Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1616 E. 2024/1238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkin davada taraf teşkilinin eksik olup olmadığı ve davaya konu taşınmaz üzerinde zilyetlik yoluyla edinme şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya, yasal hasım sıfatıyla katılması gereken Devlet Su İşleri ve köy tüzel kişiliğinin dahil edilmemesi ve taraf teşkilinin eksik olması, ayrıca taşınmazın baraj gölü altında kalması nedeniyle mülkiyetin tespiti yerine tescil kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/387 E., 2023/55 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul Kısmen Ret

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ada 2 parsel sayılı taşınmazın sahipsiz oluğu iddiasıyla kadastro çalışmaları sırasında Köy tüzel kişiliği ve Hazine adına tescil edildiğini, yapılan bu tespite süre içerisinde itiraz ettiğini, dedelerinden kendilerine kalan arazilerin sahipsiz olduğu iddiasıyla hazine ve köy tüzel kişiliği adına tescil edilmesinden dolayı kendi arazisinin yol altında kalan kısmının adına kayıt edilmesi için bu davayı açma zaruriyetinin doğduğunu ileri sürerek sınırları belirtilen dava konusu parselin Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edilen ve yol altında kalan kısmının tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamış, katıldığı duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.09.2013 tarihli ve 2013/247 E., 2013/508 K. sayılı kararıyla; davacının açıkça davaya konu taşınmaz üzerinde ne babası ne de kendisinin herhangi bir imar ihya işlemi yapmadığını duruşmada beyan ettiği, dosya kapsamı ile davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 11.06.2014 tarihli ve 2014/7007 E., 2014/8142 K. sayılı kararıyla; eksik araştırma ve inceleme neticesinde verilen kararın hatalı olduğu, ayrıca davanın ... Köyü tüzel kişiliğine yöneltilmemiş olmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.01.2023 tarihli ve 2015/387 E., 2023/55 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 1984, 2008 ve 2010 yıllarına ait hava fotoğraflarının celp edildiği, hava fotoğraflarının incelenmesi yönünden dosyanın jeodezi ve fotogrametri bilirkişisine tevdi edildiği, alınan raporda ise 1984 yılının hava fotoğrafına göre kroki ile belirtilen alanın fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile belirtilen alan ile 124 ada 2 parsel nolu taşınmazların komşu taşınmazlar ile aynı özelliklerde olduğu, südürülüş biçimine ilişkin emarelere rastlanıldığı, 1984 yılı itibariyle imar ihyaya konu olabilecek ekonomik amaca uygun kullanılan alanlardan olduğu, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen alanın ise ekonomik amaca kullanımının olduğu görülmediğinden imar-ihya gören yerlerden olmadığının belirtildiği, aynı şekilde 2008 ve 2010 yılına ilişkin hava fotoğrafında da ilgili ekonomik olarak kullanımının devam ettiğinin tespit edildiği, dava konusu fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile belirtilen taşınmazın 1984 yılı itibariyle imar ve ihyasının tamamlandığı, dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın süredir davacının tasarrufunda bulunduğu gerekçesiyle; davaya konu (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın kabulüne, ... ada 2 parsel sayılı taşınmaz için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Cizre 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 esas sayılı dosyası ile bedel tespit ve tescil davası açıldığı mahkemenin 2018/73 karar numarası ile Devlet Su İşleri adına tescil edildiği anlaşılmakla bu hususta kesin hüküm verildiğinden ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen kısmın imar ihyaya konu olmayan yerlerden olduğundan bu taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle ; yerel mahkemece verilen kararın ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, 23.11.2021 Harita Mühendisi (Jeodezi ve Fotogremetri) raporunu ve Jeodezi ve Fotogratmetri Mühendisi bilirkişisi ... 'in raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın imar ihya görmediği yönündeki raporunu kabul etmediklerini, diğer parseller ile ilgili rapora itirazlarının olmadığını, dosya kapsamında yer alan ziraat bilirkişi raporları ile harita ve jeodezi bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, dosya kapsamında yer alan fotoğraflar ile keşif ve mahkeme gözleminde taşınmazlarda imar ihyanın yapıldığının açık olduğunu, bilirkişinin aksi yöndeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, yine dava konusu taşınmazların evveliyatında da tarım arazisi olduğunun hava fotoğrafları ile de sabit olduğunu, uydu fotoğraflarının çekildiği tarihler itibariyle taşınmazın nadasa bırakıldığını, yine ... Köyü'nün 1990 yılından 2008 yıllarına kadar terör nedeniyle boşaltılan köylerden olduğunu, arazilerin bir bütün olarak kullanıldığının fen bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, kadastro tarihinden 20 yıl öncesine bakılması gerekirken 1984-2008 ve 2010 tarihli hava fotoğrafları ile tahmini bilgi ile taşınmazların imar ihya görmediği yönündeki raporu kabul etmediklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, açılan davada TMK 713/2 maddesinde belirtilen olağanüstü zamanaşımı koşullarının gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde davacıların adlarına tescilini talep ettikleri yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kabul kararı verilen kısım yönünden imar ihya şartlarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddeleri uyarınca tapuya tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan yerin kadastro çalışmaları sırasında "taşlık" olarak tespit harici bırakıldığı, komşu 124 ada 2 parsel sayılı 4451,73 m2, hali arazi vasıflı taşınmazın 12.12.2011 tarihinde Hazine adına tespit ve tescil edildiği, eldeki temyize konu davanın 124 ada 2 parsel ve tespit harici bırakılan kısımlar için Kadastro Mahkemesinde açıldığı, aşamada tapulama harici bırakılan kısımlar ile ilgili olarak önce tefrik, sonra görevsizlik kararı verildiği, 124 ada 2 parselle ilgili kadastro tespitine itiraz davası neticesinde ise Kadastro Mahkemesince tespit iptal edilerek davacı adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın 19.04.2013 tarihinde kesinleştiği, daha sonra ise DSİ tarafından kamulaştırıldığı ve açılan dava neticesinde mahkemece DSİ adına tesciline karar verildiği, dosya kapsamında alınan 24.10.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu edilen yerlerin (A) ve (B) harfleri ile gösterildiği, bu kısımların tescil harici alanlara denk geldiğinin tespit edildiği, 11.05.2022 tarihli ziraat ve inşaat bilirkişilerince hazırlanan raporda dava konusu taşınmazların hali hazırda Baraj Gölü suları altında kaldığının bildirildiği, 23.11.2021 tarihli jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda ise (B) harfi ile belirtilen alan ile 124 ada 2 nolu parselin 1984 yılı itibari ile ekonomik amaca uygun olarak imar-ihyasının tamamlandığı, 2008 ve 2010 yılı hava fotoğraflarında da ekonomik amaca uygun kullanımın görüldüğü, (A) harfi ile belirtilen alanda ise imar-ihyaya konu olacak herhangi bir ekonomik kullanımın olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.

2. Öte yandan belirtmek gerekir ki; her ne kadar önceki bozma ilamında kadastro sırasında tescil harici bırakılan yerin TMK'nın 713/1 inci maddesi uyarınca tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/3 üncü maddesi uyarınca Hazine ile ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesi gerektiği, ancak somut olayda; TMK'nın 713/3 üncü fıkrası gereğince davanın yasal hasım durumunda bulunan Hazine'ye yöneltilmekle yetinildiği, davada yasal hasım olarak bulunması zorunlu olan ... Köyü Tüzel Kişiliği'ne ise dava yöneltilmeyerek taraf teşkilinin sağlanmadığı, bu nedenle öncelikle ... Köyü Tüzel Kişiliğinin davaya dahil edilmesinin sağlanması gerektiği belirtilmiş ve bozma sonrası davacı vekili tarafından sunulan 25.11.2015 tarihli dilekçesinde ... Köyü Tüzel Kişiliğinin davaya dahil edilmesi talep edilmiş ise de; adı geçen köy tüzel kişiliğine herhangi bir tebligat yapılmadığı, savunmasının ve delillerinin saptanmadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazların Baraj Gölü suları altında kaldığı bildirilmesine rağmen DSİ'nin davada yer alması gerektiği hususunun da göz ardı edildiği, taraf teşkilinin yine sağlanmadığı anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle ... Köyü Tüzel Kişiliği ile DSİ'nin davaya dahil edilmesi sağlanmalı, bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, toplanan ve toplanacak deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.

4. Kabule göre de; dava konusu taşınmazın baraj gölü altında kalması nedeniyle, mülkiyetin tespitine ilişkin karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, tescil hükmü kurulması da usul ve yasaya aykırıdır.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasına ilişkin sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.