Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1960 E. 2023/2832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hile nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ancak bakiye satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine yapılan temyiz isteminin incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, HMK’nın 370. maddesi uyarınca onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 22.06.2010

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2010/202 E., 2019/69 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, 110.000,00 TL'nin davalı Alaattin İçer’den tahsiline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 5 parsel sayılı taşınmazdaki A Blok 2 no.lu bağımsız bölümün davalı ... ile akdettikleri harici alım satım sözleşmesine göre 180.000,00 TL karşılığında satışı hususunda anlaştıklarını, sözleşmeye göre taşınmazın tapu kaydındaki ... Bank ... Şubesi lehine tesis edilen 70.000,00 TL tutarındaki ipotek bedelinin davalı ... tarafından ödeneceğini, satış bedelinin geriye kalan 110.000,00 TL'si için ise yine davalı ... tarafından 5 adet çek verildiğini, çeklerin ödenmeme riskini bankadan sorduğunu, herhangi olumsuz bir yanıt almadığını, ...’in ipotek ile teminat aldına alınan kredi borcunu ödemediğini, bir kaç gün sonra da kendisini arayarak bakiye satış bedelini ödemek için bankalardan kredi çekemediğini,ancak sağlam bir alıcı olarak diğer davalı ...’ı gösterdiğini, bu kişinin kredi çekmesi için taşınmazın bu kişiye devir edilmesi gerektiğini, ... ın kredi çektiğinde bakiye satış bedeli olan 110.000,00 TL’nin ödeneceğini, bu ödemeden sonra da çekleri geri alacağını, söylenmesi üzerine taşınmazı davalı ...’a devrettiğini, ancak davalıların kendisini oyaladıklarını, 10.04.2010 tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin ibraz günü bankaya müracaat ettiğinde çekin karşılıksız olduğunu öğrendiğini, davalı ...’ın taşınmazı diğer davalı ...’e muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bakiye satış bedeli olan 110.000,00 TL'nin 20.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., taşınmaz satış sözleşmesinin davacı ile diğer davalı ... arasında yapıldığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., diğer davalı ...’i tanımadığını, yatırım amaçlı ev satın almak istediğinde arkadaşı ...’nun önerisi ile bu taşınmazı satın aldığını, davacının 70.000,00 TL kredi borcunu ödediğini, 70.000,00 TL'de satış sırasında davacıya elden ödeme yaparak toplam 140.000,00 TL bedelle taşınmazı satın aldığını, daha sonra da ...’e sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ..., dava konusu taşınmazı babasının düğün hediyesi olarak kendisine satın aldığını,taşınmazın satılık olduğunu Fevzi Batmazoğlu isimli kişiden öğrendiklerini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.2019 tarihli ve 2010/202 Esas, 2019/69 Karar sayılı kararı ile davacı ... ile davalı ... arasında 12.02.2010 tarihinde yapılan resmi satış sözleşmesinin geçerli olduğu, ... tarafından da davalı ...’e yapılan satış işleminin geçerli olup, Zeynep’in iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğu, kendisine karşı iptal ve bakiye satış bedeli alacağı yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenmeyen 110.000,00 TL satış bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi yönünde terditli olarak açıldığını, ancak İlk Derece Mahkemesinin tüm talepleri değerlendirmeden davanın reddine karar verdiğini, davalı ...'ın davacıya borcu olmadığına yönelik beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ... ve ...'ın gayrimenkulün devrinden sonra ...'ın kredi çekip geri kalan 110.000,00 TL'yi davacıya ödeyeceklerini, zaten davacıda olan çeklerin de güvence olduğunu beyan ederek davacıda güven sağladıklarını, davalıların planlı ve eylemli olarak hareket ettiklerini, bu yolla haksız kazanç elde ettiklerini, ...'ın da yedi gün içinde taşınmazı arkadaşı ... ... kızı olan davalı ...'e satış göstererek devrettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07.12.2020 tarihli ve 2019/1289 E., 2020/903 K. sayılı kararıyla; davacının taşınmazı satma iradesinin olduğu, akitten sonra ödeneceği belirtilen kalan bedelin ödenmemesi nedeniyle hileye düşürüldüğünü iddia ettiği, hile iddiasının kanıtlanamadığı, ancak terditli talep olan taşınmaz bedelinden kalan 110.000,00 TL'nin tahsili talebi yönünden davalı ...’in ceza dosyasındaki beyanları nazara alınarak, bakiye satış bedelinden davalı ...’in sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, bakiye satış bedeli olan 110.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’den tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve istinaf dilekçesini tekrar ederek, öncelikle tapu iptali ve tescile yönelik talebin kabul edilmesini, ayrıca ödenmeyen bakiye satış bedelinden tüm davalıların sorumlu olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığını, davacı ile davalı ... arasında yapılan 20.01.2010 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, davalı ...’nin taşınmazı 70.000,00 TL bedelle ve 70.000,00 TL tutarındaki ipotekle yüklü olarak satın aldığını,satış bedelinin tamamının ödendiğinin resmi senette belirtildiğini, ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/148 E., 2013/367 K. sayılı kararı ile dolandırıcılık suçlaması yönünden davalıların beraatlerine karar verildiğini, kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, ceza yargılamasındaki davalı ...’in ikrarının hükme esas alınamayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Aynı Kanun′un 39. maddesi hükmüne göre de, aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.

Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nın190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu; 4721 sayılı TMK'nın 6. maddesinde ise, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü bulunduğu hükme bağlanmıştır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve davalı ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA;

Davacıdan onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 5.614,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.