"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/93 E., 2022/1906 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/429 E., 2020/306 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, davalı ... bakımından husumetten reddine, davalılar ... ve ... bakımından bedel talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili; davalı ... ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından duruşma istemli olarak, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.09.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davacı vekili ve davalı ... vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açılamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı; 2016 yılında dava dışı ... isimli şahsın sahip olduğu ... İlçesi ... bölgesindeki inşaatlara finansman sağlamak ve buralardan daire sahibi olmak vaadi ile davaya konu taşınmazı için yine ...'ın yönlendirmesi ile ...'ya vekalet verdiğini, davalı ...'nın ise taşınmazı 07.12.2016 tarihinde ...'ın ortağı ve inşaatlardaki ustası olan diğer davalı ...'e 107.000,00 TL bedel göstererek vekaleten satış suretiyle devrettiğini, ... tarafından da taşınmazın davalı ...'a temlik edildiğini, ...'ın, kendisinin (davacının) eşinin akrabası olduğunu, tüm davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket etmek suretiyle kendisini zarara uğrattıklarını, ...'ın davacının kardeşi ...'ın resmi ortağı olup bu alandaki ilişkisini kötü niyetli olarak kullandığını ve çok kişiyi mağdur ettiğini ileri sürerek davalılardan ... adına kayıtlı dava konusu 14592 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 20.000 TL'nin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazı davacının verdiği vekalet ve talimatı doğrultusunda diğer davalı ...'e devrettiğini, ...'in davacıya yapacağı işlerin karşılığında dairesini satın aldığını ve daha sonra yine diğer davalı (davacının akrabası) ...'a satış yapıldığını, satış işlemlerinde kendisinin herhangi bir kazancının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; ...'yı ve ...'ü tanımadığını, gayrimenkulün maliki olarak geçen davalıyı tapu devri sırasında gördüğünü, bedelini ödemek sureti ile taşınmazı satın alan iyiniyetli 3. kişi olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebi ile açılmış bir davanın kendisine yönlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, söz konusu taşınmazın bizzat parası ödenmek sureti ile alındığını, kardeşi yerine koyduğu kuzeni ve ailesinin zorda kalmaması için elinden geleni yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli ve 2018/429 E., 2020/306 K. sayılı kararıyla; davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın 14.02.2017 tarihinde tapu resmi
senedinde 113.000,00 TL bedelle satın alındığı, davalı ...'ın kötüniyetinin ispat külfetinin davacıda olmasına karşın bu külfetin yerine getirilemediği, soyut ve genel anlatıma dayalı olarak tapunun iptalinin mümkün olamayacağı, tapu resmi senedindeki bedel ile tespit edilen gerçek bedel arasında dahi misli farkın bulunmadığı, tanıkların anlatımından da davalı ...'ın bu yeri bedeli karşılığı aldığının anlaşıldığı ve bu kişinin TMK'nın 1023.maddesi kapsamına göre iyiniyetli olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından tapu iptal ve tescil isteminin kabulünün mümkün olamadığı, anılan davalı bakımından davanın husumetten reddi gerektiği; davacının ikinci talebinin tazminata yönelik olduğu, davalılardan ...'nın vekil olarak dava konusu taşınmazı diğer davalı ...'e sattığı ve fakat bedelin ödendiğinin ispat edilemediği, dinlenen tanık anlatımlarından da dava konusu taşınmazın inşaat yapılmak üzere davalı ...'e devredilmesine karşın inşaat vs. yapılmadığının anlaşıldığı, sonuçta ise taşınmazın anılan davalılar üzerinde de olmadığı, davalıların dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle tespit edilen bedelinden sorumlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle; davanın davalı ... bakımından husumetten reddine, davanın ... ve ... bakımından kabulü ile toplam 215.000,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekaletin kötüye kullanılması ve muvazaa nedeniyle davalı ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken, sadece terditli olarak talep edilen dava konusu taşınmazın değerinin tahsili yönünde karar verilmesinin ve bu yönde karar verirken de taşınmazın dava tarihindeki gerçek değerinin çok altında saptama yapıldığı ve bu saptamaya itirazın kabul görmediği hususları göz ardı edilerek alınan raporun hükme esas alınmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul açısından süre uzatım talebinin reddedilmesinin hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini; esas açısından dava dilekçesinde, davacı tarafın kendi beyanları ile taşınmazın gerek müvekkiline devri gerekse müvekkilinin ...'a devri sırasında kendi talimatlarının bulunduğunu, bu anlamda müvekkilinin zarar doğuracak herhangi bir davranış içerisinde olmadığının ikrar edildiğini, gerekçeli kararda kabul edilen olguların hükmün sonuç kısmıyla uyuşmadığını, ...'ın kötü niyetinin ispat edilemediğini söyleyerek tapu tescil talebinin reddine karar vermesine karşın, tazminata yönelik talep açısından müvekkilinin sorumlu olduğuna hükmetmesinin tamamen dayanaksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı ... Kotan vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazın hiçbir zaman maliki olmadığını, taşınmazı hukuka aykırı şekilde üçüncü kişilerin üzerine devretmediğini, sadece vekil sıfatıyla hareket ettiğini, taşınmazın devrinden herhangi bir maddi menfaat sağlamadığını, bütünüyle davacı ile davacının kardeşi ve ortağı olan dava dışı ...'ın talimatlarıyla davaya konu taşınmazı ...'e devrettiğini, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir tazminattan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olamayacağını, davacının beyanları ile sabit olduğu ve gerekçeli kararda da belirtildiği üzere, taşınmazın halihazırdaki malik ...'a kendi akrabası olan davacının yönlendirmesiyle diğer davalı ... tarafından devredildiğini, davacının taşınmazın bütün devir süreçlerinde başından sonuna kadar işin içinde olmasının yanı sıra bu devir nedeniyle elde ettiği maddi menfaatlerin tutarının taşınmazın bilirkişi raporuyla tespit edilen değeriyle neredeyse aynı olduğunu, bu sebeple davacının hiçbir zararının olmadığını, Mahkemenin verdiği kararın davacıyı haksız ve sebepsiz zenginleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.12.2022 tarihli ve 2021/93 Esas, 2022/1906 K. Karar sayılı kararıyla; ilk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından 14.02.2017 tarihinde bedeli ödenerek tapu resmi senedinde 113.000,00TL bedel gösterilerek satın alındığı, davalı ...'ın kötüniyetine ilişkin ispat külfetinin davacıda olmasına karşın bu külfetin yerine getirilemediği, tanıkların anlatımından da davalı ...'ın bu yeri bedeli karşılığı aldığının anlaşıldığı ve bu kişinin TMK'nın 1023. maddesi kapsamına göre iyiniyetli olarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilerek tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalılardan ...'nın vekil olarak dava konusu taşınmazı diğer davalı ...'e sattığı ve fakat bedelin davacı tarafa ödendiğinin ispat edilemediği, dinlenen tanık anlatımlarından da dava konusu taşınmazın inşaat yapılmak üzere davalı ...'e devredilmesine karşın inşaat vs. yapılmadığı, vekil ile ilk el davalının el ve işbirliği içinde olduğu kabul edilerek İlk Derece Mahkemesince davalı tarafından elden çıkartılan taşınmaza ilişkin davalıların tazminattan sorumlu tutulmaları, belirlenen tazminatın usule uygun, denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilmesi karşısında Mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1. ve 506. maddeleri,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 3. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ...'ın Büyükçekmece 4.Noterliğinin 01.12.2016 tarihli vekaletnamesi ile davalılardan ...'yı vekil olarak tayin ettiği, davalı ...'in davacıya vekaleten davacı adına kayıtlı çekişme konusu 15942 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümü 07.12.20116 tarihinde satış yolu ile davalı ...'e devrettiği, ... tarafından da 14.02.2017 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...'a taşınmazın temlik edildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz eden tarafların temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye temyiz harcının davacıdan, 7.520,75 TL bakiye temyiz harcının davalılar ... ve davalı ... Kotancıdan alınmasına
Temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekilleri için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.