"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/474 E., 2022/1191 K.
HÜKÜM/KARAR : Tescil yönünden Reddine- Ecrimisil talebi yönünden Kabulüne/Esastan Ret-Temyiz dilekçesinin Kabulü-Kararın Kaldırılması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/422 E., 2021/19 K.
Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecri misil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tescil isteği yönünden reddine, mülkiyetin tespiti isteği ile kamulaştırmasız el atma ve ecri misil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın mülkiyetin tespiti isteği yönünden kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 102 ada 6 ve 101 ada 11 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bahsi geçen parsellere dahil olan taşınmaz bölümleri üzerinden yol geçirildiğini, oysa ki dava konusu yerlerin 20 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu kadastro sırasında dava konusu bölümün tescil harici bırakıldığı ve ardından fiilen yol halini aldığını belirterek, davacılara ait taşınmazların parçası olan ve kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakılan bölümlerin davacı adına tapuya tescil edilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde mülkiyetin davacı lehine tespit edilmesini, yasal faizi ile birlikte taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, kadastro tutanaklarının 25.12.2007 tarihinde kesinleştiğini, zilyetlikle mülk edinmek için gerekli sürenin dolmadığını, davacının dava konusu taşınmazda kadastro çalışmaları sırasında zilyet olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın kadastro çalışması sonucu yapılan tescil işlemine yönelik olması sebebi ile Kadastro Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın kanunda belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacının iddia ettiği zilyetliğin başlangıcı, süreci ve niteliğinin tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.02.2020 tarih, 2017/320 Esas, 2020/186 Karar sayılı kararıyla: dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, hükme esas bilirkişi raporunda ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.338,57 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 576,24 metrekare yüz ölüçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı taraf adına tescili talebinin reddine, terditli talep bakımından davanın kabulü ile, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespitine, fiili el atmadan kaynaklanan irtifak hakkı bedelinin 77.787,26 TL olarak tespitine, talepler bağlı kalınarak 51.500 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'nden alınarak davacı tarafa ödenmesine, taleple bağlı kalınarak 10.000 TL ecrimisil bedelinin davalı ... Müdürlüğünden alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı Davalı Hazine vekili ile Davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 02.10.2020 tarih, 2020/717 Esas, 2020/1037 Karar sayılı kararı ile somut olayda olduğu şekilde tescile ilişkin olan terditli talebin esastan reddi halinde, tespit ve kamulaştırmasız el atma bedeli talep edildiği takdirde, zilyetliğin tespiti isteminin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dosyasından tefriki ile tespit davasının sonucu beklenilerek oluşacak sonuca göre aktif dava ehliyetinin varlığı halinde kamulaştırmasız el atma davasında esasa girilmesi gereğine değinilerek kararın kaldırılmasına hükmedilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk derece mahkemesince dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, hükme esas bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.338,57 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 576,24 metrekare yüz ölüçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı taraf adına tescili talebinin reddine, terditli talep bakımından davanın kabulü ile, çekişmeli taşınmaz bölümünün mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespitine, davacının kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat ve ecrimisil isteği tefrikine karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı Davalı Hazine vekili ile Davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kadastro tespitinin 08.01.2004 tarihinde kesinleştiği göz önünde bulundurulduğunda her iki taşınmazın da olağanüstü zamanaşımıyla iktisap şatlarını taşımadıklarının net olarak görüleceğini, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin ortak beyanlarından da anlaşılacağı üzere kadastro tespitinden önce dava konusu parsellerin bulunduğu kısımda yol yapım çalışmalarına başlanarak kazı çalışmaları yapıldığını, yol yapım çalışmalarının kadastro tespitinden önce başlamasından da anlaşılacağı üzere kadastro tespitinden (2004 yılından) önce davacının taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin son bulduğunu, TMK'nın 713 üncü maddesinde sayılan şartlarının davacı nezdinde gerçekleşmediğini, bu nedenlerle istinaf taleplerin kabulü ile eksik inceleme ve araştırma sonucu oluşturulan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın önceki tespit tarihindeki ve şimdiki niteliği, imar ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı konusunda rapor aldırılması gerektiğini, yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden evvel fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından ne suretle kullanıldığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması gerektiğini, ancak davacı tanıklarının müşterek beyanlarından davacının zilyetlik iddiasını doğrular, şüpheden uzak yeterli veri elde edilemediğini, ziraat bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın zemindeki mevcut halinin. dava dilekçesinde iddia edilen vasfa uygun bir kullanım olduğuna delil teşkil edecek her hangi bir tespit olmadığını, bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyiz konu kararıyla; davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, taşınmaza 2002 yılında yol olarak el atıldığından bahisle tespit harici bırakıldığı, ancak el atma tarihinden evvel zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu anlaşıldığından, dava konusu yerin kamu hizmetine tahsis edilen bir yer olduğu gözetilerek tescile ilişkin talebin reddi ile mülkiyet davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Davalı Hazine vekili ile Davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; hava fotoğraflarından yönetimce ve amacına uygun olarak uyuşmazlığın çözümüne etkili biçimde istifade edilmediği, mahallinde icra edilen keşfe istinaden tanzim edilen fen bilirkişi raporundaki krokide yolun ve taşınmazların ayrıntılı biçimde gösterilmediğini, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın zemindeki mevcut hali ve iddia edilen vasfa uygun bir kullanımın olup-olmadığına dair bir veriden bahsedilmediğini, Yargıtay'ın yerleşmiş ve süreklilik kazanan uygulamalarına göre paftasında yol olarak gösterilen bir yerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için paftasının düzenlendiği ve terk edildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması şartının gerektiğini, davacının zilyetlikle mülk edinme iddiasını aşamalarda ispatlayamadığını, usulüne uygun bilirkişi heyetiyle ve fenni tekniklerle icra edilmeyen, vakayı aydınlatmaya yönelik olmayan keşif ile bilirkişi raporlarına istinaden tesis edilen yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Yargıtay'ın yerleşmiş ve süreklilik kazanan uygulamalarına göre inceleme yapılmadığını, içtihatlara uygun şekilde bilirkişi heyeti oluşturulup yeniden rapor alınması gerektiğini, mevcut bilirkişi raporlarının yanlı ve bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu, davacının iddia ettiği zilyetliğin yasanın iktisap için aradığı süreye ulaşmadığını, yörede yol yapım çalışmasının hangi tarihte başladığının tereddütsüz biçimde ortaya konulması gerektiğini, müvekkili kurumun yasal hasım niteliğinde olmasına rağmen aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecri misil isteğine ilişkin ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14'üncü maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 nci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davalılar harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
02.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.