"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde tapuda kayıtlı 124 ada 10 parsel sayılı taşınmazın miras olarak kaldığını, taşınmazın davalı kardeşi ...'ın üzerine kaydedildiğini, muris ...'ın vefatından önce sözlü vasiyet ile taşınmazın üç kardeşe eşit olarak bırakıldığını, pay sahiplerinin birinin kendisi, diğerinin ...olduğunu, üçüncü pay sahibinin davalı ...'ın olduğunu, sözlü vasiyet edildiği zaman taşınmazın tapusunun olmadığını, babalarının zilyet olduğunu, kadastro geçtiğinde uyuşmazlık konusu taşınmazın davalı üzerine tescil edildiğini, kardeşleri olması nedeniyle bu tespite ses çıkarmadığını, davalının haber vermeden taşınmazı diğer davalı ...'a satıp tapuda devrettiğini, davalı ...'in bütün bunları bilerek taşınmazı satın aldığını, kötünüyetli olduğunu, söz konusu taşınmazın 1/3 hissesinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi payına düşen hisse oranında adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davaya müdahale talebinde bulunan ..., dava konusu taşınmazın 1/3'ünün muris babası ...'a ait olduğu iddiasıyla, taşınmazın 1/3 hissesinin tapu kaydının iptali ve adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., davanın öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu adına kaydedildiğini, miras olarak bırakılmadığını, kadastrodan önce 20 yılı aşkın süre kullandığını, taşınmaza tek başına sahip olduğundan dilediği gibi tasarrufta bulunmada özgür olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın öncelikle usul yönünden, olmaz ise esastan reddini savunmuştur.
2.Davalı ..., dava konusu taşınmazın ..., ..., ...kardeşler arasında pay edildiğini öğrendiğini, ...'a ait payı almak için girişimde bulunduğunu, arazisine giden yol meselesini çözmek için ...'dan araziyi aldığını, yapılan işlemlerin usule uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10/03/2022
tarihli ve 2021/81 Esas, 2022/23 Karar sayılı kararıyla; davacı ve asli müdahilin 1975 yılından beri taşınmaz üzerinde zilyetliğinin olduğunu belirttiği, dava konusu taşınmazın kadastro tutanaklarının 13.06.1996 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi itibari ile 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık dava açma süresinin dolduğu, davacı ve asli müdahilin zilyetliğinin hak düşürücü süreyi kesmemesi ve uzatmaması gerekçesiyle kadastro tespit tutanağının kesinleşmesinden yaklaşık 22 yıl sonra açılan davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi gereğince esasa girilmeden hak düşürücü süre nedeniyle usûlden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahil istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Dava dilekçesindeki iddialar tekrarlanıp, verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2022 tarihli ve 2022/1138 Esas, 2022/1431 Karar sayılı kararında; 01.03.2018 tarihinde açılan davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle Mahkemenin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı ile asli müdahil vekilinin istinaf başvurularının, esastan ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Asli müdahil vekili tarafından, dava ve istinaf dilekçelerindeki iddialara ek olarak, davalı ... ve davalı ...'ın kötüniyetli hareket ederek davacıların miras haklarını hiçe saydıklarını belirtilerek kararın bozulması istenilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Somut olayda, dava konusu 124 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 13.06.1996 tarihinde kesinleştiği ve 13.06.2006 tarihinde dava açma süresinin sona erdiği tespit edilmiş olup davacının ... bu davasını 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 01.03.2018 tarihinde açtığı belirlenmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, asli müdahil tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden asli müdahil'den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.