Logo

1. Hukuk Dairesi2023/173 E. 2023/4026 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre ve derdestlik nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması ve ayrıca davaya konu taşınmazlar hakkında temyiz aşamasında bulunan derdest bir davanın mevcut olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ... ... mirasçıları olduklarını, dedeleri ...’in ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 35 dönüm tarla vasıflı gayrimenkulünü 08/02/1954 tarihinde tapuda oğlu ... ...'e sattığını, satış işleminin 51 cilt nolu zabıt defterinin 28. sayfa, 14. sırasında kayıtlı olduğunu, kaydın geldisinin ise Teşrini evvel 1304 tarihli defterin 23. sayfasının 45. sıra ve 1305. numarasında kayıtlı olduğunu, taşınmazın 3 hektar 2165 m²'lik kısmının satış işleminden önce 15/06/1945 tarihinde yürürlüğe giren 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu uyarınca dağıtılmak üzere ... 12 nolu Toprak Komisyonu tarafından kovalık olarak tespit edilerek tapulu olmasına rağmen 28/09/1949 tarihinde hazine adına iki yeni tapu olarak tescil edildiğini, 32.165 m²'nin 7.720 m²'si Hazine adına ayrı olarak tescil edilirken davaya konu 24.445 m²'si ise yine Hazine adına tapuya tescil edilen 39.650 m²'nin içine dahil edildiğini, Muris ... ...’in bu dağıtımdan 1954 yılında haberdar olarak 7.720 m²'lik kısım için açtığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1954/22 esas sayılı müdahalenin men'i ve çap senedinin iptali davasının kabul edilerek kesinleştiğini, 24.445 m²'lik kısmının ise 4 parçaya ayrılarak dağıtımının yapıldığını ve 1960 yılında yapılan kadastro çalışması ile davaya konu ... Köyü 89, 91, 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlar olarak tescil edildiğini, oysa bu arazilerin tapulu olması nedeniyle anılan kanun kapsamında dağıtılamayacağını, bu hususun çifte tapu oluşmasına sebep olduğundan 28.09.1949 tarihli tescilin yolsuz olduğunu, 24.445 m²'lik kısım hakkında da mirasbırakan ... ... tarafından açılan davanın mirasçıları tarafından takip edilemediğini, 4753 sayılı kanuna göre tesis edilen kayıtlar ile çifte tapu hallerinde hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını ileri sürerek, 89, 92 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 91 parsel sayılı taşınmazın 4.700 m²'lik ve 93 parsel sayılı taşınmazın 2.505 m²'lik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili ve davalı ... vekili ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde, davacılar tarafından aynı konuda açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/136 E. sayılı davasında davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen kararın henüz kesinleşmediğini, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, ayrıca davanın feragat nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, kadastro tespitine itiraz etmeyen davacıların zararlarından devletin sorumlu olması nedeniyle davanın Hazineye ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkillerinin iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Diğer davalılar ... ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde, 93 parsel sayılı taşınmazın hükmen adlarına tescil edildiğini, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacılar murisinin taşınmazı işlememesi nedeniyle bu kısmın çiftçilere dağıtıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm taşınmazlar yönünden hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı, ayrıca davaya konu 93 parsel sayılı taşınmaz hakkında derdest dava bulunduğu gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın derdestlik, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları tekrarla davanın 4753 sayılı Kanun uyarınca yapılan yolsuz tescile dayandığını ve dava zamanaşımına tabi olmadığını, tescilin 1960 tarihli kadastroya dayandırmasının hatalı olduğunu, ayrıca adli yardım talebinin reddinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; harçlandırılan dava değeri üzerinden davalılar lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, mahkemenin maktu vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden karar oluşturmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespitlerin 1963 ve 1965 yıllarında kesinleştiği, davanın tüm taşınmazlar yönünden hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ayrıca davaya konu taşınmazlar hakkında temyiz aşamasında bulunan derdest davanın bulunduğu, davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasında "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." düzenlemesine yer verilmiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin ı bendinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartları arasında sayılmış ve aynı Kanun'un 115. maddesinde "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." düzenlemesine yer verilmiştir.

3.Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.