Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1618 E. 2023/6843 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak açılan tapu iptal ve tescil davasında, davacının tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve davacının zilyetliğinin zilyetlikle iktisap için yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dayandığı tapu kaydının sınırının nehir olduğu, dava konusu taşınmazın ise nehrin ötesinde bulunduğu ve davacının dava konusu taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gözetilerek mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/5 E., 2020/315 K.

DAVALILAR : ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 14.12.2011

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Ağrı ili, ... ilçesi...köyü ...mevkii 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazın babası ...t adına ... Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 24.12.1968 tarih Sıra No: 28, Sayfa No: 4, Cilt No: 28'de kayıtlı olduğunu, bu tapu kaydının 18.07.1986 gün ve Yevmiye No: 105, Cilt No:16, Sayfa No: 31, No: 8'de adına intikal gördüğünü, dava konusu taşınmazın bir bütün olarak 52,000 m² olup bunun 17,434 m²'lik kısmının dava konusu parsel adı altında ... adına tespit gördüğü, geriye kalan 34,566 m²'lik kısmın boşluk bırakılarak Hazine adına tespit yapıldığını, davalılar adına haksız yapılan kadastro tespitinin iptali ile dava konusu yerlerden Karayolları Genel Müdürlüğüne sattığı yer çıkarıldıktan sonra bakiye kalan 34566 m²'lik kısmın adına yeniden ada ve parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde, taşınmazın hukuka uygun olarak kamulaştırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.02.2015 tarih ve 2011/185 Esas, 2015/62 Karar sayılı kararı ile, Hazine adına kayıtlı 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 16.01.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide A Harfi ile gösterilen 34.566,00 m²'lik kenarı turuncu renk ile çevrili kısmın parselden ifrazı ile ayrı ada son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline, parselin kalan kısmının tespit gibi tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi ve ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 23.09.2019 tarih ve 2018/5891 Esas, 2019/5510 Karar sayılı kararıyla, 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazın sınırında ...Nehri’nin bulunduğu gözetildiğinde, davacının dayandığı tapu kaydının nizalı taşınmaz bölümünü kapsamadığı, nizalı taşınmaz bölümü üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin; 11.12.2020 tarihli ve 2020/5 Esas, 2020/315 Karar sayılı kararı ile; 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazın sınırında ...Nehri’nin de bulunduğu gözetildiğinde, davacının dayandığı tapu kaydının, nizalı taşınmaz bölümünü kapsamadığı, nizalı taşınmaz bölümü üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin; 11.12.2020 tarihli ve 2020/5 Esas, 2020/315 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde, dava konusu 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki şartların lehlerine göre geliştiğini, bu tür yerlerin tapu kaydı ile birlikte ziliyetlik süresinin 100 yıla yakın olması ve tapu kaydının dört sınırı itibarlı aynen bu taşınmaza uyması ve mahallinde yapılan keşifte dinlenen tutanak bilirkişileri ve mahalli bilirkişiler ve tanık anlatımları ile doğrulandığından, fen memurunun raporu ve ziraatçi bilirkişilerin raporları da bu doğrultuda olması sebebiyle haklı davalarının kabülüne karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesinin doğru olmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13 üncü, 14 üncü, 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı ..., 24.12.1968 tarih, 22 sıra numaralı tapu kaydından gelen, 18.07.1986 tarih, 8 sıra numaralı tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış, mahallinde yapılan keşif sonucunda, davacının dava konusu ettiği yerin, 110 ada 78 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümü, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü ile bu taşınmazlar arasında bulunan ... Nehri'nin bir bölümü olduğu anlaşılmış, Mahkemece yapılan yargılama sonunda 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü yönüyle davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm yalnızca davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davacının dayandığı tapu kaydının geldisi olan 24.12.1968 tarih, 22 sıra numaralı kök kayıt incelendiğinde; tapu kaydının tescil ilamıyla davacının babası adına oluştuğu, kaydın bilahare 18.07.1986 tarihinde tedavül görmesiyle 7 ve 8 numaralı kayıtların oluştuğu, 7 numaralı kaydın kamulaştırma sebebiyle Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, 8 numaralı kaydın ise davacının babası ...t’ın vefat etmiş olması sebebiyle mirasçıları adına tescil edildiği ve 7 numaralı kaydın kadastro sırasında 110 ada 20 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü anlaşılmıştır. 24.12.1968 tarih, 22 sıra numaralı kök kaydın güney hududunun “...Nehri” okuduğu, kaydın intikaliyle oluşan ve 110 ada 20 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 18.07.1986 tarih, 7 sıra numaralı müfrez tapu kaydının da güney hududunun “...Nehri” okuduğu, davacının dayandığı aynı tarih 8 numaralı tapu kaydının ise güney hududunun “Bu yerden müfrez karayollarına kamulaştırılan yer” okumakla, esasında kök kayıttan ifrazen gelen müfrez tapuların birbirlerini okuduğu, dava ve temyize konu yerin ise 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü olduğu, 110 ada 20 parsel sayılı taşınmaz ile 113 ada 1 parsel arasında ...Nehri bulunduğu, hal böyle olunca davacının dayandığı 18.07.1986 tarih, 8 sıra numaralı müfrez tapu kaydının ...Nehrinin ötesinde bulunan dava ve temyize konu taşınmaz bölümünü kapsamına almadığı, davacı tapu kaydının yanında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanmışsa da dosya arasındaki ziraat mühendisi bilirkişi raporu ve ekli fotoğraflardan, dava ve temyize konu taşınmaz bölümü üzerinde, davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde ve özellikle hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 215,45 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

28.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

Harç :

Onama Harcı : 269,85 TL

Peşin Harç : 54,40 TL

A.G.H : 215,45 TL

- KARŞI OY -

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesinin (İDM) 26.02.2015 tarih ve E.2011/185, K.2015/62 sayılı kararıyla davanın kabulüne ve Hazine adına kayıtlı 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 34.566,00 m² lik kısmının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

Kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.09.2019 tarih ve E. 2018/5891, K.2019/5510 sayılı kararıyla "...Davacı Mehmet Emin Polat, 24.12.1968 tarih 22 sıra numaralı tapu kaydından gelen 18/07/1986 tarih 8 numaralı tapu kaydına ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedenine dayanarak 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış, mahalinde yapılan keşif sonucunda davacının dava konusu ettiği yerin 110 ada 20 parsel, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen bölümüyle bu taşınmazlar arasında bulunan ...Nehri'nin bir bölümü olduğu anlaşılmıştır. Davacının dayandığı tapu kaydının tesisi olan 24.12.1968 tarih 22 sıra numaralı kayıt incelendiğinde; tapu kaydının tescil ilamıyla davacının babası adına oluştuğu, kaydın bilahare 18.07.1986 tarihinde tedavül gördüğü ve 7 ile 8 numaralı kayıtların oluştuğu, 7 numaralı kaydın kamulaştırma sebebiyle ... adına tescil edildiği, 8 numaralı kaydın ise davacının babası ...t'ın vefat etmiş olması sebebiyle mirasçıları adına tescil edildiği, 7 numaralı kaydın kadastro sırasında 110 ada 20 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazın sınırında ...Nehri'nin de bulunduğu gözetildiğinde, davacının dayandığı tapu kaydının nizalı taşınmaz bölümünü kapsamadığı" belirtilerek davanın reddedilmesi gerektiğinden bahisle İDM kararı bozulmuştur.

İDM'ce anılan bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da karar düzeltme yolu da kapalı olmak üzere anılan kararın onanması yönünde hüküm kurulmuştur.

Sayın Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, 16. Hukuk Dairesinin 23.09.2019 tarih ve E. 2018/5891 K. 2019/5510 sayılı kararının maddi hataya dayalı olarak verilip verilmediği, bu çerçevede davanın reddi yönünde kesin bozma yapılmasının, buna uyulmasının yerinde olup olmadığı ve son olarak keşfen değer tespiti yapılmayan taşınmaza ilişkin temyiz incelemesi nedeniyle verilen kararda karar düzeltme yolunun açık tutulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Davacı dava dilekçesinde 24/12/1968 tarih sıra no 22'de kayıtlı olan tapusuna dayanmış, bu tapunun miktarının 52.000 m² olduğunu, 18/07/1986 da intikal gördüğünü ve intikalden sonra oluşan 7 numaralı kaydın (17.434 m²) kamulaştırılma nedeniyle ... adına tespit gördüğünü ve bu tespitin doğru olduğunu kalan 34.566 m² lik kısmın ise 8 no'lu tapu kapsamında kaldığını fakat bu tapunun kadastro tespiti sırasında uygulanmadığını, taşınmazın Hazine adına kayıtlı taşınmaz içinde kaldığını ileri sürmüştür.

İDM'ce de mahalinde yapılan keşif, tapu uygulaması ve özellikle mahalli bilirkişilerin beyanına dayalı teknik bilirkişi raporu içeriği dikkate alınarak 8 numaralı tapu kaydının dava konusu yer olan 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içerisinde A harfiyle gösterilen yere uyduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 16. Hukuk Dairesi yukarıda özetlenen kararında davacının dayandığı 8 numaralı tapu kaydının dava konusu yeri kapsamadığı sonucuna ulaşmıştır.

Kanaatimizce 16. Hukuk Dairesinin anılan kararı dosya kapsamıyla uyumlu olmayıp dosya arasında bulunan ve fakat birbirinden farklı iki ayrı hususu belirten kütük defteri kayıtlarına dayalı maddi hatadan kaynaklanmaktadır. Şöyle ki davacı tarafın dayandığı tapu kaydının mahkeme kararıyla oluştuğu, taşınmazın tamamının yaklaşık 52.000 m² olduğu, daha sonra tedavül görerek 7 ile 8 numaralı kayıtların oluştuğu, 7 numaralı kaydın kamulaştırma sebebiyle ... adına tescil gördüğü, 8 numaralı kaydın ise davacının babası ...t'ın vefatı nedeniyle mirasçıları adına tescil gördüğü hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının iddiası 8 numaralı kayıt kapsamında bulunan 34.566 m² lik kısma ilişkin tapunun kadastro sırasında uygulanmadığı ve bu nedenle söz konusu yerin 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde Hazine adına tespit gördüğü yönündedir. Bu çerçevede dosya arasında bulunan tapu kayıt defterinin bir sayfası incelendiğinde (cilt 36 sayı 31) 7 numaralı tapunun uygulanmadığı, 8 numaralı tapunun ise kadastroda 110 ada 20 parsel sayılı taşınmaza gittiği belirtilmiş iken bir başka sayfada 8 numaralı tapu kaydının uygulanmadığı, 7 sıra numaralı tapu kaydının ise 110 ada 20 parsele gittiği belirtilmiştir. Bu durumda bu kayıtlardan hangisine itibar edilmesi gerektiği sorunu ortaya çıkmakta, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde 7 numaralı tapunun 110 ada 20 parsel sayılı taşınmaza uygulandığı ve bu taşınmazın da ... adına kamulaştırma nedeniyle tespit gördüğü, 8 numaralı tapu kaydının ise kadastroda uygulanmadığı anlaşılmaktadır.

Davacı mahkeme kararıyla oluşan tapuya dayandığına ve davacının dayandığı 8 numaralı kaydın kadastronun tespiti sırasında uygulanılmadığı açık olduğuna göre 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararında anılan tapu kaydının dava konusu taşınmaza neden uymadığının kabul edildiği anlaşılamamaktadır. Buna göre davanın reddedilmesi gerektiği yönündeki bozmanın hangi hukuki nedene dayandığı tespit edilemediğinden İDM'ce bu karara uyularak davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, dolayısıyla söz konusu kararın bozulması gerektiği değerlendirilmektedir.

Bu bağlamda eğer tapunun dava konusu taşınmaza uyup uymadığı noktasında bir tereddüt duyuluyor ise 8 numaralı tapunun dayanağı olan 1968 tarih ve 22 sıra numaralı tapunun Mahkeme kararıyla oluştuğu da nazara alınarak söz konusu karara dayanak teşkil eden krokinin ve 8 numaralı tapu kaydının tüm dayanaklarıyla birlikte usulünce uygulanarak bir sonuca ulaşılması gerektiği belirtilerek bir araştırma bozması yapılması yoluna gidilmelidir.

Öte yandan çoğunluk kararında davanın değeri nedeniyle karar düzeltme yolunun kapalı olduğu kabul edilmiştir. Belirtmek gerekir ki dava konusu taşınmazın değeri keşfen saptanmamıştır. Taşınmazın değerinin karar düzeltme yoluna başvuru sınırının altında kaldığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde keşfen saptanmamış olması ve yaklaşık 35.000 m² olan bir taşınmazın değerinin karar tarihi itibariyle karar düzeltme yoluna başvuru sınırının altında olmama ihtimalinin yüksek olması karşısında bir varsayıma dayalı olarak karar düzeltme yolunu kapalı tutmanın hak arama özgürlüğünü ihlal edebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle karar düzeltme yolunun kapalı tutulmasının da yerinde olmadığı değerlendirilmektedir.

Açıklanan nedenlerle davanın reddi yönündeki İDM kararının yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulması ve Dairemiz kararında somut davanın koşullarına göre karar düzeltme yolunun da açık tutulması gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına iştirak edilememiştir.