"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/369 E., 2022/509 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davacı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 227 ada 543, 612, 670, 507, 244 ada 19, 194 ada 61, 184 ada 11, 225 ada 725 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında 3. kişiye devredilen 227 ada 543 parsel sayılı taşınmaz yönünden isteklerini tazminata dönüştürmüşlerdir.
II. CEVAP
Davalı; süresinde davaya cevap vermemiş, aşamada taşınmazların bir kısmını kendi kazanımları ile elde ettiğini, bir kısmının ise düğün hediyesi olarak temlik edildiğini, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece ilk kararda; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairece; davalının gerek dava dışı üçüncü kişilerden gerekse mirasbırakandan zilyetliği devir yoluyla teslim aldığı tapusuz taşınmazlar bakımından muris muvazaası iddiasının dinlenebilme olanağı bulunmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, tenkis isteği yönünden ise 29.09.2015 tarihli keşifte tarafların sulh oldukları ancak bilahare bir irade fesadından söz etmeksizin sulhten vazgeçtiklerine değinilerek sulh konusunda gerekli irdeleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de, dava konusu 244 ada 19 parsel sayılı taşınmaz bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken dava konusu olmayan 224 ada 19 parsel sayılı taşınmaz bakımından hüküm tesis edilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacıların muris muvazaasına dayalı tapu iptali tescil taleplerinin reddine, terditli açılan tenkis talepleri yönünden ise taraflar sulh olmakla; dava konusu 227 ada 543 parsel sayılı taşınmaz hakkında feragat nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 227 ada 612 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, 227 ada 507 ve 194 ada 61 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tesciline, 184 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı ... vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 19.04.2022 tarihli ve 2021/9189 Esas, 2022/3260 Karar sayılı kararı ile; sulh kapsamında bulunan çekişme konusu 227 ada 670 parselin bölünemeyeceğinin anlaşılması üzerine sulhün infazının mümkün olmadığı, bu nedenle geçerli bir sulhten bahsedilemeyeceği açıkken, tarafların bu yöndeki beyanlarının sulh sözleşmesi kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu 227 ada 670, 244 ada 19 ve 225 ada 725 parsel sayılı taşınmazlar yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı, öte yandan dava dilekçesinde davacılar tarafından tenkis haklarının saklı tutulduğu bildirilmesine (yani tenkis talebinde bulunulmamasına) rağmen Dairece önceki bozma ilamında tenkis talebi de varmış gibi değerlendirme yapılmış olmasının ise maddi hatadan kaynaklandığına değinilerek 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı çerçevesinde araştırma ve değerlendirme yapılması, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/369 Esas, 2022/509 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın tapulu taşınmazları bakımından uygulanabileceği, davalının gerek dava dışı üçüncü kişilerden gerekse mirasbırakandan zilyetliği devir yoluyla teslim aldığı tapusuz taşınmazlar bakımından muris muvazaası iddiasının dinlenebilme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekilleri ayrı ayrı verdikleri temyiz dilekçelerinde özetle; Yargıtay ilamları arasında çelişki bulunduğunu, çelişkili kararların davacının mağduriyetine sebep olduğunu, Mahkemenin nitelendirmesinin dosya kapsamına uygun olmadığını, dava dilekçesinde genel muvazaadan bahsedildiğini, somut olayda kadastrodan önceki nedene dayanıldığını, tapusuz taşınmazın mirasçılardan mal kaçırma düşüncesi ile zilyetliğinin devrinin ve tescilin bir çeşit muvazaa olduğunu ancak muris muvazaası olmadığını, kadastrodan önce muvazaalı zilyetlik devrinin söz konusu olduğunu, yanlış
nitelendirme, değerlendirme ve eksik inceleme yapıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bilindiği ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; ''muris muvazaası, mirasbırakanın danışıklı olarak mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapuda kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklaması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin BK'nın 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilmelerine olanak veren hukuki bir olgu'' olarak tanımlanmaktadır. Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Butlan sonucunu doğurarak mirasbırakanın temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın mirasbırakanın tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu mirasbırakan ...’ın 08.04.2005 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak ilk eşi Hikmet’ten olma çocukları davacılar ...,...,ve davalı ... ile dava dışı ikinci eşi .....’nin kaldıkları, dava dışı üçüncü kişinin zilyetliğinde bulunan 225 ada 725 parsel sayılı tapusuz taşınmazın haricen satış nedeni ile kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiği; mirasbırakanın, zilyetliğinde bulunan 244 ada 19, 184 ada 11, 227 ada 507, 612, 670 ve 543 parsel sayılı tapusuz taşınmazları davalıya bağışladığını, 194 ada 61 parsel sayılı tapusuz taşınmazı ise davalıya sattığını açıklamak ve tespite muvafakat ettiğini belirtmek suretiyle taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiği, 543 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından dava tarihinden sonra dava dışı üçüncü kişiye satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalı vekili için 28.000.00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.