"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/333 E., 2021/328 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; yaşlı bir insan olduğunu, oğlu davalı ...’in kendisini Çine’ye gezmeye götürmek bahanesiyle kandırarak etrafı açık bir yere götürdüğünü, arabanın içinde birkaç kişinin gelerek evraka parmak bastırdığını, bu kişileri tanımadığını, ...'e güvendiği için parmak bastığını, maliki olduğu 234 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’e temlik edildiğini sonradan öğrendiğini, davalıların birlikte hareket ederek kendisini kandırdıklarını, hataya düşürüldüğünü, cahilliğinden, tecrübesizliğinden yararlanıldığını, %80 malul olduğunu, yaptığının anlam ve sonuçlarını idrak edemediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü ile mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.
II. CEVAP
Davalı ...; ... ile kardeşi ...'in, anneleri ...'nin satılık tarlası olduğunu bildirmeleri üzerine anlaşma sağlandığını, 12.000,00 TL bedel karşılığında taşınmazın satın alındığını, davacının tüm bu işlemlerden haberi olduğunu, 2 şahit huzurunda işlemin gerçekleştiğini; davalı ... ise 2 yıl önce borçları sebebiyle abisi ...'in dava konusu taşınmazı satıp borçlarını kapatalım şeklinde teklifte bulunduğunu, annesinin durumdan haberdar olduğunu, kandırmanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.03.2015 tarihli ve 2012/283 E., 2015/258 K. sayılı kararıyla; davacının işlem tarihinde ehliyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 16.05.2018 tarihli ve 2015/11002 E., 2018/10271 K. sayılı kararı ile; " ...Gerçekten de, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile davacı ...’nin dava konusu taşınmazı temlik ettiği 08.01.2010 tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu saptandığına göre, "ehliyetsizlik" hukuksal nedeni yönünden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada "ehliyetsizlik" hukuksal nedeni yanında "hata (yanılma) – hile (aldatma)" hukuksal nedenlerine de dayanıldığı anlaşılmaktadır... Hal böyle olunca; öncelikle "hata" ve "hile" hukuksal nedenleri yönünden davanın hak düşürücü süre içerinde açılıp açılmadığının tespit edilmesi, süresi içinde açıldığının saptanması halinde tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan araştırma ve inceleme ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.06.2021 tarihli ve 2018/333 E., 2021/328 K. sayılı kararı ile; her ne kadar dinlenen tanıklar davacının dava konusu taşınmazın tapuda satış yolu ile devri sırasında ehliyetli olmadığını, davalı ...'in çevresine borçlandığını ve dürüst bir kişiliğe sahip olmadığını beyan etmişler ise de tanık beyanlarının satış anındaki duruma ilişkin olduğu, görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, beyanlarının şahsi görüşlerine dayandığı, bu haliyle dinlenen tanık beyanlarının, iddia edilen hata ve hile gibi iradeyi fesada uğratan olguların var olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip dava konusu taşınmazın devrine ilişkin işlemin davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ederek davacı mirasbırakanı kandırmak suretiyle gerçekleştirdiklerini, her ne kadar Adli Tıp Kurumundan alınan raporda davacının ehliyetli olduğu belirtilmiş ise de davacıya vasi atanmasına ilişkin açılan davada alınan raporda ... 'ye yasal danışman atanması gerektiğinin bildirildiğini, yapılan işlemde davacının ehliyetsiz olduğunu, davacının, taşınmazın satış yolu ile davalıya devredildiğini 2012 yılı Haziran ayı içerisinde oğlu ... marifetiyle öğrendiğini ve bilahare 2012 yılı Temmuz ayında hata ve hile nedenlerine dayanarak dava açtığını, karşı tarafın öğrenmenin daha önceki bir tarihte gerçekleştiğini ileri sürmediklerini, dinlenen tanık beyanları itibariyle davalıların el ve işbirliği içerisinde davacıyı hata ve hileye düşüp onu kandırarak taşınmazın devrini sağladıklarının sabit hale geldiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ehliyetsizlik, hata ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 9 uncu, 10 uncu, 13 üncü, 15 inci maddeleri.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 35 inci ve 36 ncı maddeleri.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1932 doğumlu davacı ... 'nin kayden maliki olduğu 234 parsel sayılı taşınmazını 08.01.2010 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e temlik ettiği, diğer davalı ...'in davacının oğlu olduğu, davacının, davalı oğlunun hileli hareketleri ve yönlendirmeleri sonucu çekişmeli taşınmazı davalı ...'e devrettiğini, yaptığı işlemin anlam ve sonuçlarını idrak edebilecek durumda olmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemli eldeki davayı açtığı, ATK'dan alınan raporda davacı ...'nin işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun bildirildiği, davacının yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edildiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.