"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/320 E., 2021/665 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ve tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, ... köyünde kadastro harici taşlık alanda kalan taşınmazı babası Nusrettin Solhan'ın 1967 yılından itibaren kendi imkanları ile temizleyerek ihya ettiğini, 1970 yılından itibaren davasız ve aralıksız olarak söz konusu araziyi kendisinin işlettiğini, babasının 1991 yılında vefat ettiğini ve bu tarihten itibaren de söz konusu araziyi kendisinin işlettiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin aradığı koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiş; 04.02.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, fen bilirkişi raporuna göre dava konusu ettiği taşınmazın bir bölümünün idari yoldan Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşıldığından, raporda A harfi ile gösterilen 13.433,69 metrekarelik taşınmaz bölümünün adına tescili ve 22.02.2011 tarihinde Hazine adına tescil edilen 101 numaralı parsel içinde yer alan 8.516,35 metrekarelik bölümün ise tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazla ilgili 3402 sayılı Kanun gereğince gerekli araştırmaların yapılması gerektiğini, öte yandan hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuş ve dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Dahili davalı ... vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davada taraf sıfatlarının olmadığını, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden de olmadığını, taşınmazın Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu taşınmazda zilyetlik koşullarının oluşmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 01.04.2019 tarihli ve 2016/7654 Esas, 2019/2300 Karar sayılı kararıyla; 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince ilgili kamu tüzel kişiliği olarak davada yer alması gereken ...'nın davaya dahil edilmesi gerektiği, taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartlarından olduğu, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemeyeceği, Mahkemece davacıya ...'nı davaya dahil etmesi için süre verilmesi gerektiği belirlenerek bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın 8516,35 m2 lik kısmının 101 numaralı parsel içinde kaldığı ve 101 numaralı parselin kıraç arazi olarak 22.02.2011 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, bilirkişi raporlarına göre ihyanın 1992 yılının sonunda tamamlandığının anlaşıldığı, ihya tarihinden itibaren 20 yıl aralıksız ve fasılasız olarak malik sıfat ile zilyet olunması gerektiği, taşınmazın bu zaman dilimi içerisinde Hazine adına tescil edildiği gözetildiğinde aranan şartın sağlanamadığı, dava konusu taşınmazda yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları incelendiğinde arazinin tamamının taşlık olduğu, bu haliyle tarım yapılabilir hale getirilmiş ihya edilmiş bir taşınmazdan bahsedilemeyeceği, mahalli bilirkişi Şeyhmus Solhan'ın beyanında arazideki taşların davacı ... babasının kendi emekleri ile, işçi tutarak ve "kepçe yardımıyla" temizlediklerini beyan ettiği, imar ve ihyada amacın, emek ve para sarf ederek bu nitelikteki bir yerin ekonomiye kazandırılması olduğu, fakat dozer, kepçe ve iş makinaları kullanılmak suretiyle yerli kayaların veya büyük taşların çıkarılarak temizlenmesinin imar ihya edilme şartını sağlamayacağı, dava konusu taşınmazda zilyetlik koşullarının oluşmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; bilirkişiler tarafından hazırlanan 06.04.2014 tarihli raporda dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Yasanın 14 üncü ve 17 nci maddelerinin öngördüğü şartların gerçekleştiği hususu açık bir şekilde yer almasına rağmen mahkemece bilirkişi raporunun aleyhinde karar verildiğini, dava konusu taşınmazın dağlık veya kayalık bir yapıya sahip olmadığı, temizlenme aşamasında kepçenin kullanılmış olmasının mümkün olmadığını, jeodezi ve fotogrametri yüksek mühendisinin hazırlamış olduğu raporun ''değerlendirme '' kısmında, 1984 yılı hava fotoğrafında ve 1991 yılı hava fotoğrafında dava konusu taşınmazda tarımsal faaliyetin tespit edildiği ,taşınmaz üzerinde 1984 yılından beri tarımsal faaliyetin yapılmış olması sebebiyle taşınmazın tarıma elverişli hale geldiğini ve ihyanın 1984 yıllarında tamamlandığını, müvekkil için zilyetlikle kazanma için gereken sürenin tamamlandığını, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilinden önce zilyetlik yoluyla kazanma şartlarının gerçekleştiğini, taşınmazın 2011 yılında Hazine adına tescil edilmiş olmasının hiç bir yasal dayanağının kalmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ve tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 3 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu; Kızıltepe ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 parsel sayılı 69.547,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 2011 yılında kıraç arazi vasfıyla ihdasen Hazine adına tescil edilmiştir. Aynı çalışma alanında bulunan ve fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısım ise taşlık vasfında olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi yönünden ayrıntılı rapor alınmamış; jeodozi bilirkişisinden imar ihyanın ne zaman tamamlandığına dair rapor alınmamış; dava konusu taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadığı da araştırılmamıştır. Yine, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle dava tapusuz taşınmazın tescili istemine yönelik olmasına rağmen, yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden, taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olup yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; Türk Medeni Kanunu'nun 713/3 üncü maddesi uyarınca husumetin yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunlu olduğundan, taşınmazın bulunduğu Kızıltepe Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalıdır.
Mahkemece, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre ihdasen tescil ve dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanak belgeleri celp edilmeli, dava konusu taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyorsa ilk defa hangi tarihte, hangi imar planı kapsamına alındığı ve bu imar planının onay tarihinin ne olduğu Kızıltepe Belediye Başkanlığı ile ...’ndan ayrı ayrı sorularak, imar planı ve imar durumuyla ilgili tüm belgeler getirtilmelidir.
Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kim tarafından, ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli ve komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmelidir.
Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kuruluna, dosya arasına aldırılan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazların sınırlarını, önceki ve şimdiki niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini, taşınmazlar imar-ihya faaliyetine konu olmuşsa ihyanın bitirildiği tarihi, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirtir şekilde rapor alınmalıdır.
Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde niteliğini, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunun ne olduğunu belirten bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, önceki ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeleyen, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Fen bilirkişisine, keşfi takibe, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlik yoluyla belgesizden edinilebilecek 40-100 dönümlük miktar sınırlaması da dikkate alınmalı, böylece dava konusu taşınmazlar imar planı içinde kalıyorsa, imar planının onaylanma tarihinin dava ve ihdasen taşınmazın Hazine adına tescil edildiği tarihten önce olması halinde onay tarihine kadar, aksi halde dava ve ihdasen taşınmazın Hazine adına tescil edildiği tarihe kadar, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerindeki kazanma koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığı hususu üzerinde durulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.