Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1683 E. 2023/3554 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının tapu maliki olduğunu ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kimlik bilgilerinin, uyuşmazlık konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi senetteki bilgilerle örtüştüğü ve davacı ile taşınmazın önceki malikinin aynı kişi olduğunun tespit edilmesi gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, ancak infazda tereddüt oluşacağı ve mükerrer harç dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 1393 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/92 Esas sayılı dava dosyasında hukuka aykırı olarak verilen kararın infazı ile ... Vakfı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının iddiasını ispata yarar kimlik bilgilerinin olmadığını, taşınmazın öncesinde 1949 yılında kadastro tespiti ile Hazine adına tescil edildiğini, Hazinenin taşınmazı 23.03.1951 tarihinde Yunan tebalı Yani oğlu Stavri Kırmızakis' e, ... de 18.08.1959 tarihinde Yunan tebalı ... oğlu ...' e sattığını, davacının öncelikle tapu maliki olduğunu ispatlamasının gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2018/442 Esas, 2021/273 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkmesinin 11.01.2022 tarihli ve 2021/1055 Esas, 2022/18 Karar sayılı kararı ile, "…Taşınmazın satış yoluyla ... oğlu ... adına tescil edildiği, mahkemenin taşınmaza ait tedavül kayıtlarını (kadastro tespit tutanakları ve resmi senetleri) dosya içerisine getirtmediği, davacıdan nüfus kayıt örnekleri ile aile kayıt örneklerini tercümeli şekilde istemediği, davacının nüfus kayıt bilgileri ile taşınmazın tedavül kayıtlarındaki kimlik ve nüfus kayıtlarını karşılaştırmadığı, dolayısıyla mahkemenin davacı ile tapu mutasarrıfının aynı kişi olduğu konusunda herhangi bir tespit yapmadan eksik inceleme ile hüküm tesis ettiği…" gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülmesi ile bir karar verilmesi için mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2022/46 Esas, 2022/405 Karar sayılı kararı ile, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesinin, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına uygun olarak araştırma yapmadığını, eksik inceleme ile hüküm tesis ettiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, Mahkemece daha önce verilen harç kararı uyarınca gerekli karar ve ilam harçlarının yatırıldığını, buna rağmen tekrar davalıya harç yüklenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2023 tarihli ve 2022/2466 Esas, 2023/286 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın satışına ilişkin 15.08.1959 tarihli resmi senet ile davacının nüfus kaydındaki resimlerin birbirleri ile uyumlu olduğu, davacının kimlik bilgilerinin resmi senetteki alıcının kimlik bilgileri ile örtüştüğü, davacı ile taşınmaz mutasarrıfının aynı kişi olduğunun anlaşıldığı, davanın kabulünün usul ve yasaya uygun olduğu ancak hüküm fıkrasında davacının ismini infazda tereddüt oluşturacak şekilde belirtildiği, ayrıca davalının yatırdığı bakiye harç yönünden mükerrer tahsile sebebiyet verecek şekilde karar verildiği, bu hususların kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen gözetileceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi gereği esastan reddine, ancak infazda tereddüt oluşacağı ve mükerrer harç dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, harca esas değerin fahiş belirlendiğini, bu hususta bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, davalı yasal hasım konumunda olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, usul ve kanuna aykırı karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”, 1025/1-2. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 25.616,25 TL

bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.