"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/23 E., 2023/69 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/246 E., 2020/26 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen de reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, ortak sundukları dava dilekçesinde özetle; Çanakkale ili, ... ilçesi, ... köyünde 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında sırasında kendilerine ait taşınmazlara ilişkin herhangi bir bilgi alamadıklarını, o dönemde kahvehaneye asılan tutanakların kahvehaneyi işleten davalı ... tarafından yerinden çıkarılarak kontrol etmelerinin engellendiğini, ilan listelerine bu nedenle itiraz edemediklerini ve birçok taşınmazda hak kaybı yaşadıklarını, aynı yerde bulunan davacı ...'e ait 126 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan 50 cm saçak payının haksız olarak davalı ...'e ait 126 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yazıldığını, yine 126 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan 1,50 cm saçak payının haksız olarak davalı ...'e ait 126 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yazıldığını, davacı ...'e ait olan 60 metrekarelik alanın haksız olarak davalı ...'e ait 126 ada 18 parsel sayılı taşınmaz üzerine yazıldığını ve yol hakkı konusunda beyanları alınmadan taraflarına ait taşınmazlardan yer alınarak 126 ada 10 parsele kadar yol verildiğini, davacı ...'in, oğlu davacı ...'e ve diğer oğlu davalı ...'e 20'şer metre uzunluğunda 126 ada 6 ve 7 parsele komşu olacak şekilde yer verdiğini, fakat kadastro tespitinin davacı ...'in beyanları ve istekleri dışında yanlış yapıldığını, bu durumun düzeltilmesini istediklerini ileri sürerek anılan taşınmazların tapu kaydının iptali ile belirtilen taşınmazlara haksız olarak geçmiş olan kısımların düzeltilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacılar vekili 11.10.2017 tarihli 6. celsede alınan beyanında özetle; davalı ...'e karşı olan davalarından feragat ettiklerini belirtmiştir. Davacı ... 07.04.2021 tarihinde ölmüştür.
II. CEVAP
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı ... aşamada ölmüş, yasal mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2020 tarihli ve 2016/246 Esas, 2020/26 Karar sayılı kararıyla; davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ..., ... ve ... aleyhine 13.04.2016 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalılar adına tescil edilen parsellerin bir kısmının davacılara ait olduğu, dava konusu taşınmazların 20 yıldan uzun süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla kullanıldığı iddia edilerek davalılar adına tescil edilen parsellerin bir kısmına ait tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilinin istendiği, davacılar vekilinin 10.10.2017 havale tarihli dilekçesi ile tapu iptal ve tescil davasının ...'e ait kısımlarından feragat ettiklerini beyan ettiği, mahallinde yapılan keşif, dinlenilen yerel bilirkişi beyanları ve sunulan bilirkişi raporuna göre davalılar adına tescil edilen parsellerin bir kısmının tespit tarihinden geriye doğru davacı tarafından malik sıfatıyla, davasız, aralıksız kullanılmaya devam edildiği, zilyetliğin iradi terki durumunun gerçekleşmediği, davacı lehine zilyetlikle mülkiyeti kazanma koşullarının gerçekleştiğinin tespit edildiği, davacıların köy yolu ile ilgili talepleri değerlendirildiğinde Kadastro Kanunu'nun 16. maddesine göre yolların kamu mallarından olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında kaldığı, Devlete ait kamu mallarının temsilcisinin de Hazine olduğu, yararlanan köy halkını temsilen ise köy tüzel kişiliğinin de hasım durumunda olduğu, somut olayda davacının davasını yukarıda yasal hasım olarak belirlenen kişilere yöneltmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı tarafın köy içi yol ile ilgili tapu iptali ve tescil taleplerinin husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, 126 ada 6 parsel numaralı taşınmazın kadastro teknikerlerinin 31.12.2018 tarihli krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 17,75 meterekarelik kısmının tapusunun iptali ile 126 ada 9 parsel numaralı taşınmaz ile birleştirilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 126 ada, 8 parsel numaralı taşınmazın fen bilirkişilerinin 17.12.2019 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 5,38 metrekrelik kısmının tapusunun iptali ile 126 ada 9 parsel numaralı taşınmaz ile birleştirilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalılar ... ve ... Esen istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalı ...'in sınır problemi yüzünden verilen kabul kararına bir itirazın olmadığını, ancak bu kararda saçak payı kesilmesi sebebiyle uğranılan zararın giderilmesi için karar verilmediğini, zararın tazmini noktasında kararın eksik kaldığını, yine müvekkili ... ile davalı ... arasındaki sınır probleminde verilen kabul kararı yerinde olmakla birlikte müvekkile ait olan arazi içerisinde 20 metrelik yol payının kaybolması, Devlet yolu olması sebebiyle bir karar verilmediğini, bu yönden kararın eksik olduğunu, müvekkili davacı ...'e ait olan 10 numaralı parselin tapuda davalı ...'e yazıldığını, bu hususun inceleme konusu yapılmadığını, davacının iddiasının ortada kaldığını, özel mülkiyet içerisinde Devlet yolu yapılmasının kabul edilemeyeceğini ve bu yol için müvekkillerine ödenen bir bedel olmamakla birlikte arazi kullanımının azaldığını, Mahkemenin husumet yönünden ret kararının eksik olduğunu, davanın kadastro çalışmalarının kendilerinden saklanması sonucunda hak kaybına uğradıkları için açıldığını, davacı ...'e ait olan evin saçak payının 126 ada 6 parsel sayılı taşınmazın sahibi olan ...'e yazıldığını, evin 2007 yılının çok öncesinden yapıldığını, dava konusu olan saçak payının sınırlarına bakıldığında sıralı evler arasında aynı saçak payı korunurken 6 ile 9 parsel arasında korunamadığını, taşınmazın yeri değiştirilmediğinden ve taşınmazda herhangi bir değişiklik yapılmadığından dolayı oluştuğu iddia edilen saçak payının tecavüzünün söz konusu olmaması gerektiğini, dinlenilen tanık Sebahat Diker'in beyanı dikkate alınmadan karar verildiğini, davacılar ..., ... ile davalı ...'in önceden kendi aralarında yol olarak kullandıkları patikanın izinsiz şekilde kamuya açık şekilde çıkmaz sokak olarak düzenlendiğini, bu çıkmaz sokak için tapularından yer kaybı olması ve bunun bedelinin de tespit edilmemesinin eksiklik olarak kaldığını, 10 numaralı parsel ile ilgili verilen karar olmadığını, devlet yolu ile ilgili parsellerde 16 numaralı parsele değinilmediğini bildirerek 16 parsel, davacı ... için 10 parsel ve köy yolu ile ilgili yeniden karar verilmesine ve davacı ... yönünden tapu tescil kararlarının onaylanması ile tazminat yönünden eksik kalan hususların tamamlanarak zarar yönünden tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde 126 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenen 50 cm saçak payının haksız olarak eklendiğini ileri sürerek dava açtığını, bunun dışında kendisine yöneltilen bir dava bulunmadığını, davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde dava dilekçesinde olmayan hususlar ileri sürülerek iddianın genişlettiğini, buna muvafakatinin olmadığını, davacı tarafın haksız davasının yanında 126 ada 6 parsele eklendiği iddia edilen saçak payına dair tazminat talebinin reddi gerektiğini, köyde 2007 yılında kadastro çalışmaları yapıldığını, davacı tarafın kadastro çalışmalarının yapılmasından 9 yıl sonra hak talebinde bulunduğunu, Yerel Mahkeme tarafından davacı tarafın iddiaları araştırılmadan ve dava dosyasına bu hususta tatmin edici bir delil konulmadan kabul kararı verildiğini, Mahkemece kadastro tutanaklarına yapılan bir itiraz olup olmadığının araştırılması halinde bile davacı tarafın haksız ve süresi geçtikten sonra işbu davayı açtığının görüleceğini, mahalli bilirkişilerin beyanlarının tamamı incelendiğinde ise davacının iddialarını ispatlar nitelikte hiçbir beyanlarının olmadığını, Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği kararını dayandırdığı gerekçelerin hukuki temellere dayanmadığını, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararındaki zilyetlik açıklamalarına göre davacının davasının reddi gerektiğini, davacı ...'in ise 126 ada 9 parsel sayılı taşınmazının sınırına kendisine ait ev inşa ederek ve evinin saçaklarını taşınmazına taşırdığını, haksız davanın reddine karar verilmesi gerekirken delilsiz ve gerekçesiz olarak kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde 126 ada 8 parsel sayılı taşınmaza eklenen 1,50 cm saçak payının haksız olarak eklendiğini ileri sürerek dava açtığını, bunun dışında kendisine yöneltilen bir dava bulunmadığını, davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde dava dilekçesinde olmayan hususlar ileri sürülerek iddianın genişletildiğini, buna muvafakatinin olmadığını, davacı tarafın haksız davasının yanında 126 ada 8 parsele eklendiği iddia edilen saçak payına dair tazminat talebinin ve 126 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili yönündeki talebinin reddi gerektiğini, köyde 2007 yılında kadastro çalışmaları yapıldığını, davacı tarafın kadastro çalışmalarının yapılmasından 9 yıl sonra hak talebinde bulunduğunu, Yerel Mahkeme tarafından davacı tarafın iddiaları araştırılmadan ve dava dosyasına bu hususta tatmin edici bir delil konulmadan kabul kararı verildiğini, Mahkemece kadastro tutanaklarına yapılan bir itiraz olup olmadığının araştırılması halinde bile davacı tarafın haksız ve süresi geçtikten sonra işbu davayı açtığının görüleceğini, Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği kararını dayandırdığı gerekçelerin hukuki temellere dayanmadığını, kadastro tespitinden önce babaları ...'in paylaştırması ile dava konusu taşınmazların sınırlarını belirlediklerini ve taşınmazlara sahip olduklarını, bundan sonra davacı ... ile sahibi oldukları 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara ev inşa ettiklerini, davacı ...'in ise 126 ada 9 parsel sayılı taşınmazının sınırına kendisine ait ev inşa ederek ve evinin saçaklarını da taşınmazının dışına doğru taşırarak, şahsına ait 126 ada 8 parsel sayılı taşınmazına tecavüz ettiğini, haksız davanın reddine karar verilmesi gerekirken delilsiz ve gerekçesiz olarak kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2023 tarihli ve 2023/23 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararıyla; davacıların ana yoldan başlayıp bir tarafında 126 ada 16, 17 ve 18 parsel ile diğer tarafından 8 ve 9 parsellerin yer aldığı ve 10 parsele değin uzanan köy yoluna ilişkin tescil istemli davasının Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine karşı açılması gerekirken bu konuda kendilere husumet düşmeyen davalılara karşı açılmış olması nedeniyle anılan istemin husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı; davacıların dava dilekçesinde davalılardan ... oğlu ... adına kayıtlı 126 ada 10 parsele yönelen açık veya örtülü herhangi bir tescil istemlerinin bulunmadığı, yine saçak payları ile ilgili olarak herhangi bir tazminat istemlerinin de bulunmadığı, bu itibarla davaya konu olmayan bu istemler konusunda Mahkemece bir karar verilememiş olmasında herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, davacı ...’in kadastro tespitinden önce kendisine ait 126 ada 9 parsel sayılı taşınmazı üzerine inşa ettiği evinin bilirkişi raporunda ölçülen saçak paylarının davalılara ait 126 ada 6 ve 8 parseller içinde bırakıldığı, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre bu kısımlara ilişkin davalıların kadastro tespit gününe değin herhangi bir itirazlarının bulunmadığı, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kısmen kabul ve reddine dair mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı husus bulunmadığı gerekçesiyle davacılar ve davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili temyize cevap dilekçesinde özetle; keşif işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davalının temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığını ileri sürerek kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. ve 311. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Çanakkale ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 2.116,56 metrekare yüzölçümü ve "Bahçeli iki katlı kargir ev ve kargir ahır" vasfı ile davalı ... adına; aynı yer 126 ada 8 parsel sayılı taşınmaz 413,63 metrekare yüzölçümü ve "Avlulu kargir ev" vasfı ile davalı ... adına; aynı yer 126 ada 18 parsel sayılı taşınmaz 613,95 metrekare yüzölçümü ve "Bahçe" vasfı ile davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ...'in temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ...'in temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.