Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1854 E. 2024/1757 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki zilyetliklerine dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, mirasbırakanlarının ölümünden sonraki 30-35 yıllık süreçte taşınmaz üzerinde zilyetliklerini devam ettirmedikleri, ekonomik amaca uygun bir kullanımı ve imar-ihya faaliyetini sürdürmedikleri, bu durumun zilyetliğin terk edildiği anlamına geldiği, dolayısıyla zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/317 E., 2023/204 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kaldırma-ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/229 E., 2021/179 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili, dahili davalılar ... vekili ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurunun esastan reddine; dahili davalılar ... ve ... vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak vekalet ücreti yönünden düzeltilmiş şekliyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... mahallesi, ... mevkii 150 ada 3 parselde kayıtlı bulunan 19.739 m² yüzölçümündeki taşınmazın 2008 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sırasında müvekkilleri adına tespit edildiğini ve tapu kaydının çıkartıldığını, bu taşınmazın yüzölçümünün eksik olduğunu, yapılan tespit esnasında müvekkillerine ait taşınmazın yalnızca 19.739 m² 'lik kısmının müvekkilleri üzerine kaydolduğunu, geri kalan kısmının ise taşınmazın hemen yanında 150 ada 1 parsel olarak Hazine adına kaydedildiğini, dava konusu taşınmazın müvekkillerinin babası ve daha sonra müvekkilleri tarafından 78 dönüm olarak kullanıldığını, söz konusu 150 ada 1 parsel numaralı taşınmazın kadastro tarihinden geriye doğru uzun yılar boyunca öncelikle babaları daha sonrada müvekkillerinin zilyetliğinde ve mülkiyetinde olduğunu, ekilip biçildiğini, bir süre de odunluk olarak bırakıldığını, taşınmazın tespit tarihindeki vasfının 2017 yılında mera olarak değiştirildiğini ileri sürerek ... ili, ... ilçesi, Düğüncüler mahallesi, ... mevkii 150 ada 1 parselde kayıtlı 57.595 m² yüzölçümündeki taşınmazın öncelikle mera vasfının iptaline, Hazine adına olan kaydının iptali ile müvekkilleri adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, ayrıca dava konusu taşınmazın mera olarak özel sicile kaydedildiğini, mera komisyon kararına dava açma süresinin geçirildiğini, dava konusu taşınmazın mera olduğu gibi zilyetlikle edinme şartlarının da gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Dahili davalı ... Belediyesi süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, söz konusu taşınmazın Belediye Başkanlığı'nın yetki ve sorumluluk alanında bulunmadığını, bu nedenle müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların dava dilekçesinde öncelikle dava konusu taşınmazın mera vasfının kaldırılmasını ve davanın devamında tapu kaydının iptalini talep ettiği, mera tahsis komisyonu kararlarına karşı 30 günlük ilan süresi içinde dava açılması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını bu nedenle reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın mera olarak tahsis edildiğini, fiili durum itibari ile mera özelliğinde olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2018/225 Esas, 2019/268 Karar sayılı kararıyla; davaya konu ... ilçesi, Düğüncüler mahallesi, ... mevkii, çekişmeye konu çalılık vasıflı 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına kayıtlı arazilerden olduğu, 22.10.2010 tarihinde 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5/b maddesi kapsamında mera olarak kullanılması yönünde Mera Komisyonu Başkanlığı tarafından karar alındığı, davacı tarafından komisyonun tespit, tahdit ve tahsis askılarına ilişkin yasal süresinde açılmış herhangi bir dava olmadığı, taşınmazın doğal bitki örtüsünde tek ve çok yıllık yem değerine sahip otsu ve çalı tipi bitkiler ve meşe ağaçları ile ardıç ağaçlarının bulunduğu, 30 yılı aşkın süredir toprağın işlenmediğinin anlaşıldığı, Devletin hüküm ve tasarrufunda olan meraların zilyetlikle ve kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisabının mümkün olmadığı, zilyetlikle kazanım koşulları da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 24.09.2020 tarihli ve 2019/1079 Esas 2020/969 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın mera olarak tahsis edilip kaydının kapatıldığı, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre kural olarak mera ve yaylakların çıplak mülkiyetinin Hazine'ye yararlanma hakkının (intifa-ı) ise taşınmazın bulunduğu belde ya da Köy Tüzel Kişiliğine ait olmakla davada husumetin Hazine'ye ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine yöneltilmesi gerektiği, dava ve karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1/2 nci maddesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülkî sınırları olarak genişletildiği, bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katıldıkları, bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin on üçüncü fıkrası gereğince, Hazine yanında ... ile taşınmazın içinde bulunduğu ...'nın huzuruyla da davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde taşınmazın içinde bulunduğu ... ve ... adına duruşma gün ve saati tebliğ edilmek suretiyle taraf koşulu oluşturulmaksızın işin esasına girilerek karar verildiği, taraf koşulu dava şartlarından olmakla bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulamayacağı, Mahkemece; öncelikle davacı tarafa ... ve ...’nı davaya dahil etmek üzere süre ve imkan tanınması, sonrasında ... ve ... adlarına dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek husumetin yaygınlaştırılması, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu, çekişmeli taşınmazı gösterir mera özel sicil kaydı ile çekişmeli taşınmaza komşu olup davacılar adına olduğu bildirilen 150 ada 3 parsel sayılı taşınmaza, ayrıca taşınmaza komşu 150 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak örnekleri ile varsa dayanağı kayıtlar getirtilmeksizin karar verilmesinin dahi isabetsiz olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-a-4 üncü maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi'nin 21.09.2021 tarihli ve 2020/229 Esas, 2021/179 Karar sayılı kararıyla; kaldırma ilamında belirtildiği üzere ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilip usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlandığı, ... Tapu Müdürlüğünden ... ili, ... ilçesi, Düğüncüler mahallesi, ... mevkii, 150 ada, 1, 2, 3, 4, parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının istenildiği, çekişmeye konu taşınmazın mera özel sicil kaydının getirtildiği, dosyada daha önce keşif yapıldığı ve keşif mahalinde mahalli bilirkişi ve tanıkların dinlenildiği, tarafsız yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının dava konusu taşınmaz üzerinde kadastro tespit tarihinden geriye doğru en az 20 yılı bulunan ekonomik amaca uygun kazanmayı sağlayıcı bir zilyetliğinin bulunmadığı, ziraat bilirkişi raporunda da taşınmaz üzerinde uzun yıllardır tarımsal faaliyet yapılmadığı doğrulandığı gibi taşınmazın mera vasfında bulunduğunun belirlendiği, tarımsal amaçla kullanıma dair bir tespitin yapılmadığı, keşif esnasında taşınmaz üzerinde herhangi bir meyve ağacının bulunmadığı, parsel üzerinde %50 kapalılıkta meşe, ardıç, murt, laden gibi orman ağaçlarının bulunduğu, bu hususun fotoğraflarla da sabit olduğu, 30 yılı aşkın süredir toprağın işlenmediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/8-211 Esas - 2015/1179 Karar sayılı ilamında taşınmazı kısa süreli (1-6 yıl) kullanmamanın iradi terk olarak benimsenmesinin doğru olmadığı belirtilmişse de dava konusu taşınmazın zilyetlik amacına uygun şekilde imar-ihya edilmediği ve uzun süredir (30-35 yıl) ekilip biçilmediğinin sabit olduğu, zilyetlikle taşınmaz mülkiyetinin kazanılabilmesi için zilyetliğin aralıksız sürmesi gerektiği, uzun süre kullanmama terk anlamı taşıyacağından ve taşınmazın uzun bir süre kullanılmamasının zilyetliğin iradi olarak terk edildiği anlamına geleceği ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığının kabulü gerekeceği, davacının taşınmazı önceki ekonomik amacına uygun kullanmadığı ve terkettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

E. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

F. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm tanık ve mahalli bilirkişilerin taşınmazın öncesinde müvekillerinin babası, sonrasında davacıların zilyetliğinde ve mülkiyetinde olduğunu, ekilip biçildiğini ve daha sonra odunluk olarak bırakıldığını belirttiklerini, odun ihtiyacını gidermek amacı ile müvekkillerinin bu yola yöneldiğini, odunluk olarak bırakılmadan evvel müvekkillerinin uzun yıllar zilyet oldukları taşınmazda, farklı kullanım amacı gütmelerinin taşınmazdaki zilyetliğe son vermeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dahili davalı ... vekili ve dahili davalı ... vekili ayrı ayrı sundukları istinaf dilekçelerinde özetle; müvekkilleri idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

G. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarih ve 2022/317 Esas, 2023/204 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli 150 ada 1 parsel sayılı 57.594,85 m² yüzölçümündeki taşınmazın edinme nedeninde, davacıların zilyetliğinde iken 35 yıl evvelce terk edildiği ve çalılık vasfında olduğundan söz edilerek çalılık vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş iken sonrasında 01.12.2010 tarih 2645 yevmiye sayılı işlemle mera olarak tahsis edildiğinden söz edilerek kaydın kapatıldığı, toplanan delillerden çekişmeli taşınmazın davacıların mirasbırakanının ölümünden sonra tespit tarihine kadar 20 yıldan daha uzun bir süredir kullanımının terk edildiği ve bu suretle davacılar yararına zilyetlikle tescil koşullarının oluşmadığının yöntemince saptandığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ancak, davanın reddine karar verilmesine rağmen çekişmeli taşınmazın mera niteliğine göre yasal hasım olarak davada taraf olan davalı belediyeler lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1-b-2 nci maddesi uyarınca yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; ... ili, ... ilçesi, Düğüncüler mahallesi, ... mevkiinde bulunan 150 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 57.594,85 m² yüzölçümü ve "çalılık" vasfı ile senetsizden davalı Hazine adına tespit edilmiştir.

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken bakiye 247,70 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...