"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anne ve babaları.... ve ... ’un 16215 parsel sayılı taşınmazı 1/2’şer paylarla davalı oğulları ... ve ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini ve şimdilik 10.000 TL ecrimisilin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanlarının paylaştırma amacıyla hareket ettiğini, dava konusu taşınmazın kendilerine verilmesi karşılığında davacılara ve dava dışı kız kardeşlerine de para verildiğini, bu hususta noterde düzenlenen 26.11.1990 tarihli sözleşme ile davacıların miras paylarının kendilerine ödendiğini kabul edip, mirastan feragat ettiklerini, temlikin muvazaalı olmadığını, taşınmazın yıllar içerisinde değerlenmesi üzerine davacıların kötüniyetli olarak dava açtıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 25. Asliye Hukuk Mahkemesi 22.09.2020 tarihli ve 2018/75 Esas, 2020/165 Karar sayılı kararı ile mirasbırakanlar tarafından davacılara da miras payı olarak para verildiği, gerçek iradelerinin hak dengesini gözeterek, tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmak olduğu, temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 tarihli ve 2020/1592 Esas, 2021/861 Karar sayılı kararıyla; davacılar ile dava dışı kız kardeşlerin toplam 40.000.000 TL karşılığında davalı erkek kardeşleri lehine miras haklarından feragat ettiklerine dair noterde belge düzenledikleri, dosya kapsamından mirasbırakanların mirastan mal kaçırma amacıyla hareket ettiklerine dair bir delil bulunmadığı, mirasbırakanların asıl iradelerinin tüm mirasçıları arasında hakkaniyetli bir paylaştırma yapmak olduğu, haksız fiil olmadığından ecrimisil de istenemeyeceği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 10.03.2022 tarihli ve 2021/7570 Esas, 2022/1943 Karar sayılı kararıyla: “...davacılar vekili tarafından tanık olarak bildirilen ...’ın dinlenilmesinden vazgeçilmediği halde, Mahkemece HMK'nın 241. maddesi gereği uygulanmadan, gerekçesiz olarak anılan tanık dinlenmeden, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı tanıklarından ...’ın usulüne uygun şekilde dinlenmesi, toplanan ve toplanacak deliller yukarıda belirtilen ilkelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirastan feragat sözleşmesi geçerli olmamakla birlikte davacıların bu belgeye göre para aldıklarının kabulü gerektiği, tanıkların beyanının da bu yönde olduğu, ödenen bedelin hak dengesine uygun olduğu, mirasbırakanın tüm mirasçıları kapsar şekilde paylaştırma yaptığı, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, eksik inceleme ile karar verildiğini, mirastan feragat sözleşmesinin geçersiz olduğunu, Mahkemece hem sözleşmenin geçersiz kabul edilip hem sözleşme maddelerine göre hüküm tesis edilmesinin çelişkili olduğunu, anne ...'nin sözleşmeye muvafakat etmediğini, bedelin mirasbırakan tarafından ödenmediğini, temlikin bedelsiz yapıldığının davalılar tarafından kabul edildiğini, ivazlar arasında fahiş fark olup olmadığının tespit edilmediğini, temlik tarihinde davalıların çok genç olup babalarının yanında çalıştıklarını, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, muvazaa iddiasının ispat edildiğini, dava açma hakkının tartışılmasının doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali - tescil ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.