Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1884 E. 2023/3089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak mera vasfıyla tespit edilmiş taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesi ile yapılan sınır değişikliği sonucunda bağlı bulunduğu köy tapu kütüğüne aktarılmasının yeni bir hak düşürücü süre oluşturmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... irsen intikal eden iktisaba muktedir eklemeli zilyetliğe dayanarak çekişmeli 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında tapu kaydının iptali ve adına tescili isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda mera vasfıyla orta malı olarak tespit edildiği, bu nitelikte bir yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını; öte yandan davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının ayrıntılı tahkikat ile belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesi ile yapılan sınır değişikliği sonucunda mülki taksimata göre bağlı bulunduğu ... köyü tapu kütüklerine aktarılma işleminin yeni bir hak düşürücü süre tanınmasına imkan vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın mera olduğuna dair dosyaya yansıyan herhangi bir delilin bulunmadığını, bu hususta Tarım İl Müdürlüğünün "mera tahsis komisyonunun bu yerin mera olduğuna ilişkin bir kararının olmadığı" yönünde verdiği cevabi yazı ile Kadastro Müdürlüğünün mahallinde düzenlediği tespit ve tutanakların taşınmazın mera olmadığı hususunu gösterdiğini, 1990 yılında kadastro paftasının zemine hatalı uygulanması nedeniyle taşınmazın yanlış köyün çalışma alanında sınırlandırıldığını, 2011 yılında yapılan düzeltme çalışmaları sırasında bu hatanın düzeltildiğini, ancak taşınmazın tek parsel olarak mera vasfıyla tespit ve tescil edilmesinin doğru olmadığını, taşınmaz üzerinde şahısların zilyetliğinde olan ayrı bölümlerin bulunduğunu, kadastral çalışma alanının belirlenmesine ilişkin askı ilanları, komşu köyler ile müşterek tutulan tutanakların alınmadığını, taşınmazın kadastro tutanağının komşu köyde ilan edilmediğini, bu nedenle hak düşürücü sürenin köy sınırının düzeltildiği tarih itibarı ile başlaması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesi ile yapılan sınır değişikliği sonucunda mülki taksimata göre bağlı bulunduğu ... köyü tapu kütüklerine aktarılma işleminin yeni bir hak düşürücü süre tanınmasına imkan vermediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekerrür ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. " şeklinde düzenlenmiştir.

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, " Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükmünü içermektedir.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16.maddesinde, “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:

B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüz ölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir." hükümleri düzenlenmiştir.

4. Mera, yaylak ve kışlaklar bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere, yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri), ilgili köy veya kasabalar tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera, yaylak ve kışlak sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde, kadimden beri o yerin kullanılagelmiş olması gerekir. Bir yere hukuken bu vasfı verebilmek için bu iki unsurdan birinin bulunması gerekir (Cin, H.:... Hukukunda Mera Yaylak ve Kışlaklar, 2. Bası, ... 1980, s. 37 vd.). Mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Bu yerlerin vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 15 parsel sayılı 4.966.966,12 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz mera vasfı ile tespit edilmiş, 08/01/1990-07/02/1990 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmış ve itiraz edilmediğinden tespit 08/02/1990 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare Kadastro Müdürlüğünce ... köyü ile ... köyü çalışma alanının hatalı belirlendiği, ... köyü 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ... köyü sınırında kaldığının tespit edilmesi üzerine düzeltme tescil bildirimi ile ... köyü 113 ada 15 parsel terkin edilerek, aynı vasıf ve yüz ölçümü ile çekişmeli ... köyü 143 ada 1 parsel numarası ile 12/06/2015 tarihinde ... köyü tapu siciline aktarılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre özellikle çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiği, taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesi ile yapılan sınır değişikliği sonucunda mülki taksimata göre bağlı bulunduğu ... köyü tapu kütüklerine aktarılma işleminin yeni bir hak düşürücü süre tanınmasına imkan vermediğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.