"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/773 E., 2023/57 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tortum Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/239 E., 2020/198 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili, Uzundere ilçesi, ... Mahallesi kadastro çalışma alanında bulunan ve 151 ada 150 parsel numarası ile kendi adına tapuya kayıtlı taşınmazın bir kısmının, kadastro çalışmaları sırasında 151 ada 155 parsel numarası ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak davalı Hazinenin dava konusu taşınmaz ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını, dava konusu yerin kendisine ait 150 numaralı parselin bir parçası olduğunu, bu nedenle Hazine adına kayıtlı olan dava konusu yerin tapu kaydının iptali ile 151 ada 150 parsele dahil edilerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı Hazine temsilcisine tebliğ edilmiş, davalı Hazine cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava dilekçesi dahili davalı ... Başkanlığına tebliğ edilmiş, dahili davalı yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; daha objektif nitelik arzeden hava fotoğraflarına ilişkin hazırlanan rapor dikkate alınarak davacının davaya konu "A" harfi ile gösterilen taşınmazı eklemeli şekilde tespit tarihinden önceki 20 yıldan fazla süredir kullandığının anlaşıldığı, aksi yöndeki subjektif özellik gösteren mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilmediği, davaya konu taşınmaz üzerindeki tesviye çalışmaları sebebiyle daha öncesinde tarım yapılıp yapılmadığı bilirkişilerce tespit edilememişse de bu hususta hava fotoğraflarına ilişkin raporun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dahili davalı ... yönünden davaya konu taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olması nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde taşınmazın davacının babasından kendilerine miras yolu ile intikal ettiğinin belirtildiğini, tanıkların ise eklemeli zilyetlikten söz ettiklerini, bu durumda elbirliği mülkiyetinin söz konusu olması nedeniyle bir kısım mirasçıların kendi payları için dava açamayacaklarını, dava dışı mirasçıların ise muvafakatlerinin alınması ile daha sonra davaya katılamayacaklarını ve temsilci atayamayacaklarını, dava şartı niteliği olan bu hususun yerine getirilmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine senetsizden sulu arazide 40 dönüm, susuz arazide 100 dönüm olan tespit sınırı hususunda yeterince araştırma yapılmadan karar verildiğini, fen bilirkişi raporunun eksik oluşturulduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup olmadığı noktasında yeterince araştırma yapılmadığını, zira Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerin özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, ziraat bilirkişisi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olmadığını, dava konusu taşınmaz ile komşu parseller kıyaslanarak bir inceleme yapılmadığını, taşınmazın niteliğinin araştırılmadığını, dava konusu taşınmazın niteliği belirlenmeden davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kullanılmadığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının soyut, çelişkili ve davacı aleyhine olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini, taşınmazı malik sıfatıyla kullanımında kesinti olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Erzurum ili, Uzundere ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 151 ada 155 parsel numaralı taşınmaz 4.128,08 m² yüzölçümü ve arsa vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı tarafından 151 ada 150 parsel numarası ile kendi adına tapuya kayıtlı taşınmazın bir kısmının, kadastro çalışmaları sırasında 151 ada 155 parsel numarası ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek Hazine adına kayıtlı olan dava konusu yerin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesi talebiyle dava açılmıştır. Davacı tarafından dava konusu edilen yerin hükme esas alınan 13.09.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 130,93 metrekare yüzölçümündeki bölümü olduğu anlaşılmıştır.
2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
3. Mahallinde 23.08.2019 tarihinde yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi... 1979 yılında köyden çıktığını, o tarihte dava konusu yerin tepe olduğunu ve kimsenin kullanmadığını, 1985 yılında ise köye geri döndüğünü, bu tarihte de tepeyi kimsenin kullanmadığını, 1985 yılından sonra sağlık ocağı yapıldığını ve ondan sonra da kimsenin kullandığını görmediğini, mahalli bilirkişi ... dava konusu yerin tepe olduğunu, burayı kimsenin kullandığını görmediğini, mahalli bilirkişi ... ise dava konusu yerin tepe olduğunu, kimin kullandığı konusunda bilgisinin olmadığını belirtmişlerdir. Keşifte dinlenilen davacı tanıklarından ..., dava konusu yerin daha önce davacının babası ...'a ait olduğunu ve onun tarafından tarla olarak yaklaşık 1980'li yıllara kadar kullanıldığını, daha sonra köylülerin burayı düzlemesi üzerine kullanmadığını, bu tarihten sonra kimsenin kullandığını görmediğini; davacı tanığı ..., dava konu yerin davacının babası ... tarafından tarla olarak kullanıldığını, ...'nin burayı köylüler düzleyip sağlık ocağı yapana kadar kullanmaya devam ettiğini, dava konusu yerin 1980, 1990 yılları arasında düzlendiğini, düzlendikten sonra dava konusu yerin hiç kullanılmadığını; davacı tanığı ...'ın ise dava konusu yerin daha önce tepe olduğunu, muhtarın buraya yol yaptırdığını ve dava konusu yeri düzlettiğini, daha sonra buraya sağlık ocağı yapıldığını, dava konusu yeri davacının ya da babası ...'nin kullandığını görmediğini belirtmiştir.
4. Dosya kapsamı, mahallinde dinlenilen tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından davacının babası tarafından kullanılan dava konusu taşınmazın köylüler tarafından düzeltildiği, düz bir alan olarak kaldığı, sonrasında yanına sağlık ocağı yapıldığı, ancak davacı ya da mirasbırakan babasının zilyetlikle kazanmayı sağlayacak imar-ihyadan sonra en az 20 yıl süren nizasız, fasılasız ve ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
5. Hal böyle olunca, Mahkemece dava konusu taşınmazın nizalı bölümü üzerinde, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.