Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2066 E. 2024/4747 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalı oğluna yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında açık bir nispetsizlik bulunması, mirasbırakanın ekonomik sıkıntı ve mal satma ihtiyacının olmaması, satış bedelinin davalı tarafından ödendiğinin ispat edilememesi ve davalıya temlikin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunun anlaşılması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2131 E., 2023/225 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/154 E., 2021/39 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 1959 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalının taşınmazı alım gücünün bulunmadığını, mirasbırakanın da taşınmazın satışı konusunda özel bir gereksiniminin olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, muvazaalı bir işlemin söz konusu olmadığını, mirasbırakanın ölmeden evvel kamera karşısında satış işlemini anlattığı bir videonun mevcut olduğunu, bu videodan davalının satış bedelini ödediğinin anlaşıldığını, mirasbırakanın bu satış bedelini kardeşler arasında pay ettiğini, murisin dava konusu taşınmazı satın almaları için önce diğer kardeşlere teklifte bulunduğunu, ancak davacıların satın almak istemediğini de videoda anlattığını, yani davacıların söz konusu satıştan haberdar olduğunu, mirasbırakanın ölmeden evvel Almanya'daki davacı ...'ın yanında ikamet ettiğini, zaman zaman diğer çocuklarının yanında da kaldığını, bu nedenle davacıların bu satıştan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, zaten murisin daha değerli başka taşınmazlarının da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.01.2021 tarihli ve 2017/154 Esas, 2021/39 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibariyle mirasbırakan ...'in maddi anlamda bir sıkıntısının mevcut olmadığı, kira gelirleri ve maaşının bulunduğu, taşınmazını satmayı gerektirir bir durum içinde bulunmadığı, ...'in getirtilen aktif-pasif tapu kayıtlarında dava konusu yerin davalıya satılmasına karşılık davacılar üzerine bırakılan yerlerin mevcut olmadığı, dava konusu taşınmazla ilgili olduğu iddiası ile dosya arasına sunulan ve mirasbırakana ait olan video kaydında da mirasbırakanın dava konusu yer ile ilgili davacı çocuklarına yaptığı ödemeyi anlattığı iddia edilse de anlatımların dava konusu olan yere ilişkin olduğunun kesin olmadığı, duruşma esnasında dinlenen davalı tanıklarının, bu yerin davalının kendi parası ile alındığını, ancak davalının yurtdışında yaşamasından dolayı mirasbırakan üzerine yapıldığını beyan ettikleri, video anlatımları ve tanık beyanlarının da bu kapsamda çeliştiği, dosya arasına alınan bilirkişi raporlarında da satış tarihi itibari taşınmaz değeri ve satış senedi üzerindeki taşınmazın satış bedelinin arasında fahiş bir fark olduğunun anlaşıldığı, getirtilen banka kayıtlarında da mirasbırakanın yaptığı ödemelere ilişkin bir kayda rastlanamadığı, davalının savunmalarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü savunmalarını yineleyip mirasbırakanın maddi durumunun kötü olduğuna yönelik bir iddianın taraflarınca ileri sürülmediğini, mirasbırakan, davacılar ve davalı adına elbirliği mülkiyeti halinde kayıtlı olan dava konusu taşınmazın satın alınmasının mirasbırakan tarafından tüm çocuklarına teklif edildiğini, davalının taşınmazı satın almak istemesi ve ancak yurtdışında yaşaması nedeniyle taşınmazın mirasbırakan adına tescil edildiğini, daha sonra davalıya devredildiğini, davalının iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davacıların iddialarını ispat yükümlülüğü altında olduklarını, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediğinin tanık anlatımları ile sabit olduğunu, tanık beyanları ile video kaydı arasında çelişki bulunduğuna ilişkin gerekçenin de yerinde olmadığını, eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.02.2023 tarihli ve 2021/2131 Esas, 2023/225 Karar sayılı kararıyla; yapılan araştırma ve uygulama sonucu çekişme konusu taşınmazın resmi akitte gösterilen değeri ile o tarihteki gerçek değerleri arasında açık nispetsizlik bulunduğu, mirasbırakanın ekonomik sıkıntısı ve mal satma ihtiyacının olmadığı, aynı zamanda Bağ-Kur'dan emekli olup sosyal güvencesinin de bulunduğu, dava konusu taşınmazını temlik etmesinde makul ve zorunlu bir sebebinin bulunduğunun tespit edilemediği, öte yandan; davalı tarafından satış bedelinin mirasbırakana ödendiğinin de ispat edilemediği, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varıldığı, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İBK, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...'in 19.05.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı çocukları ..., ..., ... ve ... ile davalı oğlu ...'in kaldıkları, murisin adına kayıtlı 1959 parsel sayılı taşınmazını 01.12.2006 tarihli satış işlemi ile davalı oğluna temlik ettiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 51.560,82 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.