"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/403 E., 2022/1194 K.
DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... (Hazine) vekili Avukat ..., ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret-Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/105 E., 2020/29 K.
Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tescil isteği yönünden reddine, mülkiyetin tespiti isteği ile kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın mülkiyetin tespiti isteği yönünden kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 112 ada 2 ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bahsi geçen parsellere dahil olan taşınmaz bölümleri üzerinden yol geçirildiğini, oysa dava konusu yerin 20 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu, kadastro sırasında dava konusu bölümün tescil harici bırakıldığı ve ardından fiilen yol halini aldığını belirterek 112 ada 2 ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazların parçası olan ve kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın davacı lehine tespit edilmesine, yasal faizi ile birlikte taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, kadastro tutanaklarının 25.12.2007 tarihinde kesinleştiğini, zilyetlikle mülk edinmek için gerekli sürenin dolmadığını, davacının dava konusu taşınmazda kadastro çalışmaları sırasında zilyet olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın kadastro çalışması sonucu yapılan tescil işlemine yönelik olması sebebi ile Kadastro Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın Kanun'da belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacının iddia ettiği zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliğinin tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2019 tarih, 2017/644 Esas, 2019/641 Karar sayılı kararıyla: dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hükme esas bilirkişi raporunda mavi renk ile yeri gösterilen 735,40 metrekare tespit dışı alanın davacı taraf adına tescili talebinin reddine, terditli talep bakımından davanın kabulü ile çekişmeli taşınmaz bölümünün mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespitine, fiili el atmadan kaynaklanan irtifak hakkı bedelinin 14.612,39 TL olarak tespitine, 14.612,39 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Müdürlüğünden alınarak davacı tarafa ödenmesine, 2.750,00 TL ecrimisil bedelinin davalı ... Müdürlüğünden alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 22.06.2020 tarih, 2020/353 Esas, 2020/575 Karar sayılı kararı ile; somut olayda olduğu şekilde tescile ilişkin olan terditli talebin esastan reddi halinde tespit ve kamulaştırmasız el atma bedeli talep edildiği takdirde, zilyetliğin tespiti isteminin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dosyasından tefriki ile tespit davasının sonucu beklenilerek oluşacak sonuca göre aktif dava ehliyetinin varlığı halinde kamulaştırmasız el atma davasında esasa girilmesi gereğine değinilerek kararın kaldırılmasına hükmedilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk derece mahkemesince dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hükme esas bilirkişi raporunda mavi renk ile yeri gösterilen 735,40 metrekare yüz ölçümündeki tespit dışı alanın davacı taraf adına tescili talebinin reddine, terditli talep bakımından davanın kabulü ile çekişmeli taşınmaz bölümünün mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespitine, davacının kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat ve ecrimisil isteği tefrik edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
1.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir arazinin kullanım süresiyle niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğunu, hava fotoğraflarının "en az 3 ayrı zamana" ilişkin olması gerekirken dosyada eksik hava fotoğrafı teminiyle inceleme yapıldığını, stereoskopik çift taraflı hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesinin mümkün olduğunu, jeodezi veya fotogranametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetince belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yapılması gerektiğini, çekişme konusu taşınmazın hava fotoğraflarının örnekleri üzerinde gösterilmesi gerektiğini, bu yerin önceki tespit tarihindeki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı konusunda rapor alınması gerektiğini, yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden evvel fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi gerektiğini belirtip davacının iş bu zilyetlikle mülk edinme iddiasının aşamalarda ispatlanamadığını, Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olan ... köyleri sınırları dahilinde bulunan tescil harici alanlar müvekkil kurumun yol ağında bulunan Çaycuma-Perşembe-Kozcağız-Bartın İl Yolu güzergahında bulunduğunu, tescil harici alanların 2004 (...) ve 2007 (Köyyeri) yıllarında tamamlanan tesis kadastrosu çalışmalarında ilgili kadastro müdürlüğünce tespit ve tescil edildiği çevredeki taşınmazların tapu kayıtlarından anlaşılmakta olup belirtilen güzergahta müvekkil kurumca yapılan kamulaştırma işlemlerine ve yol yapım çalışmalarına ise 2009 yılında başlandığını, bilirkişi raporunda da tesis kadastrosunun tarihlerinin belirtildiğini ama yol için "kadim yol vasfı ve niteliği taşımamakta" ifadesi dışında yolun ne zaman yapıldığına dair bir tespite yer verilmemiş olup bu durum sanki kadastro tespitinden önce yolun yapıldığı ve bunun üzerine kadastro çalışmaları sırasında ilgili alanların yol boşluğu olarak bırakıldığı ve kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği gibi bir algı yarattığını, oluşan algının aksine tesis kadastrosundan yıllar sonra yol yapımına başlanmış olup kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan alanlar üzerinde hak iddia edilmesi halinde kadastro tespitine itiraz edilmesi gerektiğini, dosyada eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, bu nedenlerle mahkeme ilamının incelenerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyize konu kararıyla; davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, taşınmaza 2002 yılında yol olarak el atıldığından bahisle tespit harici bırakıldığı, ancak el atma tarihinden evvel zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu anlaşıldığından dava konusu yerin kamu hizmetine tahsis edilen bir yer olduğu gözetilerek tescile ilişkin talebin reddi ile mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahallinde icra edilen keşfe istinaden tanzim edilen fen bilirkişi raporundaki krokide yolun ve taşınmazların ayrıntılı biçimde gösterilmediğini, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın zemindeki mevcut hali ve iddia edilen vasfa uygun bir kullanımın olup olmadığına dair herhangi bir veriden bahsedilmediğini, Yargıtayın yerleşmiş ve süreklilik kazanan uygulamalarına göre paftasında yol olarak gösterilen bir yerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için paftasının düzenlendiği ve terk edildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması şartının gerektiğini, davacının zilyetlikle mülk edinme iddiasını aşamalarda ispatlayamadığını, usulüne uygun bilirkişi heyetiyle ve fenni tekniklerle icra edilmeyen, vakayı aydınlatmaya yönelik olmayan keşif ile bilirkişi raporlarına istinaden tesis edilen Yerel Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de Yargıtayın yerleşmiş ve süreklilik kazanan uygulamalarına göre inceleme yapılmadığını, içtihatlara uygun şekilde bilirkişi heyeti oluşturulup yeniden rapor alınması gerektiğini, mevcut bilirkişi raporlarının yanlı ve bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu, davacının iddia ettiği zilyetliğin yasanın iktisap için aradığı süreye ulaşmadığını, yörede yol yapım çalışmasının hangi tarihte başladığının tereddütsüz biçimde ortaya konulması gerektiğini, müvekkili kurumun yasal hasım niteliğinde olmasına rağmen aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 nci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz eden davalılar Hazine ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz edenler harçtan muaf bulunduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.