"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1138 E., 2022/1596 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/520 E., 2021/164 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ... mirasçıları olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında müvekkilleri adına kayıtlı 452 ada 5 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olan taşınmaz bölümünün, dava konusu 452 ada 2 ve 461 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar içerisine dahil edildiğini, taşınmazların uzun yıllardan beri müvekkilleri ve üst soyları tarafından malik sıfatıyla zilyet edildiğini, üzerlerinde muhtelif çaplarda kavak ve meyve ağaçları bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların zeminde yapılacak keşifte gösterecekleri bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi tarafından davaya cevap verilmemiş; Hazine temsilcisi duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. İhbar olunan ... vekili cevap dilekçesinde; dava tescil harici bir alana ilişkin olmadığından vekil eden aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, eğer tescil harici alana ilişkin ise bu durumda Mahkemece taşınmazların hangi sebeple tescil harici bırakıldığının araştırılması, taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi ve sonucu itibariyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 452 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinden davacının talep ettiği alanın 2001 yılında tespitinin yapıldığı, 20 yıl davasız aralıksız zilyetlik şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması açısından bilirkişilerce hava fotoğraflarının değerlendirildiği, 1958, 1976, 1983 ve 1989 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinde taşınmazın derenin taşkın sahası içerisinde kaldığı ve aktif dere yatağı vasfında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında müvekkilleri adına kayıtlı 452 ada 5 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olan taşınmaz bölümlerinin, dava konusu 452 ada 2 ve 461 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar içerisine dahil edildiğini, taşınmazların uzun yıllardan beri müvekkilleri ve üst soyları tarafından malik sıfatıyla zilyet edildiğini, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün yüzölçümünün yalnış ve eksik ölçüldüğünü, dava konusu taşınmazların sınırında bulunan dere yatağına komşu birden fazla tapulu taşınmaz bulunduğunu, taşınmazlar dere yatağı vasfında olsaydı üzerinden birden fazla çeşit ağaç bulunamayacağını, öte yandan Mahkemece dava konusu taşınmazların sınırında bulunan akarsu yönüyle kıyı- kenar çizgisi belirlemesi de yapılmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/C bendine göre dere yatakları Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup Hazinenin mülkiyetinde bulunduğu, çekişmeli taşınmaz bölümünün dere yatağı vasfında olup olmadığı konusunda jeolog bilirkişi tarafından zeminde ve geçmiş dönemlere ilişkin hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor tanzim edildiği, çekişmeli bölümün derenin taşkın sahası içinde kaldığının tespit edildiği, dere yatağı vasfındaki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukuken hiçbir değerinin bulunmadığı, kaldı ki dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin dere yatağı vasfıyla eski tapu kaydı uyarınca yapılmış olması da gözönünde bulundurulduğunda davanın reddi yönündeki Yerel Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar edip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16/C ve 17. maddeleri
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Artvin ili, ... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 452 ada 2 parsel sayılı 18.061,20 metrekare ve 461 ada 1 parsel sayılı 14.393,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı ve ifraz nedeniyle ayrı ayrı Hazine adına “dere yatağı boş arazi” vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.