"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/874 E., 2022/1293 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/1046 E., 2021/139 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Yüksekova ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 120 ada 68 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu tescilin hatalı olduğunu, taşınmazı babası ...’nun 1974 yılında ...'dan satın aldığını, babasının vefatından sonra taşınmazın taksim sonucu kendisine kaldığını ileri sürerek satın alma, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, meraların mülkiyetinin zilyetlikle kazanılamayacağını, taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzi komisyon çalışmalarında mera olarak tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2021 tarih ve 2015/1046 Esas 2021/139 Karar sayılı kararıyla; kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığı, kadastro tespit tutanağında taşınmazın bir kısmının davacının işgalinde olduğunun belirtildiği, davacının 2007 yılından geriye doğru 20 yıllık zilyetliğini ispatlaması gerektiği, keşif mahallinde dinlenilen tanık ve mahalli bilirkişilerin davacının iddiasını doğruladığı, hava fotoğraflarında dava konusu bölümde tarımsal amaçlı olarak kullanım bulunduğunun belli olduğu, komşu taşınmazların kesinleşen mahkeme kararı ile şahıslar adına kayıtlı taşınmazlar olduğu, dava konusu taşınmazın köy yerleşim yeri içerisinde kaldığı, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne; çekişmeli 120 ada 68 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen 551,17 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK'nın 713 ve 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 46 ncı maddelerindeki şartların oluşmadığını, davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının ispatlanamadığını, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığı, davacıdan evvel bayileri tarafından zilyet ve tasarruf edildiği, yaklaşık 40 yıl önce davacı tarafından satın alındığı, halen de davacının taşınmaz üzerinde ev ve müştemilatın bulunduğu, davacının 30 yıl önce buraya ev yaptığı, davacının bayilerinin Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından evvel de zilyet oldukları, davacının eklemeli zilyet olduğu, TMK'nın 713 ve Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen iktisap şartlarının davacı lehine oluştuğu, Yerel Mahkemece itibar edilen bilirkişi raporlarının taşınmazın imar ve ihyasının gerçekleştiğini, mera vasfında olmadığını, özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğunu ortaya koyduğu, raporların denetime elverişli ve aydınlatıcı olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 46/1-2 ve 20 inci maddesi, 4753 ve 5618 sayılı toprak tevzi çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin yasa hükümleri.
3. Değerlendirme
Yüksekova ilçesi ... köyünde 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 120 ada 68 parsel sayılı 3.427.348,52 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, Toprak Tevzi Komisyonu tarafından 162 nolu parselin sınırları içerisinde kaldığı, 162 nolu parselin mera olarak bırakıldığı, kadimden beridir ... köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilerek kamu orta malı olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 120 ada 38 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen kısımda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46/1 inci maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de bu hususta yapılan araştırma, inceleme ve uygulama yetersizdir.
Şöyle ki, uzman bilirkişi tarafından incelenen 1955 tarihli hava fotoğrafında (A) harfi ile gösterilen taşınmazın, kuzey ve batısındaki taşınmazla birlikte geniş alanda biçenek olarak kullanıldığı, sınırında bulunan mera parseli ile arasında (B) harfi ile gösterilen ve biçenek olarak kullanılan farklı bir taşınmaz olduğu, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz ile mera parseli arasında ark bulunduğu belirtilmiş, 1968 tarihli hava fotoğrafında ise (A) harfi ile gösterilen dava konusu bölümün güney sınırında ark olduğu, mera sınırının bu taşınmazdan sonra başladığı bahçe vasfında olduğu belirtilmiştir. Mahkemece keşifte uygulanan 162 nolu parsel toprak tevzi parseli olduğu halde üç kişilik harita mühendisi tarafından hazırlanan raporda çekişmeli bölümün ham toprak tevzinin 162 nolu parsel içerisinde kaldığı belirtildiği halde sonuç kısmında çekişmeli bölümün toprak tevzinin 17 nolu parseli içerisinde kaldığı belirtilerek kendi içinde çelişki oluşturulmuştur. Bilirkişi raporları renkli olmadığı için bilirkişiler tarafından renklerle belirtilen sınırlar denetlenememiştir. Şayet çekişmeli bölüm gerçekten kadastro tutanağında belirtilenin aksine toprak tevzinin 17 nolu parseli içerinde kalıyor ise bu taşınmazın hangi belirtme numarasına denk geldiği ve 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında hangi parseller içerisinde kaldığı hususları Mahkemece araştırılmamıştır. Taşınmazın Toprak Tevzi Komisyon çalışmalarında vasfının ne olarak belirlendiği ve belirtme tutanağında neden Hazine adına tespit edildiği hususlarının netleştirilmesi gerekmektedir. Belirtme tutanağında işgalci olarak ismi yazılı şahıslar olup olmadığı ve Hazine adına tapu kaydı oluşturulup oluşturlmadığı belirlenmeli, öncesinin kaçak yitik kişilerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı tespit edilmeli, Mahkemece belirtme tutanağında işgalci olarak belirtilen şahıslar ile davacı taraf arasındaki akdi ya da irsi ilişki araştırılmalıdır.
Ayrıca çekişmeli taşınmaz mera vasfıyla tespit görüp sınırlandırılmasına ve sınırında mera parseli olmasına rağmen Mahkemece yapılan mera araştırması yetersizdir. Taşınmazın niteliği ile ilgili olarak uydu ve hava fotoğrafları istenmemiş, taşınmaz bölümü ile kalan bölüm arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı araştırılmamış, yan görünüş krokisi çizdirilmemiş, çekişmeli mera parseli sınırındaki taşınmazlara ait diğer parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler dosya arasına getirtilip incelenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde davacının taşınmaz bölümünde 20 yıllık zilyetliğini ispatladığı belirtilmiş ise de bu tür davalarda öncelikle dava konusu edilen bölümün kadim mera olmaması, daha sonra da davacı tarafın toprak tevzi komisyon çalışmalarına kadar Yasa'da aranan 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğunu ispatlaması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirme hatalı olmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hem davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı hem de TMK'nın 713 ve Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen iktisap şartlarının davacı lehine oluştuğu belirtilerek gerekçe kısmı kendi içinde uyumsuz olmuştur.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle dava konusu mera parseli sınırındaki tüm parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgelerle, temin edilebilen en eski ve yeni tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde komşu köylerden, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, tespit bilirkişilerinin tamamı, daha önce keşfe götürülmemiş 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahkeme hakiminin taşınmaza ilişkin ayrıntılı gözlemi tutanağa geçirilmeli;
Ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın kadim nitelikte, yani öncesi bilinmeyen zamandan beri köy halkı tarafından yalnızca hayvan otlatmak amacı ile kullanılan, başkaca bir tasarrufta bulunulmayan otlakiye niteliğinde olup olmadığı, taşınmazın (A) bölümünün meranın bütünlüğünü bozup bozmadığı, bu bölümün toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden dava konusu taşınmazın diğer bölümünden nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümünün meradan açılan bir yer olup olmadığı, meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususlarını açıklayan, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ve yan görünüş (kesit) krokisi ile somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, hava ve uydu fotoğraflarının keşifte uygulanması suretiyle bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmeli;
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, taşınmaz bölümü ile mera olan bölümünü ayırıcı unsur sayılabilecek bir doğal yapının bulunup bulunmadığı hususunda ayrıntılı rapor alınmalı;
Belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46/1 inci maddelerinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 saylılı HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın karar veren Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine,
Kararın bir örneğinin Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.