Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1773 E. 2024/4984 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu ve tapusunun kendi adına tescil edilmesi gerektiği iddiasıyla açılan davada, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, taşınmazın mera vasfında olup olmadığının tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı ve dava konusu taşınmaza bitişik parselin mera arazisinden açılıp tarla haline getirildiği hususu gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/113 E., 2022/262 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yeniden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; Iğdır ili Merkez ilçesi Küllük köyünde bulunan, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın 70 yılı aşkın süredir kendi zilyetliğinde olduğunu, taşınmazı kendisinin imar-ihya ettiğini ileri sürerek adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... temsilcisi yargılama sırasında, taşınmazın orta malı olup olmadığının belli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.03.2015 tarihli ve 2014/326 Esas, 2015/220 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 7.449,05 metrekarelik taşınmazın ada ve parsel numarası verilerek tarla vasfı ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 11.12.2017 tarihli ve 2015/18953 Esas, 2017/8785 Karar sayılı kararıyla; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi uyarınca, tescil davalarının Hazine ile birlikte ilgili kamu tüzel kişiliğine de açılması gerektiği belirtilerek taraf teşkilinin sağlanması ve gerekli ilanların yapılması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.06.2018 tarihli ve 2018/34 Esas, 2018/346 Karar sayılı kararıyla, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 7.449,05 metrekarelik taşınmazın ada ve parsel numarası verilerek tarla vasfı ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 28.12.2020 tarihli ve 2018/4941 Esas, 2020/6489 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın hangi sebeple tescil harici bırakıldığının tespit edilmesi, 3 kişilik ziraat bilirkişi raporu aldırılması, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin hava fotoğraflarının getirilerek jeodozi ve fotogrametri bilirkişi eliyle inceleme yapılması, komşu taşınmazların kadastro tutanaklarının getirilmesi, davacı adına senetsizden tespit edilen taşınmazların sorulması gerekçesiyle eksik araştırmaya dayalı hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişilerin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 7.449,05 metrekarelik taşınmazın ada ve parsel numarası verilerek tarla vasfı ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazda herhangi bir imar-ihya işleminin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın zilyetlikle mülk edinilmesi mümkün olmayan taşınmazlardan olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16/1- B ve 17. maddeleri; 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4. ve 5. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Davacı, Küllük Köyü çalışma alanında bulunan ve 1972 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak adına tescil istemiyle Hazineyi davalı göstermek suretiyle dava açmıştır.

2.Eldeki davada Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmaza bitişik 204 ada 1 parsel (eski 2411 parsel) sayılı taşınmazın 03.06.1972 tarihli ve 80 numaralı Toprak Komisyonu uyarınca, "köy orta malı mera arazilerinden açılıp tarla haline getirilen yerler 4753 sayılı ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca ölçülmüş ve köy orta malı meradan açma yerler ... tespit edilmiştir. (...) özel mülkiyet konusu olmayacak yerlerden olduğu gerekçesiyle" Hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmaza bitişik 204 ada 1 parsel (eski 2411) sayılı taşınmazın tesciline ilişkin komisyon kararında mera arazilerinden açılıp tarla haline getirilen 50 adet taşınmazın bulunduğu, bu taşınmazların parsel sayılarının yer aldığı görülmekle bu parsellerin dava konusu taşınmazın çevresinde bulunup bulunmadığı, böylece dava konusu taşınmazın da meradan açma taşınmazların içerisinde kalıp kalmadığı araştırılmadan eksik araştırmayla karar verilmiştir.

4.Bilindiği üzere; mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri) ilgili köy veya kasaba tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde kadimden beri o yerin mera olarak kullanılagelmiş olması gerekir.

5. Mera olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri mera olarak kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Meraların vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez. Tahsisli veya kadim mera olgusunun belirlenmesi usul ve şekil yönünden birbirinden farklıdır. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu hâlde kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. Bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli değildir.

6. Eldeki davada; yöntemince mera araştırması yapılmadan karar verildiği görülmüştür. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmaza bitişik 204 ada 1 parsel (eski 2411) sayılı taşınmazın tesciline ilişkin komisyon kararında mera arazilerinden açılıp tarla haline getirilen 50 adet taşınmazdan dava konusu taşınmazın çevresinde bulunanların krokisinin temin edilmesi; akabinde mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve 3 kişilik ziraat bilirkişisi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

7. Yapılacak keşifte, mahalli bilirkişilerden dava konusu parselin tahsisli veya kadim mera sayılan yerlerden olup olmadığı, taşınmazın doğu sınırında bulunan mera parsellerinden açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, mera parsellerinden nasıl ayrıldığı, mera parseli ile arasında başkaca doğal ya da yapay ayırıcı unsur niteliğinde sınır bulunup bulunmadığı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.

8. Fen bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, taşınmaza komşu parselleri de göstermek sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, mera ile aralarında doğal yahut yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazın mera vasfında olup olmadığını değerlendirecek şekilde, ekinde taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme ve uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak dava konusu taşınmazı hava fotoğraflarında gösteren ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, mera vasfında olup olmadığını ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlettirilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Temyiz eden Hazine 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

17.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.