"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/710 E., 2023/592 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/50 E., 2021/577 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakanın ecza ticareti ile uğraşırken ticari işlerinin kötüye gitmesi ve alacaklıların haciz koymamaları için dava konusu taşınmazın önce tanıdıkları bir başka şahısa muvazaalı olarak satıldığı, sonrasında davalı ...’a muvazaalı olarak devrettiğini, işlemler yapıldığı anda esas amaç davacıyı miras dışı bırakmak olmamasına rağmen muvazaalı satış nedeniyle ilk sahibi ...'a ait olan evin, muvazaa yoluyla eşi ...'a geçtiğini, mirasbırakanı ağabey'inin vefatı sonrası 1/2'sine sahip olması gereken gayrimenkul payından mahrum kaldığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptal edilerek tapunun 1/2 oranında hisseler ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili taşınmazın müvekkili ve müteveffa eşi tarafından 1996 yılında, evliliklerinden sonraki bir tarihte birlikte satın alındığını, 1996 tarihinde taşınmazın ½ sinin müteveffa ... adına ½ sinin de müvekkil adına kaydedildiğini, davacının iddia ettiği gibi mirasbırakanın taşınmaz üzerindeki payının müvekkile 2010 yılından sonra devredilmediğini, mirasbırakanın ... Ecza Deposuna borçlu olduğu yıllar (taşınmazın borç dolayısıyla hacizli olduğu yıllar) 2006-2008 yılları iken davacının iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazın mirasbırakana ait kısmının borçtan çok sonra olan 2010 yılında muvazaalı olarak devredildiğini kabul etmenin hayatın olağan akışıyla bağdaşmayacağını, bu devir üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçtiğini, müvekkili lehine yapılan bu devir dolayısıyla edindiği mülkiyet hakkının artık itiraz edilemez nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin taşınmazın cebren satışının engellenmesi, yani başka bir ifade ile taşınmazın alacaklılarca haczedilmemesi için yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazı borçları sebebiyle alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla devrettiği, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı belirlenerek muris muvazaasına dayalı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ile davalının terekenin 1/2 oranında bölüşümünde anlaştıklarını, dava konusu evin üzerinde Ziraat Bankası Kaynarca Şubesince konulan 525.000,00 TL mirasbırakanın ipotek borcu olduğunu, dava safahatı içinde davalının hiçbir gelir kaynağını, maddi varlığını ispat edemediğini, dosyaya ibraz edilen deliller ve dinlenen şahit beyanları nazara alındığında Mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararda gösterilen yasal ve yeterli gerekçeye göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı belirlenerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvaazası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı maddesi; Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi; Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelesi; 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mirasbırakanın 30.03.2018 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak geriye davacı kardeşi ve davalı eşinin kaldığı, İstanbul ili, Fatih ilçesi, ... Mahallesi 1233 ada 24 parsel sayılı ahşap ev vasıflı taşınmazın 16.10.1996 tarihinde satış işlemi ile 1/2 hissenin mirasbırakan adına, 1/2 hissenin davalı adına tescil edildiği, mirasbırakan adına kayıtlı 1/2 hissenin 17.12.2008 tarihinde satış işlemi ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.