"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/492 E., 2023/394 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/53 E., 2021/118 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili ve duruşma istekli olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ....ile temyiz edilen davacı ... mirasçıları ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 1443 ada 50 parsel sayılı taşınmazın dava konusu 1/2 payının üzerine dava dışı...’nin alacaklı olduğu Kuşadası İcra Müdürlüğü'nün 2002/1274 Esas sayılı dosyası ile haciz konulduğunu, devamında 30.12.2004 tarihinde yapılan ihale ile davalı ...’a satıldığını, söz konusu ihalenin feshi davası açıldığını ve feshedildiğini, ihalenin feshi davası açılmasından sonra davalı ...'un kötüniyetle hareket ederek davadan haberi olduğu halde taşınmazı 20.04.2005 tarihinde arkadaşı olan diğer davalı ...’a satış göstermek suretiyle devrettiğini, davalı ...'ın iyiniyetli olmadığını, emlakçılık yaptığını ve taşınmaz alım-satımı konusunda bilinçli olduğunu, ihalenin feshedilmesi ile davalı ... adına olan tescilin yolsuz duruma geldiğini, her iki davalı da kötüniyetle hareket ettiği için davalı ... adına yapılan tescilin de geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ihalenin feshi davasını ...'ın açtığını, payı satılan davacı ...'ın davalı taraf olduğunu, ihalenin feshi davasına katılmadığını ve ihalenin feshi davası da açmadığını, satışın kesinleştiğini ve dava konusu payı adına tescil ettirdiğini, daha sonra taşınmazın diğer paydaşı tarafından ihalenin feshi davası açıldığını, taşınmaza tedbir konulmadığını, diğer davalıyı o zamana kadar tanımadığını, davalı ...'ı emlakçı ... isimli şahsın bulduğunu, davalı ... ile arasında hiçbir yakın ilişki bulunmadığını, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ...; davanın haksız, mesnetsiz ve soyut olduğunu, gerçekle uyuşmadığını, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, satılığa çıkarılan dava konusu yeri bir emlakçı vasıtası ile öğrendiğini, taşınmazın önceki durumunu bilmek zorunda olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmiş ihalenin feshi kararı bulunmadığı ve bu hal ile ihale feshedilmedikçe tapudaki tescilin geçerli bir sebebe dayandığı, yolsuz tescilden söz edilemeyeceği için davalılar arasındaki satışın muvazaalı olduğu iddiasının dinlenemeyeceği, öte yandan tapuda devrin rayiç bedelin altında yapılmasının muvazaa iddiasının ispatı bakımından tek başına yeterli sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihalenin feshi davasının bekletici mesele yapılması gerekirken salt bozma kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bildirilen beş tanıktan sadece bir tanesinin dinlendiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz payının satışına dayanak yapılan cebri ihale öncesinde İİK’nun 127. maddesine göre gayrimenkul satış ilanının taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan diğer hisse malikine tebliğ edilmediği, bu yolla ihalenin yasal şartlar yerine getirilmeden yapıldığı, ihale ile tescil işlemi arasında uygun bir illiyet bağının sağlandığından söz edilemeyeceği, anılan ihalenin geçerli bir hukuki sonuç doğurmayacağı ve buna dayanılarak oluşturulan tescilin yolsuz nitelik taşıyacağı, taşınmazı devralan diğer davalı ...'ın ise yolsuzluğu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, davalıların çıkar ve işbirliği içinde hareket ettikleri gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; kesinleşmiş ihalenin feshi kararı bulunmadığından tapudaki tescilin geçerli bir sebebe dayandığını, yolsuz tescilden söz edilemeyeceğini, netice olarak dava konusu taşınmaza ilişkin yapılan ihalenin feshedilmediğini, ihalenin feshi kararı kesinleşmeden mahkemenin değerlendirmesinin doğruluğunun kabul edilemeyeceğini, ihale dosyasında belirlenen kıymet takdir raporundaki bedellerin incelenmediğini, davacı tarafın icra dosyasının borçlusu olduğunu, bu karar ile davacının hem borçtan kurtulup hem de malına yeniden kavuşacağını, satışın gerçek olduğuna ilişkin eksik inceleme yapıldığını, kararın çelişkili olduğunu, ihale yolu ile 23.000,00 TL’ye satılan yeri 80.000,00 TL'ye almanın aradaki ilişkinin gerçek bir satış olduğunun kanıtı olduğunu, salt tapuda devrin rayiç bedelin altında yapılmış olmasının muvazaa iddiasının ispatı olarak tek başına yeterli sayılamayacağını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün eksik ve hatalı olduğunu, mal kaçırmak, davacı tarafın haklarının önüne geçmek gibi bir anlaşma olsaydı aradan geçen 10 yıl boyunca hiç bir dava açılmadığından, taşınmazın satışı için hiçbir engel bulunmadığından taşınmazla ilgili tasarruf yapılabileceğini, davacı ... ve mirasçılarının bu davayı açma ehliyetleri bulunmadığını, davalının iyiniyetli olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705., 1022/1., 1023. ve 1024. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1443 (yeni 2169) ada 50 parsel sayılı taşınmazın çekişme konusu 1/2 payının davacı (ölen) Köksal adına kayıtlı iken, yapılan takip neticesinde 30.12.2004 tarihli ihale ile davalı ...'a satıldığı, ihalenin kesinleşmesi ile de 11.01.2005 tarihinde cebri satış nedeniyle davalı ... adına tescil edildiği, bilahare davalı ... tarafından 20.04.2005 tarihinde satış suretiyle diğer davalı ...'a devredildiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacılar vekili için 28.000.00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına,
Aşağıda yazılı 19.664,16 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.