Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1844 E. 2024/5003 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Birleştirilmiş tapu iptali ve tescil davalarında, yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin davalar birleştirilmiş olsa dahi ayrı ayrı hüküm altına alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Birleştirilmiş davalarda her bir davanın ayrı dava olma özelliğini koruduğu ve bu nedenle her bir dava için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/150 E., 2021/823 K.

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.06.2020 tarihli 2016/16093 Esas ve 2020/2113 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; Kulu ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 170 ada 74 ve 117 parsel, 175 ada 6 ve 9 parsel, 273 ada 51 parsel ile 295 ada 3 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazlara davacının zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

Davacı vekili yargılama sırasında, çekişmeli 295 ada 3 nolu parsele yönelik davalarından feragat etmiştir.

Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde; Kulu ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 170 ada 71 ve 102 parsel, 175 ada 4 ve 11 parsel ile 295 ada 2 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazlara davacının zilyet olduğunu ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili yargılama sırasında; çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, tapuda Hazine adına kayıtlı olduğunu, davacı tarafın 1963 yılı öncesindeki zilyetliği ispatlaması gerektiğini, sit alanı içerisinde kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.05.2016 tarihli ve 2007/256 Esas, 2016/311 Karar sayılı kararıyla; dava dosyaları birleştirilerek ...’ın davasının kısmen kabulüne, ...’ın birleştirilen davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.06.2020 tarihli ve 2016/16093 Esas, 2020/2113 Karar sayılı kararı ile; “Davacı ...'ın yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen taraf teşkili sağlanmadan, vekalet yetkisi kalmayan vekilin beyanı dikkate alınarak, işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı, asıl dava yönünden, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğünün dosya içerisine konulan cevap yazılarında çekişmeli taşınmazların sit alanında kaldığı belirtildiği gibi ve keşif sonrası alınan fen raporunda da taşınmazın sit haritası kapsamında kaldığının belirtilmiş olduğu halde "sit niteliği" açıklanmadığı, her bir taşınmazın sit haritasındaki yerinin gösterilmediği ayrıca niteliğinin belirlenmesi yönünden sit haritası uygulamasının arkeoloğ bilirkişisinin katılımı ile yapılması gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; talep edilen gider avansının verilen kesin sürede yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl ve birleştirilen davaların birbirinden bağımsız müstakil davalar olduğunu bu sebeple her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini, Mahkemece tek dosya üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi ile asıl davada davacının bozma ilamında belirtilen eksiklerin giderilmesi için verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığından davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın düzeltilmesini ya da yukarıda açıklanan nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-g, 115 inci, 120 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Kadastro sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan 170 ada 71, 74, 102 ve 117 parsel; 175 ada 4, 6, 9 ve 11 parsel; 273 ada 51 parsel; 295 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlardan 170 ada 71, 74, 102 ve 117; 273 ada 51 parsel; 295 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar toprak tevzi suretiyle oluşan tapu kaydı nedeniyle, 175 ada 4, 6, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar ise 1. derece doğal sit alanında bulunmalarından dolayı zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden söz edilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davalı Hazine vekilinin asıl davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik yaptığı temyiz itirazının incelenmesinde; Yargıtay bozma ilamından sonra Mahkemece yapılan yargılama sırasında birleşen davanın davacısı ...’ın mirasçılarına ve dahili davalı Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğüne Yargıtay ilamı,tensip zaptı ve duruşma zaptının tebliğine karar verildiği, bu tebliğlerin yapılabilmesi için davacı vekiline gider avansı yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği ve gider avansının yatırılmaması üzerine Mahkemece asıl davanın HMK 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece asıl davada davacı taraftan HMK’nın 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi için gider avansı istenmediğinden davanın esastan reddini gerektirecek bir durum olmadığından, davanın esasına girilmediğinden usulden ret kararı doğru olup davalı Hazine vekili lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesin de bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle davalı Hazinenin bu talebe ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Davalı Hazine vekilinin asıl dava ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğine yönelik yaptığı temyiz itirazının incelenmesine gelince; Davalar birleştirilse dahi, her dava ayrı bir dava olma özelliğini muhafaza ettiğinden, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı harç ve yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği halde Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda asıl dava ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı harç ve yargılama giderine karar verildiği halde, vekalet ücreti yönünden ayrım yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Ancak, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan yön itibarı ile kabulü ile;

Hükmün 6.bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına ve yerine 6.bent olarak ; "Asıl davada davalı Hazine kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin asıl davanın davacısından alınarak davalı Hazineye ödenmesine, birleşen davada davalı Hazine kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin birleşen davanın davacısından alınarak davalı Hazineye ödenmesine” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi