Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1673 E. 2024/4513 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davacıdan mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik ettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, muris muvazaasının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından muvazaa iddiasını ispatlayacak delil sunulamadığı ve mirasbırakanın davacıdan mal kaçırma iradesiyle hareket ettiğine dair bir olgu bulunmadığı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/247 E., 2023/352 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret/Esastan Ret-Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/9 E., 2022/98 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 bendi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının mirasbırakanı ...'un 191 parsel sayılı taşınmazını dava dışı ...'a, ...'ın da davalı ...’a temlik ettiğini, temlikin davacıdan mal kaçırmak amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına miras payı oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiş; davalı vekili aşamada sunduğu dilekçesinde, davalının yurt dışında ikamet ettiğini, davalıya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının dava konusu taşınmazı damadı olan ...’a devredilmesini kendisinin sağladığını, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; temliklerin davacıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesi ile davanın davacının miras payı oranında kabulüne, kalan kısım yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen reddine karar verilmesinin ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının Almanya’da ikamet ettiğini, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davalının savunma hakkının kısıtlandığını, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davacının yönlendirmesi ile davacının damadına temlik ettiğini, davalının da bu kişiden taşınmazı devraldığını, mirasbırakanın davalı lehine davacıdan mal kaçırmak amacıyla işlem yapmadığını, iddianın kanıtlanamadığını, davacının talebinin dava konusu taşınmazın tapu kaydının tamamının iptaline yönelik olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; muris muvazaası iddiasının kanıtlandığı gerekçesi ile karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak pay oranında talepte bulunulmasına karşın davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-2 bendi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’un 05.04.2015 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı ..., davalı oğlu Mehmet ile dava dışı oğulları ... ve ...’un mirasçı olarak kaldığı; mirasbırakanın dava konusu 191 parsel sayılı taşınmazını 04.06.1998 tarihinde davacının damadı olan dava dışı ...’a, ...’ın da 17.07.2000 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Hemen belirtmek gerekir ki, davacının 403 Sayılı Kanun uyarınca vatandaşlıktan çıkarıldığı ve mavi kartlılar siciline kaydedildiği, davacının anılan sicile 28.11.2018 tarihinde Cumhuriyet Mahallesi, ... Sk. ... Ap. No 9, .../Samsun adresini yerleşim yeri adresi olarak bildirdiği, yargılama boyunca tebligatların anılan adrese yapıldığı, aşamada davalının kendisini vekille temsil ettirdiği ve vekaletnamede bildirdiği adresin de aynı adres olduğu gözetildiğinde davalı vekilinin davalı asile yapılan tebligatların usulsüz olduğuna ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.

4. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı ve 4721 sayılı TMK’nın 6 ncı maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Öte yandan, sözleşmenin tarafı olmadığından, davayı açan mirasçının sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasını her türlü delille kanıtlanabileceği de kuşkusuzdur.

Eldeki davada muris muvazaası hukuki nedenine dayanıldığına göre, iddianın davacı tarafça ispatlanması gerektiği açıktır.

5. Somut olayda; davacı vekilinin, mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmak amaçlı olarak taşınmazı temlik ettiğini ileri sürerek davacının miras payı oranında tapu iptal ve tescil talep ettiği, mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmasını gerektirir bir olgunun ise ileri sürülmediği, davacı tanığı olarak dinlenen ve aynı zamanda taşınmazı mirasbırakandan 04.06.1998 tarihinde devralan ...’ın temlikin bedelsiz olduğunu, dava dışı mirasçı ... Kalyon’un tarafların babasından kalan bir takım taşınmazları sattığını, davacı, davalı ve dava dışı diğer mirasçı ...’nin dava konusu taşınmazın da satılacağı endişesi ile birlikte karar alarak taşınmazın kendisine devredilmesini sağladıklarını, aşamada davalıya güvendikleri için taşınmazı davalıya bedelsiz temlik ettiğini, davalının taşınmazı tekrar kardeşlerine vermek üzere devraldığını ifade etmiş olup mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmak iradesiyle hareket etmediği, bir başka ifadeyle iddianın davacı tarafından kanıtlanamadığı sonucuna varılmaktadır.

6. Hal böyle olunca, HMK’nın 190 ıncı ve TMK’nın 6 ncı maddeleri gereğince muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.