Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1811 E. 2024/2978 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve terkin davasında, daha önce Hazine'nin taraf olduğu tapulama davasının kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Tapulama davası ile tapu iptal ve terkin davasının hukuki sebeplerinin farklı olduğu, tapulama davasında kıyı kenar çizgisi hususunun incelenmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/149 E., 2023/99 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/84 E., 2021/512 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar ... ve ... vekili ile ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde;Yalova ili, Çınarcık ilçesi, ... çalıdere mevkinde bulunan 112 ada 60 parsel sayılı taşınmazın, 193,16 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile terkinini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davalıların dava konusu taşınmazı 1970 li yıllarda tapu kaydına güvenerek satın aldıklarını, kıyı kenar çizgisinin ise 1990 yılından sonra idarece ihdas edildiğini, davalıların kıyı kenar çizgisinin varlığından eldeki dava ile haberdar olduklarını, idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... cevap dilekçesinde; davadan önce kıyı kenar çizgisi ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğunu ayrıca halihazırda kesinleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ... cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli ve 2014/928 Esas, 2018/119 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 11.12.2017 tarihli bilirkişi heyet raporuna ekli krokisinde A harfi ile gösterilen 22,76 m2 lik kısmın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmiş, davacı vekili ve davalı ...'nun istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 27.11.2019 tarihli ve 2019/615 Esas, 2019/941 Karar sayılı kararı ile;dava konusu taşınmazın tapu kaydının, 331 parsel sayılı taşınmazdan ifrazla 27.06.1969 tarihinde oluştuğu, 331 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ise Hazinenin de tarafı olduğu Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarih 1963/226 Esas 1967/127 Karar sayılı ilamıyla oluştuğu, anılan ilamın eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için yeniden keşif yapılması, tescil ilamının kapsamında kaldığının tespiti halinde bu hususun kesin hüküm yönünden değerlendirilmesi, kesin hüküm oluşturmadığı kanaatine varılması halinde mevcut delil durumuna göre bir karar verilmesi için istinaf taleplerinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli ve 2020/84 Esas, 2021/512 Karar sayılı kararı ile;Yalova Tapulama Mahkemesi'nin 1963/226 Esas 1967/127 Karar sayılı dosyasında kıyı ile ilgili bir talebin bulunmadığı, elde ki davanın taşınmazın bir kısmının kıyı kenar sınırları içinde kaldığı iddiasıyla açıldığı, davaların sebepleri (vakıalar) farklı olduğundan anılan dava dosyasının eldeki dava yönünden kesin hüküm niteliğinde olmadığı, 15.06.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre 112 ada 60 parsel sayılı taşınmazın rapora ekli krokisinde A harfi ile gösterilen 193,16 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde ve deniz tarafında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 193,16 m2' lik kısmın tapu kaydının iptali ile hazine adına kıyı olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ile ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, bilimsel verilere dayanmayan, gözlemsel tespitlere dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve bu rapora karşı itirazları değerlendirilmeden ve dosya kapsamında alınan raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, dosyada yer alan delillere aykırı karar verildiğini, hükme ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, açılan araştırma çukurundan elde edilen bulguların herhangi bir laboratuvar incelemesinden geçirilmeksizin, yalnızca gözlemsel incelemeye dayalı, kendi içerisinde de çelişkili olduğunu, kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddini talep etmiştir.

2. ... istinaf dilekçesinde özetle; davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ve araştırma sonucu düzenlendiğini, toprak analizi yapılmadığını, raporda idarenin çizdiği kıyı kenar çizgisinin doğru kabul edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının, 331 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla 27.06.1969 tarihinde oluştuğu, 331 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ise Hazinenin de tarafı olduğu Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarih 963/226 Esas 967/127 Karar sayılı ilamıyla oluştuğu, mahkeme kararı ile taşınmazın özel mülkiyete tabi olduğu yönünde kesin delil bulunduğu, çekişmeli taşınmaza komşu 120 ada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davada aynı nedenle verilen ret kararının, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi derecatından geçerek kesinleştiği, eldeki davanın da kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, kesin hüküm olarak kabul edilen Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarih 963/226 Esas 967/127 Karar sayılı dosyası ile eldeki davanın konusu ve ileri sürülen vakıaların aynı olmadığını, Tapulama Mahkemesi dosyasında taşınmazın orman sınırlarında kalıp kalmadığının araştırıldığını, kıyı yönünden inceleme yapılmadığını kesin hüküm teşkil etmeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin, istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43 üncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 9 uncu maddeleri, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303 üncü

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden;kısmen kıyı-kenar çizgisi içerisinde yer aldığı keşfen saptanan çekişmeli 289,83 m2 miktarlı 112 ada 60 parsel sayılı taşınmazın, 1962 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden tarla, zeytinlik ve kestanelik vasfı ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu belirtilerek Hazine adına tespiti yapılan ve sonrasında Hazinenin de taraf bulunduğu Yalova Tapulama Hakimliği'nin 1963/226 Esas sayılı tespite itiraz davasında 25.12.1967 tarihli kararla Nafia Hakseven mirasçıları adına tescil edilen 331 sayılı kadastral parselden geldiği anlaşılmaktadır.

2. İlk Derece Mahkemesince, 15.06.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ve krokisinde A harfi ile gösterilen 193,16 m2' lik kısmın kıyı alanı içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince çekişmeli taşınmazın kök parselinin Hazinenin de tarafı olduğu Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarih 963/226 Esas 967/127 Karar sayılı ilamıyla oluştuğu, mahkeme kararı ile taşınmazın özel mülkiyete tabi olduğu yönünde kesin delil bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

3. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince kesin delil kabul edilen Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarih 963/226 Esas 967/127 Karar sayılı dosyasında Hazine adına yapılan kadastro tespitine itiraz edildiği, davanın kabul edilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiği, eldeki davada ise davacı Hazine'nin kıyı kenar hukuki sebebine dayandığı gözetildiğinde, her iki davanın hukuki sebebinin farklı olduğu, kanunda belirtilen şartların oluştuğundan söz edilemeyeceği ve eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği tartışmasızdır.

4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varabilmek için mahkemece, idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin ilgililere tebliğ edilip edilmediği, kıyı kenar çizgisinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, yapılan keşif ve alınan bilirkişi kurul raporu 3621 sayılı Yasa'nın 9/2 nci maddesi ile 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre yeterli görüldüğünden sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğu değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca temyiz olunan Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

HMK’nın 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi