Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1767 E. 2024/3690 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro harici bırakıldığı iddia edilen bir yerin tesciline ilişkin açılan davada, davacı zilyetliğinin tapulu bir taşınmaz üzerinde olması sebebiyle tescil talebinin reddi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu tapuya tescil edilmiş ve tapu kaydının mevcut olduğu, dolayısıyla tapulu bir taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyet iddiasının mümkün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/606 E., 2022/1000 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/518 E., 2021/63 K.

Taraflar arasındaki kadastro harici bırakılan yerin tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.05.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ile temyiz edilen Hazine vekili Avukat Cevahir Leyla Sipahi geldiler, davetiyle tebliğine rağmen davalı ve dahili davalı Belediyeler vekili gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Mardin ili, Nusaybin ilçesi ... Mahallesi ... Sokak, No:2'de kain bulunan ve tescil harici bırakılan taşınmaz malları eklemeli zilyetlikle beraber 35 yılı aşkın süredir davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla kullandığını, taşınmazlar hakkında daha önce Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/366 E., 2012/244 K. sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, bu davada açılmamış sayılma kararı verildiğini öne sürerek TMK 713 uyarınca müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Maliye Hazinesi cevap dilekçesinde özetle: taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan zaman aşımı ile iktisap edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle: taşınmazın 5393 sayılı Yasa'nın 79 uncu maddesinde belirtilen taşınmazlardan olması durumunda İdare adına tesciline, olmaması durumunda davanın husumet yokluğundan reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın kadastro tespiti sonrası tapu kaydının oluşturulduğu, tescil dışı bırakılmadığı, tapusuz bir alan olmadığı, davacı zilyetliğinin nizasız ve aralıksız 20 yıl sürmediği, kadastro öncesi nedene dayanılmadığı da göz önüne alındığında esasen tapulu olan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemeyeceği, TMK'nın 713/1 inci maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf talebinde özetle; tescil harici bırakılan taşınmazlar üzerinde müvekkilinin 35 yılı aşkın süredir zilyetliği bulunmasına rağmen Mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun şekilde davayı reddettiğini, müvekkilinin taşınmazları vasfına ve ekonomik amacına uygun şekilde 35 yıldır kullanageldiğini, bu hususun keşifte alınan beyanlarla ispatlandığını, taşınmazların tapusuz ve tescil harici bırakılan taşınmazlar olduğunu, taşınmaza parsel numarası verilmemesinin müvekkiline mal edilemeyeceğini, ifraz ve parselasyon işlemleri sırasında yapılan hata veya eksiklikler nedeniyle taşınmazların devir veya satış işlemine tabi tutulamadığını, taşınmazlardan biri olan fırının ruhsatının ada ve parsel numarası olmadığından adres bilgilerine dayanılarak verildiğini, diğer tüm sorumlulukların, vergi ve ruhsat işlemlerinin müvekkili tarafından kullanım süresi boyunca eksiksiz yerine getirildiğini, Mahkemenin taşınmazların esasen tapulu olduğu ve ilk açılan ve açılmamış sayılmasına karar verilen davanın 20 yıllık zilyetlik süresini kestiği gerekçesiyle davayı reddetmesinin hatalı olduğunu, aynı bölgede (... 163 nolu parsel) açılan zilyetliğe dayalı tescil davalarında olumlu olarak zilyetleri adına birçok tescil hükmüne karar verildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yapılan taşınmaz bölümünün 163 parsel sayılı ana taşınmaz içinde kaldığı, 163 parsel sayılı taşınmazın 1965 yılında yapılan kadastro çalışması sonucunda tapuya tescil edildiği, Nusaybin ilçesi, ... köyünde kadastro çalışmalarının 1965 yılında yapılarak paftasına işlendiği, tapulamada 163 parsel sayılı taşınmazın vasfının dahi "sulu tarla" olarak belirlendiği, ifraz öncesi krokisinden 163 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastral tesis paftasının tesis edilmiş olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin tapulu taşınmazın zilyetlik hükümleri uyarınca iktisap edilemeyeceğine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde ayrıca TMK 713/2 hükmündeki "maliki tapu kütüğünden anlaşılamama" sebebine de dayanmış olduklarını belirtmiş ise de söz konusu istinaf nedeni bakımından taşınmazın lehine 03.07.1965 tarihinde tapulama yapılan ... kızı ... isimli kişinin ... ve ... kızı olup eşinin ..., çocuklarının ..., ..., ..., ..., ... isimli kişiler olduğu, doğum tarihinin 01.07.1936, vefat tarihinin 06.04.2007 olduğu, böylelikle anlaşıldığı üzere tapulama maliki ...'nin bilinen kişi olduğu, bu durumda Mardin ili, Nusaybin ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 163 parsel sayılı taşınmaz (ya da eldeki davada olduğu gibi bu taşınmazın bazı bölümleri) bakımından TMK 713/2 hükmündeki "maliki tapu kütüğünden anlaşılamama" sebebine de dayanılamayacağı, davacı vekilinin dava dilekçesindeki vakıa anlatımının TMK 713/1'e dayalı olup TMK 713/2 kapsamında olmadığı, kaldı ki TMK 713/2 kapsamında tapu malikine yöneltilerek açılan bir dava da söz konusu olmadığı; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 04.06.1958 tarih ve 15-6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararındaki "olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmenin ise hakime ait olduğu" şeklindeki ilke de dikkate alındığında davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın parselasyon ve imar sırasında hata nedeniyle tescil harici bırakıldığını, 20.11.2020 tarihli yazı ile ... adına kayırlı olduğu belirtilmiş ise de hatanın kurumlardan kaynaklı olduğunu, aynı bölgede açılan tescil davasında zilyetleri adına tesciline karar verildiğini, istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 713/1 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı, kadastro harici bırakılan yerin tescilini talep etmiş, yargılama sırasında dava konusu edilen yerin Nusaybin ilçesi, ..., kök 163 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, anılan taşınmazın tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... adına tespit ve 11.10.1965 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.