"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1823 E., 2022/2052 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/807 E., 2022/355 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Konya ili, Kulu ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 172 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, mirasbırakan babasından intikalen ve rızai taksim sonucu kaldığını, ancak bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak davalı Hazine adına tespit edildiğini belirtip dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın evveliyatının Hazine'ye ait olduğunu, 03.01.1963 tarihli tapu kaydı uygulanarak Hazine adına tespit gördüğünü belirterek davaların reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın belirtmelik tutanağında davacının babası ...'ün işgalinde olduğunun belirtildiği, kadastro çalışmalarında Hazine adına kayıtlı 03.01.1963 tarih 922 sıra nolu tapu kaydının uygulandığı, ... kızları ..., ... ve Nurten'in işgalinde olduğu belirtilip tarla vasfıyla Hazine adına tespit gördüğü, mahallinde gerçekleştirilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanlarına göre dava konusu taşınmazın öncesinde davacının babası ve halihazırda davacı tarafından kullanıldığı, bilirkişi raporlarına göre taşınmazın tarımsal faaliyete uygun olduğu, 1963 yılında Hazine adına yapılan tespitin hukuken sağlıklı olmadığı, 1963 yılından geriye doğru 20 yıl öncesinde davacı ve önceki zilyetlerinin taşınmaza malik oldukları, davacının babası ...'ün bayii ...'na ait 1937 tarihli vergi kaydı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli araştırma yapılmadığını, deliller toplanmadan verilen kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaza uygulanan 3.1.1963 tarih ve 922 sıra numaralı tapunun dosyada bulunan toprak tevzi paftası ve komşu parsel tutanak ve dayanaklarının değerlendirilmesi ile dava konusu taşınmaza uyduğu, bu nedenle tapunun oluştuğu 3.1.1963 tarihi itibari ile olağanüsü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin ispatlanması gerektiği, mahalli bilirkişi ... ile tanık ...'ın zilyetliğin başlaması gereken 1943 yılını bilebilecek yaşta oldukları ancak tanık ...'in 1958-1959 yıllarından itibaren, mahalli bilirkişi ...'un ise 30 yaşından itibaren taşınmazı hatırladığını ifade ettiği, tek başına davacının babası ...'ün bayii ...'na ait 1937 tarihli vergi kaydına değer verilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, tahrir kayıtları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile davanın ispatlandığını, tahrir kayıtlarının zilyetlikle desteklenip desteklenmediğinin açıklığa kavuşturulması için gerekli olan hava fotoğraflarının getirtilip jeodezi mühendisinden rapor alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46 ıncı maddeleri; 4753 ve 5618 sayılı toprak tevzi çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin Yasa hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 172 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Maliye Hazinesine ait 3.1.1963 tarih ve 922 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak Hazine adına tescil edildiği, Toprak Tevzi komisyonunca belirtmelik tutanağı incelendiğinde, 320 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın ... oğlu ... 'nın işgalinde olduğu, vergi kaydının 1196 tahrir sayısında olduğu, ancak tutanağın arka sayfasında 370 sayılı parsele ilişkin herhangi bir kaydın yer almadığı, 370 sayılı parselin tablendikatif listesine 1620 parsel numarası ile gittiği, bu parselin de kadastro tespiti sırasında ... kızları ..., ... ve ... işgalinde olduğu belirtilerek 172 ada 13 parsel olarak davalı Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. İlk Derece Mahkemesince mahallinde iki kez keşif yapılmış, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları alınmış, 1963 tarihinde yapılan toprak tevzi çalışmasının sağlıklı yapılmadığı, dinlenen mahalli bilirkişi beyanları ile de doğrulanan davacının babasının 1963 tarihi öncesinde 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğu, bilirkişi raporlarına göre taşınmazın tarla vasfında olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince Hazine adına kayıtlı 3.1.1963 tarihli tapu kaydının taşınmaza uyduğu, mahalli bilirkişilerin davacının babasının 1963 tarihi öncesinde 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğunu doğrulayamadıkları gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
3. Somut olayda; mahalli bilirkişi ...'ün,"..Bildiğim kadarıyla davacı ... babası öldükten sonra 15-20 yıldır burayı eker..." şeklindeki ilk keşif beyanı ile davacının babası ... öleli kırk seneyi geçmiştir, o zamandan beri tarlayı davacı ekip biçer şeklindeki ikinci keşif beyanı arasındaki çelişki, mahalli bilirkişi ... 'nin yaklaşık 50 yıldır dava konusu yeri davacı ve babası kullanmaktadır şeklindeki ilk keşif beyanı ile davacının babası öleli 30 sene olmuştur, belki daha fazladır o zamandan beri davacı ekip biçer, aklım erdiğinden beri tarlayı davacının babası ... ekip biçer şeklindeki ikinci keşif beyanı arasındaki çelişkiler giderilmemiş, uyuşmazlığın çözümünde hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
4.Hal böyle olunca; doğru sonuca varabilmek için Mahkemece öncelikle, çekişmeli parsel yönünden Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazların dayanak tapu kayıtlarının oluşum tarihinden (3.1.1963 tarihi) 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra beyanları alınan mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte daha önce beyanı alınan mahalli bilirkişilerin beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeye çalışılmalı ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldıkları, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten (3.1.1963 tarihi) geriye doğru davacı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılmak sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan dava konusu taşınmazın üzerlerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca temyiz olunan Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
HMK’nın 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın kararı veren Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.