"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1161 E., 2023/344 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/206 E., 2021/259 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; muris ...’nın maliki olduğu 1074 ada 259 parsel sayılı taşınmazı mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak gelini davalı ...’ya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, davalının bakım ve gözetiminin bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; muvazaanın söz konusu olmadığını, ölünceye kadar bakım akdi ile taşınmazı devraldığını, murise baktığını, edimini yeri getirdiğini, davacıların babaları ile hiç ilgilenmediklerini, arayıp sormadıklarını, minnet ve teşekkür duygusuyla yapılan bir işlem olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2021 tarih 2020/206 Esas, 2021/259 Karar sayılı kararı ile; devrin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28.02.2023 tarih 22022/1161 Esas, 2023/344 Karar sayılı kararı ile; temlikin muvazaalı olduğu ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile davacılar adına tescili ve kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken davalı adına tescil hükmü kurulmasının isabetli olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b.2. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kamu düzeni gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, 22.03.2023 tarihli hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmındaki maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin tashih şerhi verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; mal kaçırma amacı bulunmadığını, murisin sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul nedeninin bulunup bulunmadığının, bakım borçlusu ve diğer mirasçılarla ilişkilerinin, murisin yaşı, sağlık durumu, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı gibi olgulardan yararlanılmadığını, gizli bir amacı olmadığını, akitle ölüm tarihi arasındaki sürenin kısa olmasının sonuca etkili olmadığını, 2005 tarihinden itibaren bakım ediminin yerine getirildiğini, 2 yıl kanser tedavisi süreci ve öncesinde beraber yaşadıklarını, tanık beyanlarının bunu doğruladığını ancak kararda değinilmediğini, vasiyetnamenin iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın reddi halinde vasiyetin geçerli olacağını, vasiyet alacaklısı ... olup davacıların hak talep edemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris 1949 doğumlu ...’nın 22.07.2019 tarihinde ölümü ile geride çocukları davacılar ... ve ... ... ile dava dışı ...’in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’nın murisin gelini (...’in eşi) olduğu, dava konusu 1074 ada 259 parsel sayılı 6.521,41m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın muris tarafından ölünceye kadar bakma akdiyle 15.05.2019 tarihinde davalıya devredildiği, murisin aynı gün dava dışı 12795 ve 12796 parsel sayılı taşınmazlarını da davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, murisin Sakarya 3. Noterliğinin 03.12.2013 tarih ve 25083 yevmiye nolu vasiyetname ile tüm malvarlığını oğlu ...’e bıraktığı, kendisinden önce ölmesi halinde de onun oğulları ... ve ...’e vasiyet ettiği, davacıların vasiyetnamenin iptali davası açtıklarını belirttiği, dava konusu taşınmazın TKGM parsel sorgulama ekranında yapılan sorgusunda 14.12.2022 tarihli imar işlemi kaydının kapandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir, başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK madde 614).
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temlik işleminin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinim içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK madde 19). Şayet bakım alacaklısının, temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise) bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
Murisin, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda, murisin dava konusu taşınmazlar dışında başkaca taşınmazları bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın akit tarihindeki rayiç değerleri ile murisin terekesinde bulunan taşınmazların aynı tarihteki rayiç değerleri tespit edilerek temliklerin makul karşılanabilecek sınırda kalıp kalmadığının belirlenmesi, muris tarafından davalıya aynı gün devredilen taşınmazlara ilişkin davacılar tarafından açılan Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2024/142 Esas sayılı dava dosyasının getirilerek birleştirilmesinin düşünülmesi, tanık beyanları, temlik tarihi, muris tarafından devredilen diğer taşınmazlar ve dava dosyaları, muris ile davacıların ilişkisi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek murisin kastının tereddütte yer vermeyecek biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de, taşınmaz yargılama sırasında imar gördüğünden kapanan kayıt üzerinden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.