Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1469 E. 2024/5127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemdeki patika yol, su gözesi ve arazi bölümlerinin mülkiyetinin tespiti ve tapuya tescili ile ilgili uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harç hükmolunması dışında, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Hazine lehine düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/688 E., 2022/1297 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul - Kısmen Ret

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali - tescil, tescil ve yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ... vekili, davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili, davalılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında 140 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tespit ve tescil edildiğini, 140 ada 2 nolu parselin ise paylı mülkiyet ile davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro çalışmalarında iki parsel arasındaki sınırın patika yol olmasına rağmen bunun dikkate alınmadığını, ayrıca davacıya ait olan su gözesinin tescil harici bırakıldığını açıklayarak öncelikle 140 ada 1 ve 2 nolu parseller arasındaki sınırın patika yol olarak tespiti ve düzeltilmesine, patika yolun altında kalan kısma ilişkin davalılar tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline ve kadastroda tespit harici dere içi olarak belirtilen yerde kalan su gözesinin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde; kadastro tespitinin doğru olduğunu belirtip açılan davanın reddini savunmuşlardır.

Davaya dahil edilen Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; su gözesinin olduğu yerin dere yatağı olduğunu, buradaki suyun genel su niteliğinde bulunduğunu ve bu haliyle davacının davasının reddine, su gözesinin genel su olarak Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.05.2011 tarihli 2007/673 Esas 2011/474 Karar sayılı kararıyla; (A) ve (B) harfiyle gösterilen bölümler yönünden zilyetlikle kazanım şartları oluştuğu, krokide kırmızı renkle boyalı patika yolun ise umuma açık yol olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, dava konusu edilen ve 13.10.2009 tarihli bilirkişiler raporunda (B) harfi ile işaretlenip yeşil renkle boyalı olan 313.80 m2'lik kısmın davalılar tapusundan iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı bilirkişi raporunda (A) harfiyle işaretli mavi renkle boyalı 44.05 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kırmızı renkle boyalı olarak gösterilen 11.26 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile bu yerin TMK'nın 999. maddesi uyarınca yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi ile davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.12.2012 tarihli, 2012/3313 Esas 2012/12841 Karar sayılı kararıyla; "tespite esas alınan tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa miktar artırımına ilişkin mahkeme ilam ve krokisi ile revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tutanakları getirtilerek mahallinde uygulanıp kapsamının belirlenmesi, kayıt malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı, davacı tarafın sözünü ettiği patika yolun yılın belli zamanlarında kullanılan bir yol mu yoksa kadimden beri kullanılan yol mu olduğu hususlarının açıklığa kavuşturulması, davacının revizyon gören kayıtlardaki payına isabet eden miktarın uzman bilirkişiye hesaplattırılması, ayrıca tescili talep edilen su gözesine ilişkin davanın jeolog bilirkişi raporu dikkate alınarak bu nitelikteki bir suyun şahıs adına tesciline karar verilmesi mümkün olmadığından reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ... vekili, davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarihli, 2016/14335 Esas 2020/1357 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden kararın onanmasına, (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise tapu kaydı kapsamında umuma açık yol bulunamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmesi, (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise taşınmazın taksim edildiğinin tartışma konusu olmadığı, tartışma konusunun taşınmazın taksimen kime düştüğünün belirlenmesi noktasında toplandığı, yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmaz bölümünün kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taksim sonrasında kime isabet ettiği, taşınmaz bölümünün davacının iddia ettiği gibi taksimen murisine kalıp kalmadığı, taşınmaz üzerinde davacı tarafın murisinin zilyetliğinin bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması gereğine değinilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; (B) harfi ile gösterilen bölümün taksim ile davacıya düştüğünün beyan edildiği, bu nedenle davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği, (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise bozma ilamı doğrultusunda tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın umama açık yol olamayacağı, (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise onanarak kesinleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, Trabzon ili ... ilçesi ... mahallesinde bulunan ve davalılar adına tapuda kayıtlı 140 ada 2 nolu parselin fen bilirkişileri raporları ekinde (B) harfi ile gösterilen 267.46 m2’lik kısmının davalılar adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile davacı adına 140 ada 1 nolu parsele eklenerek tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen kısma yönelik açılan davanın reddine, (A) harfi ile gösterilen 44.05 m2’lik alana yönelik verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2016/14335 Esas, 2020/1357 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinden bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, davalı ... ve bir kısım davalılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davalı ... ve bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı tanıklarının davacının öz abileri olduğunu, davacının Yalova'da yaşadığını ve taşınmazı zilyet etmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın taksimen amcasına düştüğünü, amcası öldükten sonra da çocuklarına düştüğünü, o tarihten bu yana davalı tarafından zilyet edildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde; davada yasal hasım olduğu halde aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı Hazine vekili temyiz dilkeçesinde; Hazine harçtan muaf olduğu halde harçtan sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

4. Davacı vekili temyiz dilekçesinde: (C) harfi ile gösterilen bölümün patika yol olduğu ve davacının taşınmazında kaldığı halde reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal - tescil, tescil ve yol olarak terkin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve 713/1. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu Trabzon ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 140 ada 2 parsel sayılı 13941,23 metrekare taşınmaz ahşap ev kargir dükkan ve fındık bahçesi vasfıyla tapu kaydına dayanılarak ... mirasçıları adına tespit ve 16.10.2003 tarihinde tescil edilmiştir.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Hemen belirtilmelidir ki; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uygun şekilde karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz itirazları yerinde görülmemiş, davalı Hazine vekilinin ise aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Ne var ki, Hazine harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 6. bendinde "davalılardan" kelimesi hüküm yerinden çıkarılarak yerine "Maliye Hazinesi haricindeki davalılardan" kelimelerinin yazılmasına,

6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın yatıran tarafa iadesine,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.