"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/728 E., 2022/1060 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret-Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/541 E., 2021/57 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırılması suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Mardin ili, Dargeçit ilçesi, ... mahallesinde kain 103 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar yönünden irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş; bilahare davacı vekili 07.10.2019 havale tarihli dilekçesinde; davaya konu taşınmazın kayınpederi olan mirasbırakanın sağlığında davacının eşine, eşinden de müvekkiline kaldığını, dava konusu taşınmazlarda müvekkiline ait kısımlara ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında dava konusu 103 ada 25 parsel yönünden açılan dava tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; hak düşürücü sürenin dolduğunu, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olması ya da imar-ihya yoluyla kazanımının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 103 ada 26 parsel sayılı taşınmazın yapılan keşifte davacının mirasbırakanı ... tarafından kullanıldığı, davacının babasının ve davacının eklemeli zilyetlik yolu ile taşınmazı 20 yılı aşkın bir süredir aralıksız ve çekişmesiz kullandığı, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 103 ada 26 parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile sarı renkle gösterilen 2449,56 metrekarelik bölünün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından taşınmazın miras olarak birden fazla kişiye kaldığı hususunun iddia edildiğini, böyle bir durumda davacının tek başına dava açamayacağını, taşınmazda imar-ihyanın tamamlandığına dair beyanların yetersiz olduğunu, 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarının esas alınmasının usule uygun olmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hükümlerin de incelenmesi gerektiğini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılması talepli istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçeye, mevcut delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre, kabule karar verilen ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün 1973, 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında sınırlarının belirgin olup tarımsal çalışmanın olduğu, çekişmeli taşınmaz bölümünün tarım arazisi vasfında olup davacının eşinin babasının sağlığında davacının eşine bağışlandığı ve zilyetliğin devredildiği, taşınmaz bölümünün önceki vasfı itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinmeye engel nitelikte olmadığı, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisap koşullarının oluştuğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; ancak davacı adına tescile karar verilen dava konusu 103 ada 26 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkında kurulan hükümle taşınmaz 2 parçaya ayrıldığı halde bu bölüm hakkında ayrı sicil oluşturmak gerektiği gözden kaçırılarak sicil açık kalacak şekilde ve taşınmazın vasfı kararda belirtilmeden yazılı biçimde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kamu düzenine aykırılık nedeniyle kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, dava konusu 103 ada 26 parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile sarı renkle gösterilen 2449,56 metrekarelik bölünün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen 159830,94 metrekare yüz ölçümündeki bölümün tespitteki vasıf ve ada parsel numarası altında Hazine adına bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; kabul kararının eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu, dinlenen bilirkişilerinde taşınmaz hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığı, taşınmazın Hazine ile olan ilişkisi yeterince incelenmeden, iddiaya konu taşınmaz bölümünün önceki hali ve mülkiyet durumu göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 nci maddesi
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda Mardin ili, Dargeçit ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 103 ada 26 parsel sayılı 16.2280,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına 10.10.2008 tarihinde tespit edilmiş, itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine 04.08.2009 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
2. Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. UYAP veritabanına entegre TAKBİS sistemi aracılığıyla yapılan sorgulama sonucunda, çekişmeli taşınmazın karar tarihinden evvel ifraz edildiği, ifraz sonucunda 103 ada 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 103 ada 45 parselin ham toprak vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğu, 103 ada 46 parselin ise ''Baraj Gölü'' vasfıyla tapuya kaydedildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki Mahkemece bu yön araştırılmamış, taşınmazın hangi nedenle ifraz edildiği, kamulaştırma suretiyle ifraz edilmiş ise güncel durumda taşınmazın ifrazen oluşan hangi parsel sınırlarında kaldığı, kamulaştırmanın varlığı halinde kamulaştırma işlemini yapan idarenin davanın tarafı olması gerektiği üzerinde durulmamış, kamulaştırmanın davacının tapu iptali ve tescil talebi üzerindeki etkisi tartışılmadan sonuca gidilmiştir.
3. Öte yandan, işin esasına ilişkin yapılan araştırma ve inceleme de son derece yetersizdir. Şöyle ki, davacı taraf çekişmeli taşınmaz bölümünün kayınpederi ... 'den intikal ettiği iddiasıyla tapu iptali ve tescilini talep etmiş, toplanan delillerden taşınmazın bilinen ilk zilyedinin davacının kayınpederi olduğu, ancak adı geçenin ölümüyle zilyetliğin davacının eşine intikal ettiği, davacının taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla asli zilyetliğini anlatan yerel bilirkişi yahut tanık beyanına tesadüf edilmediği, kaldı ki bilinen ilk zilyet ...'ten sonra zilyetliğin hangi hukuki nedenle (taksim, bağış, hibe vb.) intikal ettiğinin de sorulup saptanmadığı görülmektedir.
4. Zilyetlikle iktisap koşullarına ilişkin yapılan tahkikat incelendiğinde ise, hükme esas alınan ve içeriğine itibar edilen ziraat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde keşif tarihi itibariyle 8 yaşını ikmal etmiş fıstık ağaçlarının dikili olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, taşınmaz üzerinde yer alan ağaçların yaşları itibariyle zilyetlikle iktisap süresini ispata elverişli olmadıkları tespit edildiği halde çekişmeli taşınmazın niteliği, öncesinden itibaren kullanım şekli ve süresi hususlarında dosyadaki tereddütleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden gerekirse ziraat mühendislerinden teşekkül edecek 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor aldırılmamış, taşınmaz başında çekilen görüntülerden taşınmazın taşlılık problemi olduğu ve eğimin yer yer arttığı anlaşılmasına karşın bu hususun taşınmazın tarımsal niteliği üzerindeki etkisi tartışılmamıştır.
5. İçeriğine itibar edilen ve hükme esas alınan jeodezi uzmanı bilirkişi raporuna göre ise çekişmeli taşınmaz bölümünün 1973, 1984 ve 2002 yıllarında kullanıldığı rapor edilmiş ise de rapor içeriğinde yer alan hava fotoğrafı suretleri incelendiğinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün kuzeyinde yer alan ve kadastro sonucunda gerçek kişiler adına tapuya tescil edilen tarımsal vasıflı 103 ada 8, 9 ve 10 parseller ile aynı renk tonu ve dokuda olmadığı anlaşılmasına karşın bu yön üzerinde durulmamış, varılan kanaatin dayanakları bilimsel gerekçelerle ortaya konmamıştır.
6. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, taşınmazın ilk sahibi olduğu belirtilen davacının kayınpederine ait nüfus aile kayıt örneği getirtilerek murisin davacının eşi dışında başkaca mirasçısının bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, başka mirasçısının bulunduğunun anlaşılması halinde çekişmeli taşınmaz bölümünün mirasbırakandan kendisine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs..) hususunda davacıdan açıklama istenmeli, özellikle taşınmaz üzerinde davacının eşi tarafından sürdürülen zilyetliğin niteliği üzerinde durulmalı ve bu hususta davacıya ispat hakkı tanınmalı, taşınmazın bir şekilde davacıya müstakilen intikal ettiğinin sübuta ermiş olması şartıyla, taşınmazın ifrazına ilişkin tüm kayıt ve belgeler Tapu Müdürlüğünden, öte yandan taşınmazı kapsayan bir kamulaştırma kararı varsa kamulaştırma haritası ile ekleri kamulaştırma işlemini yapan idareden temin edilmeli, taşınmazı kapsayan kamulaştırma kararının varlığının tespiti halinde kamulaştırmayı yapan idarenin davada taraf olarak yer alması gerektiği gözetilmelidir. Dosya bu suretle ikmal edildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır.
7. Mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, uzman 3 kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kurulu ve jeodezi fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmazın ... 'den sonra kim tarafından kullanıldığı, çekişmeli taşınmazda mirasbırakanın ölümünden sonra sürdülen zilyetliğin kim adına devam ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki mevcut ve doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın konumunu hava fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; HMK'nın 290/2 nci maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; fen bilirkişisinden var ise kamulaştırma haritası ile kadastro paftasını çakıştırmak suretiyle taşınmazın kamulaştırma sahasında kalıp kalmadığı, (baraj göl sahasında ve/veya barajın kamulaştırma kotu içerisinde kalıp kalmadığı) hususlarını açıklar mahiyette, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli, komşu parselleri de gösterir şekilde krokili rapor alınmalı, taşınmazın kamulaştırma kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde bu nitelikteki bir yer yönünden tapu iptali ve tescili kararına hükmedilmesinin mümkün olmadığı, zilyetlikle iktisap koşullarının oluşması halinde ancak mülkiyetin tespitine karar verilebileceği göz önüne alınıp iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.