Logo

1. Hukuk Dairesi2023/182 E. 2023/3248 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı temliklerin muvazaalı olup olmadığı ve davacı mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, dava konusu 207 ada 5 parsel yönünden hukuka uygun olduğu, ancak vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı gözetilerek, vekalet ücreti düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 207 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, 207 parsel sayılı taşınmaz yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 13/06/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davacılar ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı kardeşi ...’nin, mirasbırakan babaları ...’a ait 207 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ½ payını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak satış yoluyla edindiğini, dava konusu diğer 207 parsel sayılı taşınmazı da yine mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak önce kayınbiraderi dava dışı ...’ya satış yaptırdığını, bir ay sonra da üzerine aldığını ileri sürerek, anılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesini istemiş; davacı vekili 28.10.2010 havale tarihli dilekçesiyle, pay oranında tescil isteğinde bulunmuş; keşifteki beyanında, dava konusu taşınmazlardan 207 ada 1 parselin ifraz görerek 207 ada 3-4-5 parsellere gittiğini, davalı adına kayıtlı olan 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden davaya devam ettiğini beyan etmiş, bilahare davacının yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu 207 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti ile adına tescil edildiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu diğer 207 parsel sayılı taşınmazı ise mirasbırakanın neden dava dışı Remzi’ye temlik ettiğini bilmediğini, bu taşınmazı dava dışı Remzi’den bedeli mukabilinde satın aldığını, taşınmaz üzerine ev ve ahır yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.11.2014 tarihli ve 2010/181 Esas, 2014/346 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 207 ada 1 parselin ifrazıyla oluşan 207 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapusuz taşınmazlarda 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 207 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile pay oranında iptal-tescile karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.10.2020 tarihli ve 2018/1316 Esas, 2020/5142 Karar sayılı kararıyla; ''... Hemen belirtmek gerekir ki; dava konusu 207 parsel sayılı taşınmaz yönünden temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

Davacı yanın temyiz itirazına gelince;

Somut olayda, dava konusu 207 ada 5 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 207 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin, 4.4.1986 tarih 1 sıra numaralı ve 20.03.1991 tarih 1 sıra numaralı tapu kayıtlarına istinaden oluştuğu açıktır. Ne var ki, kadastro tespitinde uygulanan tapu kayıtları ile taşınmazın hükmen tesciline esas kayıtlar getirtilerek bu taşınmazda mirasbırakandan davalıya bir temlik olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamış, sözü edilen dayanak tapu kaydı ile mirasbırakandan davalıya bir temlik var ise 1.4.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunup bulunmadığı incelenmemiş; bu parselle ilgili olarak tapusuz taşınmaz olduğundan söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Hal böyle olunca, dava konusu 207 ada 5 parsel (geldisi 207 ada 1 parsel) sayılı taşınmaz bakımından kadastro tespitine dayanak 4.4.1986 tarih 1 sıra numaralı ve 20.03.1991 tarih 1 sıra numaralı tapu kayıtları ile hükmen tesciline esas kayıtlar getirtilip yukarıda değinilen ilkeler ve somut olgular çerçevesinde toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan taşınmaz yönünden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

3.Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairenin 07.04.2021 tarihli ve 2021/1143 Esas, 2021/2107 Karar sayılı kararıyla, karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.06.2022 tarihli ve 2021/315 Esas, 2022/282 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 207 ada 5 parsel (geldisi 207 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın 04.04.1986 tarih ve 324 yevmiye numaralı resmi senette taşınmazın 1/2 payının tamamının mirasbırakan Kadir tarafından davalıya satıldığı, satıştan sonra 10.10.1992 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu yerin davalı ... adına tespitinin yapıldığı, kadastro tespitine yapılan itiraz neticesinde Göksun Kadastro Mahkemesi'nde dava açıldığı ve davacının davadan feragat etmesi nedeniyle taşınmazın 1/2'sinin davalı ..., 1/2'sinin ise dava dışı Adil adına kayıt ve tesciline karar verildiği, 04.04.1986 tarihli resmi senet ile yapılan 1/2 pay satışının kadastro tespitinden önce olduğu, mirasbırakan Kadir'in 01.09.1993 tarihinde yani kadastro tespitinden sonra ölmüş olması, davacının da kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanmaması nedeniyle davalının hak düşürücü süre iddiasının yerinde görülmediği, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından davalıya satış olarak gösterilen işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle 207 ada 5 parsel yönünden davanın kabulüne; 207 parsel sayılı taşınmaz bakımından Yargıtay ilamı dikkate alınarak bu taşınmaz yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturduğunu, bu kararın dikkate alınmadığını, kadastro mahkemesince verilen hükmün tüm mirasçılar yönünden bağlayıcı olduğunu, tüm mirasçılar yönünden kesin hüküm bulunduğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu, mirasbırakanın ölüm tarihinin araştırılması gerektiğini, temlikin gerçek satış olduğunu, mal kaçırma amacı bulunmadığını, bu yönde bir delil de elde edilemediğini, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, bozma kararı doğrultusunda araştırma yapılmadığını, taraflarca bildirilen tüm tanıklar dinlenmeden, tüm deliller toplanmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmaz dışında mirasbırakan tarafından dava dışı kişilere başka taşınmazlar da satıldığını, taşınmaz satışına ihtiyacı olduğunu, kısa kararda ve gerekçeli kararda gösterilen istinaf yasa yolunun tavzih kararı ile temyiz olarak değiştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu davacı taraf lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, vekalet ücreti yönünden bozma kararı bulunmamasına rağmen, ikinci defa vekalet ücretine hükmedildiğini, dava konusu 207 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin de hatalı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; özellikle dava konusu 207 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmün kesinleştiği gözetilerek bu parsel bakımından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar doğru olduğuna göre; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda; dava konusu taşınmazların keşfen saptanan toplam 616.071,50 TL değeri üzerinden davacıların toplam miras paylarına göre dava değeri 77.008,93 TL olup, yargılama sırasında harç ikmali yapıldığı da gözetilerek, davacılar lehine davacıların payına isabet eden 77.008,93 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken neye göre hesaplandığı belli olmayan şekilde fazla vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.

Ne var ki; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "15.300,00 TL" ibaresinin çıkartılarak yerine "10.811,16 TL" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.