"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/649 E., 2022/986 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret-Kararın Kaldırılması-Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/222 E., 2021/61 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine, kamu düzenine yönelik İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Ergani ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 274 ada 4 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığını ve davacının zilyetliğinin 20 yıllık yasal süreyi doldurmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın kadastro tespit tarihinde imar ihyası tamamlanan arazilerden olduğu, davacının eklemeli zilyetliğinin 40 yılı aşkın süredir devam ettiği ve kadastro tespit tarihi itibariyle eklemeli zilyetliğin 20 yıllık mülkiyeti kazanma süresini doldurduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alınan beyanların soyut ve taraflı olduğunu, bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, imar ihyanın tespitten sonra tamamlandığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı kuralları uyarınca taşınmaz iktisabı koşullarının tespit tarihi itibariyle oluştuğu, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ancak taşınmazın vasfının tescil hükmünde belirtilmemesinin infazda tereddüt oluşumuna sebebiyet verebilecek nitelikte olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK.'nun 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine, kamu düzeni yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 üncü 16 ncı 18 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 713 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 274 ada 4 parsel sayılı 13.302,76 m2 yüz ölçümlü taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; dava konusu taşınmazın sınırında dere bulunmasına rağmen keşfe jeolog bilirkişi götürülmemiştir. Yerel bilirkişiler ve tanıklar taşınmazın önceki maliki tarafından bağ olarak kullanıldığını beyan etmiş olmalarına rağmen hava fotoğraflarında ise taşınmazın öncesinin sürülü tarla vasfında olduğu belirtilerek taşınmazın niteliği hususunda çelişki oluşmuş ve Mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Komşu taşınmazların oluşumuna esas bilgi ve kayıtlar getirilmemiştir. Davacı ve bayisi yönünden belgesiz zilyetlik yolu ile sulu ve kuru ayrımı yapılarak edinilebilecek miktar üzerinde durulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanağı, varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilmeli, davacı ve bayisi adına aynı çalışma alanında belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı hususu Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalıdır.
Bundan sonra; mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, jeolog mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, sel baskını olup olmadığı, olmuş ise en son sel baskının ne zaman olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
Diğer taraftan; ziraat mühendisi bilirkişisinden, nizalı taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerinde taşınmazın sınırlarının işaretlenmesi istenilmelidir.
Jeolog bilirkişisinden zemin incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın, nehir yatağı vasfında olup olmadığı, halen aktif ya da pasif nehir yatağında kalıp kalmadığı, nehir yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve nehrin taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı ve nehrin aktif olup olmadığı hususlarında kot farkını da gösterir mahiyette rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasında ki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
Fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmelidir.
Tespit tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 üncü ve TMK nın 713/1 inci maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirildikten sonra, tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK’nın 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın kararı veren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.