Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1793 E. 2024/1775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket ettiği ve davalıya devredilen taşınmazların gerçek satış bedelleri ile tapuda gösterilen bedeller arasında fahiş fark bulunduğu gözetilerek, davacının miras payı oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1329 E., 2023/123 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/196 E., 2021/111 K.

Taraflar arasındaki muris muvazaasına dayalı tapu iptali - tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince terditli talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların babaları mirasbırakan ...'un İstanbul ili, ... ilçesi, Yenimahalle Mahallesi 3882 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 8, 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, mirasbırakanın, sağlığında 2005 yılında sözlü olarak mirasını paylaştırdığını, mirasbırakanın 9 nolu bağımsız bölümü kendisinden önce 2005 yılında ölen oğlu ...'a, 10 nolu bağımsız bölümü davacıya vereceğine söz verdiğini, kardeşleri ... 2005 yılında mirasbırakandan önce ölünce ablaları mirasçı ... ve enişteleri ...'nin, ölen kardeşleri ...'ın 128.000 Türk lirası ve 5.000 Amerikan doları olan borçlarını ödemesi karşılığında mirasbırakanın 9 nolu bağımsız bölümü de davacıya vereceğini söylemeleri üzerine, davacının ölen kardeşi ...'ın borçlarını kapatarak 9 nolu bağımsız bölümün kiralarını tahsil etmeye başladığını, ancak dava konusu taşınmazları alacak maddi gücü olmayan davalının, 70 yaşın üzerindeki mirasbırakan babalarını kandırarak 9 ve 10 nolu bağımsız bölümleri hiç bedel ödenmeksizin rayiç değerlerinin oldukça altında bedelle satış göstermek suretiyle mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 25.05.2016 tarihinde mirasbırakandan devraldığını ileri sürerek 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili, olmazsa miras payı oranında davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak davada zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, diğer mirasçıların muvafakati alınmazsa davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak dava konusu bağımsız bölümlerin davalıya devirlerinin muvazaalı olmadığını, mirasbırakanın 9 nolu bağımsız bölümü ölen çocuğu ...'a bırakmadığını, kardeşleri ... dışında taraflar dahil bekâr erkek kardeşlerin mirasbırakanın yanında yaşadıklarını, gelir giderlerinin ortak olduğunu, mal paylaşımı yapılmadığını, davacının ise giderlere katılmadığını, davalının davaya konu bağımsız bölümlerin tadilâtını yaptığını, davacının buna da katılmadığını, mirasbırakanın isteği üzerine davacının, ölen kardeşleri ...'ın borçlarını kapatıp ödediği borca karşılık davaya konu 9 nolu bağımsız bölümün kiralarını evlenip ortak evden çıkana kadar tahsil ettiğini, davaya konu dairelerin rayicinin 35-40.000 Türk lirası olduğunu, davacının kardeşinin borçları için 120.000 Türk lirası ödediği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, mirasbırakanın 2005 yılında değil 2016 yılında miras paylaşımı yaptığını, buna göre mirasbırakanın dava dışı 8 nolu bağımsız bölümü dava dışı oğlu ...'ya, davaya konu 9 ve 10 nolu bağımsız bölümleri de çocukluktan beri ev bütçesine çalışarak katkı yapan ve 20 yıldır sosyal güvenceleri olmayan mirasbırakan babası ile annesine bakan ve dava konusu taşınmazların bakım masraflarını karşılayan davalıya devrettiğini, davacının da taşınmazların davalıya devredildiğini bildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2021 tarihli ve 2018/196 Esas, 2021/111 Karar sayılı kararı ile; Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri uyarınca aranan resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle şifâhen paylaşıldığı iddia edilen 9 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının tamamının iptali ve tescil isteminin reddine; davaya konu 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin tarafların mirasbırakanı ... adına kayıtlı iken 26.05.2016 tarihinde 45.200'er Türk lirası bedelle davalıya satıldığı, Beyoğlu 11. Noterliğinin 09.02.2018 tarih ve 442 yevmiye sayılı mirasçılık belgesine istinaden davacının 1/8 miras payının olduğu, 9 nolu bağımsız bölümün satış tarihi rayicinin 227.700 TL, 10 nolu bağımsız bölümün satış tarihinde rayicinin 227.700 TL oldukları, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 30.10.2020 tarihli raporuna istinaden mirasbırakanın devir tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun görüldüğü, mirasbırakanın dava konusu taşınmazda 3 adet dairesinin olduğu, başkaca malvarlığının tespit edilemediği, aynı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından tarafların dava dışı kardeşi ...'ya devredildiği, dosya kapsamı ile mirasbırakanın mirası erkek çocukları arasında paylaştırmayı amaçladığı, ancak mirasbırakanın davacıyla sonradan aralarının açılması nedeniyle dava konusu iki bağımsız bölümün davalıya devredildiği, davalının mirasbırakana bakmasının ahlâki yükümlülük kapsamında kaldığı, davalıya yapılan temliklerde mirasbırakanın gerçek amacının mirastan mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle terditli talep olan muris muvazaasına dayalı davanın pay oranında kabulü ile iptal - tescile karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu heyet raporunun eksik ve hatalı olduğunu, tanık beyanlarına istinaden mirasbırakanın ölümünden 2-3 yıl önce Alzheimer hastalığına yakalandığını, davalı tarafından mirasbırakanın iradesi fesada uğratılarak veya mirasbırakan tarafından mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazların davalıya devredildiğini, şifahi taksimin de tarafların amcası olan tanık ...'un ve tarafların kardeşi ...'nın beyanlarıyla ispatlandığını, 9 nolu bağımsız bölümü ölen kardeşleri ...'ın borcunu ödemesi karşılığında edindiğinin de tanıklar ...,...,... ve ...'nin beyanlarıyla ispatlandığını, davacının 9 nolu bağımsız bölümü kardeşinin borçlarını ödeyerek, 10 nolu bağımsız bölümü de miras yoluyla kazandığını, mirasbırakanın davacıyı evlatlıktan reddetmediğini, davalının dava konusu taşınmazları alacak maddi gücünün olmadığını, ödemeye dair delil sunulmadığını, satış bedelleri ve rayiçler arasında fahiş fark olduğunu, tanık olarak dinlenen diğer mirasçıların dava konusu taşınmazlar üzerindeki paylarından açıkça feragat ettikleri için taşınmazlardaki davacı hissesinin 1/2 kabul edilmesi gerektiğini, taşınmazların tapu kayıtlarının tamamının iptali ve davacı adına tescilini, olmazsa taşınmazların tapu kayıtlarının 1/2 oranında iptali ve davacı adına tescilini talep ederek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın davacının iddia ettiği şekilde 2005 yılında miras paylaşımı yapmadığını, aksine 2016 yılında halihazırdaki gibi paylaşım yaptığını, tanık beyanlarıyla davacının mirasbırakan ile aralarının bozuk olduğunun, davalının mirasbırakana baktığının ve mirasbırakanın özgür iradesiyle dava konusu satışları yaptığının ispatlandığını, Adli Tıp Kurumu raporuyla da mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun görüldüğünü, davanın tümüyle reddi gerektiğini, davacının dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tamamının iptali ve tescilini istediği ve mahkemece 1/8 oranında iptali ve tescil kararı verildiğine göre davanın tamamen değil kısmen kabul edildiği, reddedilen 7/8 pay üzerinden davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.01.2023 tarihli ve 2021/1329 Esas, 2023/123 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla hareket ettiği sabit olmakla davacının miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili ve davalı vekili temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçelerindeki gerekçelerini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

2. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri,

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.

5. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, Yenimahalle Mahallesi, 3882 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin, 26.05.2016 tarihinde 82 yaşındaki malik mirasbırakan tarafından 40 yaşındaki davalı oğluna 45.200'er TL bedelle satıldığı anlaşılmaktadır.

3. İlk Derece Mahkemesinin hükmünde dayandığı gerekçeye ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların tamamına ilişkin taksime dayalı asli talebin, iddia edilen taksim sözleşmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri uyarınca aranan resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle reddinde; tarafların mirasbırakanının aralarında husumet bulunan davacıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazları davalı oğluna devrettiğinin saptanarak terditli talep olan 1/8 miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının tamamının, davalı vekilinin ise esasa ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir.

4. Davalı vekilinin vekâlet ücretine ilişkin temyiz itirazına gelince; eldeki dava terditli olarak açılmış olup ilk talep taksime dayalı olarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tamamının iptali ve tescil, terditli talep ise muris muvazaasına dayalı olarak miras payı oranında tapu kayıtlarının iptali ve tescile ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince asli talebin reddine, miras payına ilişkin terditli talebin kabulüne karar verilmiş olup terditli davalarda iki ayrı dava değil tek dava vardır. Bu tür davalarda ilk talebin reddine bağlı olarak ikinci talep hakkında kabul kararı verilmesi durumunda davanın kısmen kabulü değil tam kabul söz konusudur. İki ayrı dava olduğu varsayılarak iki ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilemez. İkinci talep hakkında verilen karara göre harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderleri hakkında hüküm kurulur. O hâlde davacının miras payı oranındaki terditli talebi kabul edildiğinden dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen dava tarihindeki toplam değeri olan 479.505 TL'den davacının 1/8 miras payına isabet eden 59.938,13 TL üzerinden AAÜT'nin 12 nci maddesi uyarınca tarifenin üçüncü kısmına göre davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetlidir. Bu sebeple; kabul kapsamına alınmayan pay yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz taleplerinin de reddi gerekir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL temyiz giderinin davacıdan, 3.070,37 TL temyiz giderinin davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...