"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/792 E., 2022/1154 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muradiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/100 E., 2021/101 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.10.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ....geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi .... köyünde 1999 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 17 ile 105 ada 29 ve 65 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak davalı Hazine adına tapulandığını, taşınmazlara davacının eklemeli olarak uzun süre zilyet olduğunu, davacının babası tarafından yapılan paylaşımda davacıya kaldığını, davacının taşınmazların vergisini ödediğini, Hazinenin büyük bir adada bu kadar küçük parsellere sahip olması için hukuki ve fiili bir neden bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazların tapuya tescilinden sonra geçen zilyetliğin hukuki bir değerinin olmadığını, davacı ve babasının belgesizden taşınmaz mal edinip edinmediğinin araştırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazların niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve zilyetlikle kazanılması söz konusu olmayan yerlerden olduğunu, zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli ve 2010/196 Esas, 2021/103 Karar sayılı kararı ile; hava fotoğraflarında taşınmazların sürülü olmadıkları, her ne kadar bir kısım tanıklar dava konusu taşınmazlarda tarım yapıldığını ve sürüm olduğunu belirtmiş ise de bilimsel hava fotoğraflarına itibar edilerek ve keşif tarihi itibariyle fiili durumları dikkate alındığında davacının çekişmesiz ve aralıksız olarak en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle, bilirkişi ve tutarlı tanık beyanları ile ispatlayamadığı, ayrıca her ne kadar 105 ada 29 parsel sayılı taşınmaz hakkında bilirkişilerce iktisap şartlarının oluştuğu yönünde kanaat bildirilmiş ise de davacının zilyetlik durumunun kesin olarak ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilmediğini, 20 yıl öncesine ait bilimsel verilere itibar edilmesinin hukuki olmadığını, taşınmazlarda davacı tarafından uzun yıllardır tarım yapıldığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 28.11.2022 tarihli ve 2021/792 Esas, 2022/1154 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların yerleşimin ve özel mülklerin bulunmadığı geniş bir alan içerisinde küçük parseller halinde taşlık, kayalık, ham toprak ve doğal bitki örtüsüyle kaplı küçük taşınmazlar olduğu, toprağının işlenmediği, halihazırda bir kısmının baraj göletinin suları altında kaldığı,
bilirkişi raporlarına göre de taşınmazların imar-ihya edilmediği, sınırlarının sabit ve belirgin olmadığı, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, mahalli bilirkişiler dava konusu yerde tarım yapıldığını belirttikleri halde hava fotoğraflarında dava konusu yerlerin sürülü olmadığından bahisle ret kararının verildiğini, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve re'sen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 15, 16,18. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6, 713. maddeleri.
3. Değerlendirme
Van ili .... ilçesi, .... köyünde 1999 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 101 ada 17, 105 ada 29 ve 65 parsel sayılı 55.400, 11.562, 20.445 m2 yüz ölçümündeki taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması ve kimsenin zilyetlik iddiasında bulunmaması nedeniyle ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmaya gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 28.000.00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.