"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1662 E., 2022/1419 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Davacının İstinaf Başvurusu Ret - Davalı Hazinen ve ... vekilinin İstinaf Başvuruları Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/808 E., 2021/262 K.
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar Hazine ve ...’nın istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı , Aydın ili, Söke ilçesi , ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 9.635,32 m2’lik tescil harici taşınmazın 55-60 yıldan fazla zamandır imar-ihyası yapılarak babası tarafından zeytinlik olarak kullanıldığını, babasından kendisine intikal eden taşınmazı kendisinin de 20 yılı aşkın bir zamandır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullandığını ileri sürerek belirtilen kısmın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacının 18.09.2014 tarihli dilekçesi ile dava konusu alanı kiralama talebinde bulunduğunu, davacı yararına zilyetlikle mülk edinim şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili, dava konusu alanın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın Söke Belediyesinin sorumluluk alanında olduğunu, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca davacının davasında haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2018 tarihli, 2016/596 Esas, 2018/868 Karar sayılı kararı ile belirtilen kısım yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 23.05.2018 tarihli ek bilirkişi kurul raporuna ekli krokide A-1 harfi ile gösterilen 8.401,30 m2 kısmın davacı adına kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalılar Maliye Hazinesi ve ... vekilleri tarafından istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 31.10.2019 tarihli ve 2019/533 Esas, 2019/1076 Karar sayılı kararı ile; eksik inceleme ile hüküm verildiği, ayrıca 6360 sayılı yasa gereğince Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilerek bildireceği delillerin toplanması, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ilişkin orman tahdit harita ve tutanakları, Orman İdaresinden dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (2001, 1996, 1991 yılları) üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek getirtilip dosya ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve önceki keşfe katılmayan jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi ve orman mühendisi bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın kadastro paftasında tescil harici alan olarak bırakıldığı göz önüne alınarak imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise imar-ihyaya hangi tarihte başlandığı, imar ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmazın tarımsal amaçlı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, zilyetlik süresi hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözleri arasında çelişki olduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmesi, jeodezi ve fotogrametri mühendisine dosyanın tevdii ile dava konusu taşınmazın belirtilen tarihlere göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanması, ziraat bilirkişiden çekişmeli taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, taşınmazın imar-ihyasının hangi tarihte başlanıp tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, sınırındaki taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; orman mühendisi bilirkişiye taşınmazın var ise orman tahdit haritaları, memleket haritaları, hava fotoğrafları, amenajman planları uygulattırılması, zemin durumuna göre öncesi ve fiili durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda denetime elverişli harita ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla mı, yoksa feri zilyet sıfatıyla mı olduğunun tespiti ile, dava tarihine kadar, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; belirtilen kısım yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinim koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.07.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide A-1 harfi ile gösterilen 8.401,30 m2 tescil dışı zeytinlik olarak kullanılan alanın, A-3 olarak gösterilen 241,85 m2 ve A-4 olarak gösterilen 890,97 m2 ve A-5 olarak gösterilen 17,57 m2 alanın davacı adına zeytinlik vasfı ile kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kullandığı ve tescili talep edilen taşınmaz miktarının 9.555,34 m² olarak belirtilmesine rağmen bu taşınmazın tam ortasında bulunan bir alanın, üzerinde ağaç olmadığı ve taşlık niteliğinde olduğu gerekçesiyle bu kısma yönelik davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının bu bölümü zorunlu olarak tarımsal amaçla kullanamadığını, bu bölümün bahçede yapılan tarımsal ürünlerin depolanmasına yönelik olarak kullanılabileceğini, ayrıca kabul edilen kısımlar yönünden davacı lehine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığını ileri sürerek, belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğunun ispat edilmesi gerektiğini, davacının taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olmadığını, davacının 18.09.2014 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazı kiralamak istediğini bildirdiğini, yani davacının dava konusu taşınmazın Hazine arazisi olduğunu bildiğini ve malik sıfatı bulunmadığını, davacı yararına zilyetlikle mülk edinim koşullarının oluşmadığını, davacının babasının zilyetliğine dayanmadığını,davacı tarafın taşınmaza 20 yıl malik sıfatıyla zilyet olmadığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu,mahkemece eksik ve yetersiz inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu dayanak alınarak hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın çalılık, fundalık ve taşlık olması sebebi ile tescil harici bırakıldığı dikkate alındığında, zilyetlik ve zamanaşımı yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazla ilgili mülkiyet edinme şartlarının davacı lehine gerçekleşmediğini, buna rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 16.11.2022 tarihli ve 2021/1662 E. 2022/1419 K. sayılı kararıyla; orman niteliğinde olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında olup dava tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesinden imar ihyası tamamlanarak zeytinlik olarak kullanılan ve teknik bilirkişilerce düzenlenen raporda A1, A3, A4 ve A5 harfleri ile gösterilen kısımlar üzerinde TMK 713/1 ve 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddelerinde düzenlenen mülkiyet edinme şartlarının davacı lehine gerçekleştiği, A2 ile gösterilen kısım yönünden imar ihya şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi isabetli ise de, davanın kabulüne ve davacı adına tesciline karar verilen toplam alanın 8.401,30 m2 olmasına rağmen, bu kısmın A1 olarak gösterilen kısmın alanı olarak gösterilmesi ve bütün olarak yüzölçümünün gösterilmesi gerekirken, bir birini kapsayan alanların ayrı ayrı tesciline şeklinde infazda tereddüt oluşturur şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar Maliye Hazinesi ve Söke Belediye Başkanlığının istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulü ile teknik bilirkişilerce düzenlenen 13/07/2020 tarihli rapor ve krokide A1, A3, A4 ve A5 harfleri ile gösterilen toplam 8.401,30 m2'lik kısmın ev, dam ve zeytinlik niteliği ile davacı ... adına kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlere ek olarak, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf nedenlerinin yeterince incelenmediğini, belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14, 17 ve 18 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713/1 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Aydın ili, Söke ilçesi, ... Mahallesinde 1958 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz taşlık olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 3.013,24 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... Belediye Başkanlığından alınmasına,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.