Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1852 E. 2024/4954 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve bu sürenin dava şartı niteliğinde olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/955 E., 2022/1135 K.

HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/622 E., 2022/42 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Batman ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 7 parsel sayılı taşınmaz murisleri ...'den geldiği halde kadastro sırasında sahte evraklarla davalılar adlarına tespit ettirildiğini iddia ederek çekişmeli 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmazın güncel rayiç değerleri oranında tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın tapu maliklerine yöneltilmediğinden husumetten reddi gerektiğini öne sürerek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar, murisleri ...'den gelen çekişmeli 7 parsel sayılı taşınmazın adlarına tescilini, mümkün olmaması halinde tazminat talep etmiş iseler de murisleri ...'in davacılar dışında mirasçıları bulunduğu, davalıların ise ... terekesine göre üçüncü kişi olduğu, üçüncü kişi konumunda olan kişiye karşı terekedeki miras payları oranında tescil talep olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasçıların hemen hepsinin davacılar lehine mirastan feragat dilekçesi verdiği, Mahkemece bu durumun izahına fırsat verilmeden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar, murislerinden gelen taşınmazın adlarına tescilini talep etmiş ise de taksim, hibe ya da satışa dayanmadığı, mirastan feragata ilişkin vekaletname sunulmuş ise de yargılama sırasında sunulmayıp istinaf aşamasında sunulduğu, terekeye karşı üçüncü kişi konumda bulunan kişiye dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili, terditli olarak tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2020/(16)1-691 E. 2022/1680 K. sayılı kararı

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu Batman ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 7 parsel sayılı 492.750 metrekare taşınmaz, tapu kaydı ile 07.07.1977 tarihinde tespit, 07.10.1993 tarihinde hükmen tescil, bilahare intikaller ve satışlar sonucunda ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına tescil edilmiştir.

2. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre, davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili ile tazminat istemine ilişkin olduğu açıktır. Davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının hükmen kesinleştiği 07.10.1993 tarihi ile davanın açıldığı 30.11.2020 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Davacının tazminat talebi yönünden ise, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2020/(16)1-691 E.,2022/1680 K. sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere, hak düşürücü sürenin hukuki niteliği uyarınca hakkın özünün (mülkiyet hakkı) ortadan kalktığına, diğer bir anlatımla davacının malvarlığı üzerindeki hakkı ortadan kalktıktan sonra açtığı davada tazminat hakkına da sahip olamayacağına göre hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceğinden davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

3.Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilip düzeltilerek onanması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.