"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1551 E., 2022/961 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/98 E., 2020/428 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 142 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak dava dışı ... adına tespit ve tescil edildiğini ve bilahare kayden satış suretiyle davalı adına tescil edildiğini, oysa taşınmazın kadim köy merası vasfında olduğunu, davalının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin de bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı dava dışı ...’dan tapu kaydına güvenerek satın aldığını, satış sırasında taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde herhangi bir kısıtlayıcı şerh bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişi beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre 1984, 1994, 2002 ve 2011 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazda kullanım bulunmadığı, kaldı ki taşınmaz mera vasfında olduğundan zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 142 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro sonucunda dava dışı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazı tapu siciline güvenerek iyiniyetli şekilde adı geçenden satın aldığını ancak taşınmazın mera vasfında olduğunu bilme imkanının bulunmadığını, TMK’nın 1023 üncü maddesi uyarınca iyiniyetinin korunması gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre 1984, 1994, 2002 ve 2011 yıllarına ait hava fotoğraflarında taşınmazın tarımsal faaliyete konu olmadığı, aynı şekilde tarımsal faaliyet yapılmayan komşu ve civar parsellerle benzer topografik görünüm ve arazi yapısına sahip olduğu, ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre taşınmazda herhangi bir tarımsal ürün ekilemeyeceği, arazinin bazalt kayalarla kaplı olduğu, taşınmazın hayvan otlatma amacıyla kullanıldığı, bu durumun keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişileri tarafından beyan edilip Mahkeme gözlemine de yansıtıldığı, keşifte elde edilen beyanların bilirkişi raporlarında varılan sonuçlarla uyumlu olduğu, bu nedenle Yerel Mahkemenin davacı Hazinenin davasının kabulü ile taşınmazın mera olarak özel siciline yazılmasına dair kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, her ne kadar davalı tarafından tapu siciline güvenerek taşınmazı satın aldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olup benzer düzenlemelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (madde 715, 999) da yer aldığı, anılan düzenlemeler gereğince kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi yolsuz tescil olup böyle durumlarda iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki iktisapların da geçersiz olduğu, taşınmazı kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci ya da üçüncü el olması sonuca etkili olmadığından bu kişilerin TMK'nın 1023 üncü maddesi uyarınca iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci, 715 inci, 999 uncu ve 1023 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 142 ada 1 parsel sayılı 333.103,52 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, ifraz, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare taşınmaz dava tarihinden önce kayden satış suretiyle davalı ... adına tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyize gelen davalıdan alınmasına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.