Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2158 E. 2024/607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içindeki dolgu alanına yapılan yapıların tahliyesi ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kıyı Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca dolgu alanlarının devlet hüküm ve tasarrufu altında olduğu ve davalı belediyenin gerekli izinleri almadan dolgu alanı üzerinde yapılaşma yaptığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/110 E., 2022/41 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; Eğirdir İlçe Merkezinde ve Eğirdir Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde Eğirdir Belediyesi tarafından muhtelif zamanlarda doldurma ve kurutma yoluyla yaklaşık 512.000,00 m2 arazi kazanıldığını, Belediye tarafından kıyıda yapılan dolgu işlemlerinin Kıyı Kanunu’nun 7 nci maddesi gereğince gerekli izinler alınmadan yapıldığını, dolgu alanlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan olduğunu, bu alanlar üzerinde davalı tarafından yapılan bina ve tesislerin restoran, büfe, çay bahçesi, işyeri v.b amaçlarla kullanıldığını, Eğirdir Gölünün Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olduğunu, bu nedenle Eğirdir Gölü kıyılarında doldurma ve kurutma yapılamayacağı gibi yapılmış dolgular için de Kıyı Kanunu uyarınca izin verilmesinin söz konusu olamayacağını, Eğirdir Belediyesi tarafından Eğirdir İlçe sınırları dahilinde kıyıda ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içiresinde kalan dolgu alanlarının Belediyeye devrinin yapılması için talepte bulunulduğunu ancak bu talebin Maliye Bakanlığınca ret edildiğini ileri sürerek davalı tarafından yapılan bina ve tesislerin kal’ine ve davalının bu yerlere el atmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; taşınmazın Eğirdir Belediye Başkanlığı tarafından kiraya verildiğini, tasarruf hakkının Belediye Başkanlığında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece; 4721 sayılı TMK’nın 2 nci maddesine göre herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, davalının hukuken geçerli kira sözleşmesine istinaden dava konusu yeri kullandığı, Eğirdir Belediye Başkanlığı ile Hazine arasında derdest olan Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının konusunun eldeki dava dosyasından farklı olduğu, dava konusu alanın malikinin kim olduğu hususun muğlak olduğu, davalının kira sözleşmesi ile dava konusu yerin dolaysız feri zilyedi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2016/10347 Esas, 2020/863 Karar sayılı kararı ile; Eğirdir Belediye Başkanlığı tarafından dava konusu alanların Belediyeye devri için talepte bulunulduğu, talebin reddi nedeniyle ret işleminin iptali için Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, 6100 sayılı HMK'nın 165 inci maddesi gereğince İdare Mahkemesi tarafından verilecek hükmün eldeki davada verilecek kararı etkileyeceği anlaşıldığından, Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesi, anılan davanın kesin olarak karara bağlanmasından sonra toplanan ve/veya toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 01.02.2022 tarihli ve 2020/110 Esas, 2022/41 Karar sayılı kararıyla; Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas, 2016/553 Karar sayılı kararı ile, belediye tarafından devri talep edilen 512.000 metrekare yüz ölçümlü dolgu alanında Kıyı Kanunu'na ve imar mevzuatına aykırı yapıların ve kullanımların bulunduğu, bazı kısımları hariç olmak üzere Eğirdir Gölünden kazanılan dolgu alanlarına ait dolgu izinlerinin alınmadığı, belediyenin devir talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verildiği, kararın 22.09.2016 tarihinde kesinleştiği, Eğirdir Belediyesince gölden doldurulmak suretiyle kazanılan alanlarda alınması gereken izinlerin alınmadığı, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı yapı, tesis ve kullanımlar mevcut olduğu, söz konusu alanların belediyenin tasarrufuna bırakılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; 08.10.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda işletmenin toplam işgal alanının 1.486,00 m² olduğu, yine aynı raporda göl kenarında bulunan işletmenin Eğirdir Gölünün doldurulması sonucu oluşturulan alanda konumlu olduğu ve Eğirdir Gölü Kıyı Kenar Çizgisi içerisinde kaldığının, 04.01.2022 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda ise dava konusu işletmenin tamamının Eğirdir Gölünün doldurulması sonucu oluşturulan dolgu alanı üzerinde bulunduğunun tespit edildiğini, toplam işgal alanı 1.486,00 m² olan işletmenin tamamı için elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmesi gerekirken 1.400,00 m² alan için hüküm kurulduğunu, dava değerinin de hatalı belirlendiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının dava konusu yeri belediyeden kiraladığını, davanın iyiniyet karinelerine aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin değer belirlenmesinin ve belirlenen değer üzerinden yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediğini, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, hatalı rapora dayalı olarak karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun, Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma ve Bu Araziler Üzerinde Yapılabilecek Yapılar başlıklı 7 nci maddesi hükmü ile dolgu suretiyle elde edilen alanların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu açıklanmıştır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 14.593,42 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.