"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1122 Esas, 2022/2875 Karar
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/104 Esas, 2021/167 Karar
Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, ... mevkiinde 112 ada 57 parselin 209,32 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olup özel mülkiyete konu edilemeyeceğini ileri sürerek belirtilen miktara ilişkin tapu kaydının iptali ile kamuya terkinine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın vekil edenlerinin miras bırakanı ... tarafından 13.09.1978 tarihinde tapudan satın alındığını, üzerinde şerh ve takyidat bulunmadığını, 36 yıl sonra açılan davanın yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2017 tarihli ve 2014/557 Esas, 2017/276 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda 31,36 metrekare yüzölçümü ile gösterilen kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 112 ada 57 parselin tapu kaydının fen bilirkişinin 10.06.2017 tarihli ek rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 31,36 metrekarelik kısmının iptali ile kıyı olarak tapudan terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2019 tarihli ve 2019/1717 Esas, 2019/2129 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarihli ve 1963/226 Esas, 1967/127 Karar sayılı tescil ilamının kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, tescil ilamının kapsamında kalıyorsa kesin hüküm oluşup oluşmadığı hususunda değerlendirme yapılması gerektiği belirlenerek, davacı Hazine vekilinin istinaf taleplerinin esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli ve 2020/104 Esas, 2021/167 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ve krokinin denetime elverişli bulunduğu, dava konusu taşınmazın hükmen tesciline ilişkin kararın inceleme konusu dava bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği belirlenerek, davanın kısmen kabulü ile 112 ada 57 parsel sayılı taşınmazın 10.06.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 31,36 metrekarelik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile kıyı-kenar çizgisi olarak terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
Davacı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, taşınmaza yeterli gözlem çukuru kazılmadığını, toprak yapısının incelenmediğini ve hava fotoğraflarının uygulanmadığını, keşifte açılan çukurların sonra getirilen dolgu malzemesi altına inmediğini, sondaj yapılmadığını, komşu parsellere dair açılan davalarda idarece belirlenen kıyı-kenar çizgisinin doğru olduğunun bildirildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kıyı-kenar çizgisi belirlenmesine dair idari işlemin müvekkiline tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporundaki tespiti kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
E . Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2022/1122 Esas, 2022/2875 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kıyı-kenar çizgisi kapsamında ve dışında kalan kısımlarının ayrı ayrı belirlendiği, benimsenen gerekçeye göre davanın kısmen kabulü ile kıyı kenar çizgisi kapsamında kalan kısmın tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık görülmediği belirlenerek taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve katılma yolu ile davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili ve davalılar vekili ayrı ayrı temyiz başvuru dilekçelerinde; istinaf dilekçelerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43 üncü maddesi,
3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 6 ncı maddeleri,
28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkiinde kain 279,45 metrekare yüz ölçümüne sahip tarla ve zeytinlik kestanelik vasfındaki 112 ada 57 parsel sayılı taşınmazın 13.09.1978 tarihli satışa istinaden tamamının ... adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda; dava konusu taşınmaza sondaj makinesi ve kepçenin girebileceği alanın uygun olmaması nedeniyle insan gücüyle 1.00 metre derinliğinde 2 adet araştırma çukuru açıldığı, açılan araştırma çukurlarından çıkan malzemelerin renk, tane boyu ve fiziksel özellikleri itibariyle denizel kökenli olmayıp tamamen karasal kökenli birimleri temsil ettiği, karasal kökenli olan bu birimler içerisinde herhangi bir kavkı, denizel canlı izine rastlanılmadığı, kum birimlerinin iri taneli, sıkı yapılı, çakılların geometrisi ise yarı yuvarlak-yarı köşeli olduğu, kıyı topoğrafyasında ani değişikliklerin olmadığı, kıyıda yer alan yuvarlak iri çakılların mevcut yapıların kuzeyinde kaldığı, çevre parsellerde gözlenen özellikle çam türleri ve zeytin ağaçlarının varlığının denizin güncel seviyesine bağlı su hareketlerinin bu alanda etkili olmadığı belirlenerek, dava konusu taşınmazın 31.36 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisinin kıyı yönünde kaldığı belirlenmiş ve rapor hükme esas alınarak yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; önceki bilirkişilerden farklı 3 kişilik jeolog ya da jeoloji mühendisi ve 1 harita mühendisinden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan veriler incelenmeli, açılan gözlem çukurları harita üzerinde işaretlenerek gösterilmeli ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisi tespit edilmeli, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi istenilmeli, farklılık olduğunun anlaşılması halinde sebebinin ne olduğu açıklattırılmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlara ilişkin açılan davalarda belirlenip kesinleşen kıyı kenar çizgisi değerlendirilmeli, bilirkişi kurulundan bu hususları karşılayacak şekilde rapor alınmalı, raporda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın neresi olduğu renkli olarak belirtilmeli, dava konusu taşınmazın ne kadarlık kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, önceki bilirkişi raporları da dikkate alınarak çelişkiler olduğu takdirde bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin nedenleri denetime açık, bilimsel verilere dayalı olarak bilirkişilere açıklattırılmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı Hazine ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstek halinde peşin yatırılan temyiz harcının davalılara iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.