Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1889 E. 2024/3177 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili mümkün olmadığı takdirde mülkiyetinin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisil taleplerine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, taşınmaza el atma tarihinden önce zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu ve dava konusu yerin kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin tescile ilişkin talebin reddine ve mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/400 E., 2022/1198 K.

HÜKÜM/KARAR : Red-Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/104 E., 2020/28 K.

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tescil isteği yönünden reddine, mülkiyetin tespiti isteği ile kamulaştırmasız el atma ve ecri misil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi tarafından kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda davanın mülkiyetin tespiti isteği yönünden kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 101 ada 12 ve 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bahsi geçen parsele dahil olan taşınmaz bölümü üzerinden yol geçirildiğini, oysa dava konusu yerin 20 yılı aşkın süredir davacıların zilyetliğinde olduğunu kadastro sırasında dava konusu bölümünün tescil harici bırakıldığı ve ardından fiilen yol halini aldığını belirterek, çekişmeli taşınmazların parçası olan ve kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde davacı lehine mülkiyetin tespit edilmesine, yasal faizi ile birlikte taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, kadastro tutanaklarının 25.12.2007 tarihinde kesinleştiğini, zilyetlikle mülk edinmek için gerekli sürenin dolmadığını, davacının dava konusu taşınmazda kadastro çalışmaları sırasında zilyet olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın kadastro çalışması sonucu yapılan tescil işlemine yönelik olması sebebi ile Kadastro Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın kanunda belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacının iddia ettiği zilyetliğin başlangıcı, süreci ve niteliğinin tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2019 tarih, 2017/646 Esas, 2019/644 Karar sayılı kararıyla: dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, hükme esas bilirkişi raporunda mavi çizgi ile yeri gösterilmiş olan 1.700 metrekare tespit dışı alanın davacı taraf adına tescili talebinin reddine, terditli talep bakımından davanın kabulü ile, çekişmeli taşınmaz bölümünün mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespitine,fiili el atmadan kaynaklanan irtifak hakkı bedelinin 33.799 TL olarak tespitine, 33.799 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'nden alınarak davacı tarafa ödenmesine, 6.300 TL ecrimisil bedelinin davalı ... Müdürlüğünden alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı Davalı Hazine vekili ile Davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 22.06.2020 tarih, 2020/355 Esas, 2020/579 Karar sayılı kararı ile; somut olayda olduğu şekilde tescile ilişkin olan terditli talebin esastan reddi halinde, tespit ve kamulaştırmasız el atma bedeli talep edildiği takdirde, zilyetliğin tespiti isteminin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dosyasından tefriki ile tespit davasının sonucu beklenilerek oluşacak sonuca göre aktif dava ehliyetinin varlığı halinde kamulaştırmasız el atma davasında esasa girilmesi gereğine değinilerek kararın kaldırılmasına hükmedilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk derece mahkemesince dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, hükme esas bilirkişi raporunda mavi çizgi ile yeri gösterilmiş olan 1.700 metrekare tespit dışı alanın davacı taraf adına tescili talebinin reddine, terditli talep bakımından davanın kabulü ile, çekişmeli taşınmaz bölümünün mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

D. İstinaf Nedenleri

1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin ortak beyanlarından da anlaşılacağı üzere kadastro tespitinden önce dava konusu parsellerin bulunduğu kısımda yol yapım çalışmalarına başlandığını ve kazı çalışmaları yapıldığını, dava konusu parsellerin yol yapım çalışmaları nedeniyle kadastro çalışmalarını yapan görevlilerce yol vasfı ile tapuya tescil edildiğini, yol yapım çalışmalarının kadastro tespitinden önce başlamasından da anlaşılacağı üzere kadastro tespitinden (2004 yılından) önce davacının taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin son bulduğunu, bu durumda TMK'nın 713 üncü maddesinde sayılan şartların davacı nezdinde gerçekleşmediğini, bilirkişi heyetinin, taşınmaz satış senetlerinden raporda hiç bahsetmediğini, mahalli bilirkişilerin ve tanıkların beyanlarına yer verilmediğini, taşınmaz satış senetleri mevcutken ve kadastro tespitinden 20 yıl öncesinde davacının taşınmazlara malik sıfatıyla zilyet olmadığı belgelenmişken nasıl taşınmazların zilyetlikle iktisap edilebilen yerlerden olduğunun tespit edildiğinin anlaşılmasının güç olduğunu, dosyada eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile kapsamlı araştırma ve ölçüm yapılmadan hesaplanan ve hazırlanan bilirkişi raporuna dayanarak verilen kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden evvel fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından ne suretle kullanıldığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması gerektiğini, ancak keşifte ve aşamalarında dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının müşterek beyanlarında davacının zilyetlik iddiasını doğrular şüpheden uzak yeterli veri elde edilemediğini, hava fotoğrafları çakıştırma yapılarak taşınmazların kullanılma vasfının belirtilmediğini, ziraat bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın zemindeki mevcut halinin dava dilekçesinde iddia edilen vasfa uygun bir kullanım olduğuna ilişkin delil teşkil edecek her hangi bir veriden bahsedilmediğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyiz konu kararıyla;davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, taşınmaza 2002 yılında yol olarak el atıldığından bahisle tespit harici bırakıldığı, ancak el atma tarihinden evvel zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu anlaşıldığından, dava konusu yerin kamu hizmetine tahsis edilen bir yer olduğu gözetilerek tescile ilişkin talebin reddi ile mülkiyet davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahallinde icra edilen keşfe istinaden tanzim edilen fen bilirkişi raporundaki krokide yolun ve taşınmazların ayrıntılı biçimde gösterilmediğini, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın zemindeki mevcut hali ve iddia edilen vasfa uygun bir kullanımın olup-olmadığına dair her hangi bir veriden bahsedilmediğini, Yargıtay'ın yerleşmiş ve süreklilik kazanan uygulamalarına göre paftasında yol olarak gösterilen bir yerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için paftasının düzenlendiği ve terk edildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması şartının gerektiğini, davacının zilyetlikle mülk edinme iddiasını aşamalarda ispatlayamadığını, usulüne uygun bilirkişi heyetiyle ve fenni tekniklerle icra edilmeyen, vakayı aydınlatmaya yönelik olmayan keşif ile bilirkişi raporlarına istinaden tesis edilen yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Yargıtay'ın yerleşmiş ve süreklilik kazanan uygulamalarına göre inceleme yapılmadığını, içtihatlara uygun şekilde bilirkişi heyeti oluşturulup yeniden rapor alınması gerektiğini, mevcut bilirkişi raporlarının yanlı ve bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu, davacının iddia ettiği zilyetliğin yasanın iktisap için aradığı süreye ulaşmadığını, yörede yol yapım çalışmasının hangi tarihte başladığının tereddütsüz biçimde ortaya konulması gerektiğini, müvekkili kurumun yasal hasım niteliğinde olmasına rağmen aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisil isteğine ilişkin ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 nci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davalı Hazine vekilinin davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davalılar harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine

02.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.