Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1600 E. 2024/2604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yetkilendirilen kişinin vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı, taşınmaz satışlarında hile bulunup bulunmadığı ve iyiniyetli üçüncü kişi konumunun davalıya uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin davacının iradesine aykırı olarak taşınmazları devrettiği, davalıların satış bedellerini ödediklerini ispatlayamadıkları, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak davacıyı zarara uğrattığı, son kayıt malikinin de düşük bedelle taşınmazları devralması ve durumdan haberdar olması nedeniyle iyiniyetli üçüncü kişi korumasından yararlanamayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1955 E., 2022/1793 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/163 E., 2020/230 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; saf biri olmasından faydalanan davalı ...'in “sigorta işlemlerini gerçekleştirip seni emekli edeceğiz” telkini ile kendisinden hile ile vekaletname alarak maliki olduğu 105 ada 30, 125 ada 38, 127 ada 14, 133 ada 5, 143 ada 11, 143 ada 33 ve 108 ada 90 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...’e ve davalı ...'a, adı geçenlerin de diğer davalı ...'e devrettiğini, işlemler bilgisi ve iradesi dışında yapıldığı gibi kendisine herhangi bir bedel de ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, tüm davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; ... ilçesinde emlakçılık işi yaptığını, dava konusu taşınmazları öncesinde tanıdığı Kandıra köylerinde güneş enerjisi işi yapan dava dışı ... vasıtasıyla pazarlık sonucunda bedelini ödeyerek satın aldığını, satış bedelini davalı vekil ...'e ödediğini, yaklaşık 3 ay kadar sonra taşınmazları diğer davalı ...’a bedeli karşılığında devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; emlakçılık yapan dava dışı eşi ...’in daha önceden tanıştığı dava dışı ... isimli şahıstan taşınmazların satılık olduğunu duyduklarını, davalı ...’ın vekili ve dava dışı ... ile yapılan pazarlık neticesinde taşınmazları 25.000 TL bedelli çek ve 85.000 TL nakit para olmak üzere toplamda 110.000,00 TL karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar ... ve ...; davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2020 tarih ve 2017/163 E- 2020/230 K sayılı kararıyla; davacının emeklilik işlemlerinin yapılacağı inancıyla davalı ...’e vekaletname verdiği, ancak davalı vekil ...’nin vekalet görevini kötüye kullanarak davacının iradesine aykırı şekilde dava konusu taşınmazları devrettiği, satış bedelinin davacıya ödendiğinin de davalılar tarafından ispatlanamadığı, son kayıt maliki ... yönünden de taşınmazların rayiç değerleri ile resmi senetteki satış bedelleri arasında aşırı orantısızlık bulunduğu, eşi emlakçı olan davalı ...'ın taşınmazların değerlerini ufak bir araştırmayla bilebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı ...'ın da ediniminde iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile; kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle diğer davalılar ..., ... ve ... yönünden ise davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/874 E., 2021/1463 K. sayılı kararıyla; tanık olarak dinlenen ...'nın beyanından son kayıt maliki davalı ...'ın bedelini ödeyerek taşınmazları satın aldığının anlaşıldığı, davalı ...'ın eşi ile davalı ...’in aynı bölgede emlakçılık yapmaları sebebiyle öncesinde tanıştıkları, diğer davalı ...'ı ise tanımadıkları, davalı ...’ın eşinin iş nedeniyle önceden tanıdığı ...’nın tavsiyesiyle taşınmazları satın aldığı, ediniminde iyiniyetli olduğu, davada tazminat isteğinin de bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davalı ... yönünden tapu iptal-tescil isteğinin reddine, diğer davalılar ...,... ve ... yönünden ise kayıt maliki olmadıklarından davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 30.05.2022 tarihli ve 2022/228 E- 2022/4321 K sayılı kararıyla; "...Somut olayda, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından, davalı vekil ...’nin davacının iradesine aykırı olarak, dava konusu 105 ada 30, 127 ada 14, 108 ada 90, 133 ada 5 ve 143 ada 11 parsel sayılı 5 parça taşınmazı davalı ...’e, diğer dava konusu 125 ada 38 ve 143 ada 33 parsel sayılı 2 parça taşınmazı ise diğer davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, davalı ...’in temlik aldığı 5 parça taşınmazın tamamını daha sonra davalı ...’e devrettiği, davalıların satış bedellerini ödediklerini ispatlayamadığı, davalı vekil ...’nin vekalet görevini kötüye kullanarak ilk el konumundaki diğer davalılar ... ve ... ile el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırma kastıyla hareket ettiği; öte yandan davalı ...’in ikinci el konumunda olduğu 105 ada 30, 127 ada 14, 108 ada 90, 133 ada 5 ve 143 ada 11 parsel yönünden de devirlerin kısa aralıklarla ve düşük bedellerle gerçekleştirilmesi, satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamaması karşısında ediniminde iyiniyetli kabul edilemeyeceği açıktır. Son kayıt maliki davalı ...’in ise, satış bedelini ödediğini ispatlayamadığı gibi, ödediğini iddia ettiği bedelin taşınmazların gerçek değerinden oldukça düşük olduğu, davalı ...’ın dava dışı kocası ...’ın da Kandıra’da emlakçılık işi yaptığı, dinlenen tanık beyanlarından, çekişmeli taşınmazların ilk satışına aracılık eden dava dışı ... ile davalının kocası ...’ın arkadaş oldukları ve birlikte iş yaptıklarının anlaşıldığı, aracı ...’nın aynı zamanda diğer davalılar ..., ... ve ...’i de tanıdığı, yine davalının kocası ...’ın emlakçılık yapan ilk el davalı ...’i de tanıdığı dosya kapsamıyla sabit olup, açıklanan tüm bu olgular ve olayların akışından, son kayıt maliki davalı ...’ın da durumu bilen ve bilebilecek kişi konumunda bulunduğu, ediniminde iyiniyetli kabul edilemeyeceği ve Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamında belirtilen gerekçelere yer verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararda müvekkilinin ödediği bedeli ispatlayamadığının iddia edildiğini, oysa cevap dilekçesi ekinde sundukları ve dosyada mübrez satış sözleşmesiyle sabit olduğu üzere taşınmazlara karşılık bir miktar nakit para ve çek verildiğini, satış sözleşmesinde bilgileri yazılı çekin de müvekkili tarafından ödendiğini, çekin ödenip ödenmediği, bedelin kim tarafından alındığı bankadan sorulmadan bedelin ödenmediğini iddia etmenin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, yine kararda taşınmazların bedelinin düşük olduğundan bahsedildiğini, müvekkilinin eşi emlakçı olup taşınmazları piyasa değerinden alması halinde kâr edebilmesinin mümkün olmayacağını ve ticari açıdan mantıklı bir alışveriş olmayacağını, karardaki hatalı diğer bir hususun da devirlerin kısa aralıklarla yapıldığı iddiası olduğunu, yapılan keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına bakıldığında davacının vekalet verdiği ...'in taşınmazları emlakçılara sattığının sabit olduğunu, uyuşmazlığın, ...'in aldığı satış bedellerinin davacıya ödeyip ödemediği noktasında toplandığını, bu durumda davacının yapması gerekenin vekil olan ...’den tazminat talep etmek olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 ve 1024 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının Kocaeli 6. Noterliğinin 22.07.2013 tarih ve 21069 yevmiye numaralı vekâletnamesi ile, Kocaeli ili, ilçeleri ve köyleri hudutlarında adına kayıtlı bilumum taşınmazların satışı konusunda davalı ...’i vekil tayin ettiği, vekil ...’nin dava konusu ... ve 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazları 17.12.2013 tarihli aynı akitle davalı ...’e, ...’in de anılan taşınmazların tamamını 24.02.2014 tarihli aynı akitle diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettiği; yine vekil ...’nin diğer dava konusu 125 ada 38 ve 143 ada 33 parsel sayılı taşınmazları da 20.02.2014 tarihli aynı akitle davalı ...’a devrettiği; davalı ...’in ise dava konusu taşınmazların tamamını 21.03.2017 tarihli aynı akitle davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, davacının 26.06.2014 tarihinde davalı vekil ...’i vekillikten azlettiği anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Temyiz eden davalı yönünden;

...