"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/31 E., 2022/1917 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/407 E., 2020/379 K.
Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.09.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davacılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakan anneanneleri ... 13839 parsel sayılı taşınmazının 2/3 payını dava dışı oğlu ...’e, 1/3 payını ise dava dışı kızı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, ... ve ...’nin de temlik aldığı payları 20.07.1994 tarihinde ...’nin eşi olan davalı ...’na satış suretiyle devrettiklerini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, taşınmazı bedelini ödeyerek ... ve ...’den satın aldığını, davacıların annesi ...’nın 1980 yılında öldüğünü, davacıların mirasbırakanın terekesinde hiç bir haklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli, 2019/407 Esas, 2020/379 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın maaş ve kira gelirinin bulunduğu, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı ve dava konusu taşınmazdan başka da malvarlığının bulunmadığı, dava dışı ...’in taşınmazı temlik aldığı tarihte herhangi bir işte çalışmadığı, dava dışı ...’nin de çalışmadığı ve taşınmaz satın alacak geliri bulunmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, davalı ...'ın ise mirasbırakanın kızı olan dava dışı ...’nin eşi olup, iyi niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, temlikin muvazaalı olarak yapıldığının davacı tarafça ispat edilemediğini, davalının taşınmazı bedelini ödeyerek satın alan iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, mirasbırakan tarafından temliklerin 1985 yılında yapıldığını, davalının ise bu temliklerden 9 sene sonra taşınmazı satın aldığını, davalı tarafın muvazaayı bildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığını, davalının taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını her iki taraf tanıklarının da teyit ettiğini, davacıların ancak önceki kayıt maliklerinden bedel talep edebileceklerini, davacıların anneleri ...’nın 1980 yılında öldüğünü, bu nedenle davacıların mirasbırakan Saniye terekesinden herhangi bir haklarının bulunmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12.12.2022 tarihli, 2022/31 Esas, 2022/1917 Karar sayılı kararıyla; tanık beyanlarına göre mirasbırakanın maaş ve kira gelirinin bulunduğu, taşınmazı satmaya ihtiyacının olmadığı, bu taşınmazdan başka malvarlığının da bulunmadığı, taşınmazı devralan dava dışı ... ... ve ... ...’nun temlik tarihleri itibariyle herhangi bir gelirleri olmayıp, taşınmazı devralacak maddi güçleri bulunmadığı, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından dava dışı ... ... ve ... ...'na temlikinin muvazaalı olduğu, ilk temlikler muvazaalı olduğu için sonraki devirlerde iyiniyet ilkesinin gözetilmesi gerekeceği, son kayıt maliki davalı ...'ın taşınmazın 1/3 payını mirasbırakandan devralan ve mirasbırakanın kızı olan dava dışı ...’nin eşi ve taşınmazın 2/3 payını mirasbırakandan devralan dava dışı ...’in de eniştesi olduğu, bu nedenle son kayıt maliki davalının mirasbırakanın yaptığı temliklerin muvazaalı olduğunu bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, davalının taşınmazı dava dışı ... ve ...'den bedelini ödeyerek satın almış olsa bile ilk temlikin muvazaalı olduğunu bildiğinden veyahut bilebilecek durumda olduğundan iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceği, başka bir ifadeyle Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı; Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1932 doğumlu mirasbırakan ...’nın 18.03.1986 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak 1980 yılında ölen kızı ...’dan olma davacı torunları ... ve ... ile dava dışı oğlu ... ve kızı ...’nin kaldığı, mirasbırakanın, maliki olduğu 13839 parsel sayılı taşınmazının 2/3 payını 11.12.1985 tarihinde dava dışı oğlu ...'e, kalan 1/3 payını da 31.12.1985 tarihinde dava dışı kızı ...’ye satış suretiyle devrettiği, ... ve ...’nin de temlik aldıkları payları 20.07.1994 tarihinde ...’nin eşi olan davalı ...'a satış suretiyle devrettikleri anlaşılmaktadır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 14.738,52 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Temyiz edilen davacılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.