kadastro tutanağının Tunceli Kadastro Mahkemesinin 1985/35 Esas, 1988/320 Karar sayılı kararının kesinleşmesi sonucu hükmen 30.03.1989 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın Baba Taybara adına tescil edildiği, sonrasında aynı taşınmaza ilişkin açılan davacısı Hazine davalısı Baba Taybara mirasçıları olan Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1992/128 Esas, 2003/510 karar numaralı kararı ile eski 1155, 1156, 1157 ve 1158 parsellerin oluştuğu ve eski 1155 (148 Ada 67) parsel sayılı taşınmazın Baba Taybara mirasçıları adına, eldeki davanın konusu olan diğer taşınmazların Hazine adına tescil edildiği;

148 ada 69 (eski 1037) parselin evveliyatının eski 1025 parsel olduğu; 1025 parsele ilişkin olarak kadastro tutanağının Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/57 Esas, 1992/93 Karar sayılı ilamının Yargıtay tarafından onanması ve 29.09.1993 tarihinde kesinleşmesi sonrası eski 1025 parselden ifraz edilerek Hazine adına tapuya tescil edildiği;

Sonuç olarak taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihler ile dava tarihi olan 22.01.2019 tarihi ve asli müdahale tarihi olan 10.05.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ve asli müdahil vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL temyiz harcının temyiz eden davacılar ve asli müdahilden ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.