Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1843 E. 2024/5963 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen taşınmaz satışlarının tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin mirasçılara ait taşınmaz paylarını vekaletnamedeki yetkiyi aşarak babasına devrettiği, satış bedellerinin ödenmediği ve davalı ile vekilin elbirliği içerisinde hareket ettikleri gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/828 E., 2023/186 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/7 E., 2020/269 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...'ın 02.02.1975 tarihinde öldüğünü, davacılardan ... ve ...’nin dava dışı diğer bir kısım mirasçı ile birlikte dava konusu 123656 ada 5 parsel sayılı taşınmaz için açılan ortaklığın giderilmesi davası ile daha sonra açılacak davalardaki işlemlerin takibi için; davacılar ...,...,...,...,...ve ...’nin de yaşları nedeniyle ortaklığın giderilmesi davası ile resmi işlemleri takip edemeyeceklerinden davalının oğlu olan dava dışı ...’i vekil tayin ettiklerini, vekilin toplam 15 parça taşınmazdaki davacılara ait payları babası olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, davacıların satış iradesi bulunmadığını, işlemden haberdar olmadıklarını, satış bedelinin de ödenmediğini, satış işleminden dava dışı mirasçılar ... ve ...’in gönderdiği 19.06.2018 tarihli ihtarname ile haberdar olduklarını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalının vekil ile işbirliği içinde hareket ettiğini ileri sürerek dava konusu 123605 ada 9, 123631 ada 10, 123602 ada 27, 123602 ada 61, 123602 ada 103, 123606 ada 100, 123610 ada 49, 123617 ada 149, 123653 ada 12, 123653 ada 70, 123653 ada 71, 123653 ada 83, 123656 ada 5,123742 ada 3 ve 123746 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; oğlu ... tarafından vekil sıfatıyla gerçekleştirilen işlemin davacıların rızası ile usulüne uygun olarak gerçekleştiğini, satış bedellerinin davacılara ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; vekilin özen borcuna aykırı hareket ettiği, dava konusu taşınmazlardaki davacılara ait miras paylarını aynı gün içinde babası olan davalıya temlik ettiği, satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2541 sayılı soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, bilirkişi raporunda saptanan değerlerin fahiş olduğunu, rapora yaptıkları itirazların kabul edilmediğini, 123656 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ortaklığın giderilmesi davasında belirlenen değeri ile hükme esas alınan bilirkişi raporundaki değerinin farklı olduğunu, taşınmazların merkeze olan uzaklıklarının dikkate alınmadığını, yukarıda anılan soruşturma dosyasında davacıların ifadelerinin ve davacı tanığı ...’ın beyanlarının dikkate alınmadığını, davacı ...'in düzenlediği vekaletname ile vekili dava konusu taşınmazlardaki miras payını davalı ...’a devretmesi için yetkilendirdiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; satış bedelinin ödenmediği, davalının yapılan taksime uygun vekalet işleminin gerçekleştirildiği savunmasının ispatının yapılamadığı, tanık beyanlarına göre davalının ve vekil olan oğlunun mirasçılar arasında ortaya çıkan iradeye uymayarak hareket ettiği, dava dışı vekilin zararlandırıcı işlemi yaptığı, davalı ile oğlu vekilin el ve işbirliği içinde hareket ettiği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1. ve 506. maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’ın 1975 yılında öldüğü, geride davacı kızı ..., dava dışı çocukları...,... ve ... ile davalı oğlu ... ve davacı torunları...,...,...,..., ve dava dışı torunları .... ve ...’nın mirasçı olarak kaldığı; davacılardan ... ve ...’nin 09.10.2012 tarih, 18724 yevmiye nolu, davacılardan...,...,..., ve.....’in 08.10.2015 tarih, 18650 yevmiye nolu, davacı ...’nin 12.10.2015 tarih, 21903 yevmiye nolu vekaletnameler ile davalı ...’un oğlu dava dışı ...’i vekil tayin ettikleri, vekilin anılan vekaletnameler ile dava konusu 15 parça taşınmazdaki davacılara ait miras paylarını davalı ...’a 26.07.2016 tarihinde satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki, miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Diğer taraftan, eldeki davada davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davacıların her birinin dava konusu ettikleri paylarına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Dosya içeriğine göre, davacılar....,,,...,... ve .....’in dava konusu taşınmazlardaki paylarının keşfen saptanan dava tarihindeki değerinin 56.099,07’şer TL; davacı ...’nin payının dava tarihindeki değerinin 14.024,77 TL, davacı ...’nin payının dava tarihindeki değerinin 448.792,53 TL olduğu, bu durumda davacı ... dışındaki diğer davacılar yönünden anılan miktarların Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238,730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davacı ... dışındaki diğer davacılar yönünden davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazlarına gelince;

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından davacı ... yönünden temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacı ... dışındaki diğer davacılar yönünden değerden REDDİNE,

Davalı vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 17.963,09 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.