Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1896 E. 2023/6743 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti kesinleştikten sonra açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, Hazine'nin kamu malı iddiasında bulunmadığı ve özel mülkiyet iddiasına dayanarak dava açtığı, bu nedenle davanın on yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu ve sürenin dolmasından sonra açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/670 E., 2022/956 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/174 E., 2020/62 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, 1996 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu ....., ili, ....., ilçesi, ......,Mahallesi 164 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 104.158,45 m² olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, 2510 sayılı Kanun kapsamında taşınmazda mevcut olan miktar fazlalığının Hazine adına tescil edilmesi gerekirken davalılar adına tescil edildiğini, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek tespit edilecek miktar fazlasının Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... 13.11.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul ettiğini bildirmiştir.

2. Davalılar ..., ..., ..., ... ve ..., aşamadaki beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.03.2020 tarihli ve 2015/174 Esas, 2020/62 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 164 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 26.01.1996 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 01.10.2015 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ncü maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verildiğini, oysa ki aynı maddenin Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 E., 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, miktar fazlalığının Hazine adına tescili isteminin hak düşürücü süreye tabi olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/670 Esas, 2022/956 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 26.01.1996 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kanunun 12/3 üncü maddesinde hak düşürücü sürenin on yıl olarak belirlendiği ve HMK'nın 92/2 nci maddesi uyarınca sürenin 26.01.2006 tarihinde bittiği, davacı Hazine tarafından taşınmazın kamu malı olduğu iddiasına dayanılmadığı, özel mülkiyet iddiasına dayanıldığından davanın on yıllık hak düşürücü süreye tabi bulunduğu ve davanın on yıllık hak düşürücü sürede dolduktan sonra 01.10.2015 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro çalışmaları sonucunda; ....., ili, ....., ilçesi, ......, Köyü'nde 3402 sayılı Kanun'a göre yapılan kadastro çalışmasında 164 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 104158,45 m² yüzölçümlü ve tarla vasıfı ile 22.01.1938 tarihli, 1094 sıra sayılı ve 27.04.1976 tarihli 54 sıra sayılı tapu kayıtları dayanak alınarak 26.10.1994 tarihinde Cemal Bakır ve arkadaşları adına paylı olarak tespit edilerek 27.12.1995 ilâ 25.01.1995 tarihleri arasında ilan edildiği ve 26.01.1996 tarihinde itirazsız kesinleşerek tapu siciline tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.