"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ..., ... vekilleri Avukat ...
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis davasında verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteği reddedilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, 23.03.2023 tarihli ek karar ile istinaf ve temyiz giderlerinin davacılardan tahsiline, vekalet ücretine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Asıl karar taraf vekilleri, ek karar ise davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar mirasbırakanları ...’ın 6490 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı ...'dan satın aldığını, satın aldıktan 4 sene sonra mirasbırakan ...'a devrettiğini, 10.04.2001 tarihinde taşınmazı geri aldığını, babasının yapmış olduğu işlerdeki borçların bir çoğuna ilişkin olarak kefil sıfatı bulunduğunu, taşınmazın babasının alacaklıları tarafından satılmasını engellemek amacı ile taşınmazı 1990 yılında mirasbırakana devrettiğini ve daha sonra geri aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2021/147 Esas, 2021/60 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ...'ın mal kaçırma saiki ile hareket ettiği, dava konusu taşınmazın bedeli tarafların babası tarafından ödenmiş olmasına rağmen tapuda davalı adına tescil edildiği, dinlenen tanık anlatımlarından tarafların babası olan Yüksel Bağım'ın maddi durumunun iyi olduğunun anlaşıldığı, taşınmazın üzerinde bulunan binanın da Yüksel Bağım tarafından yaptırıldığı, mirasbırakanın tek erkek çocuğu olan davalıya yaptığı temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2022 tarihli ve 2021/1738 Esas, 2022/378 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın tarafların babaları olan Yüksel Bağım tarafından bedeli ödenerek davalı adına tescil ettirildiği, davalının taşınmazı mirasbırakana temlik ettiği ve mirasbırakanın da Yüksel Bağım’ın kız çocuklarından mal kaçırma kastının devamı niteliğinde olmak üzere bu kez taşınmazı davalıya temlik ettiği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 27.09.2022 tarihli ve 2022/2842 Esas, 2022/6170 Karar sayılı kararı ile “…Davacıların mirasbırakanları ...’ın 09/04/2001 tarihinde davalıya yaptığı temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiası ile eldeki davayı açtıkları; davalının, dava konusu taşınmazın babasının borçları nedeniyle kefaleten haczedilmemesi amacıyla mirasbırakana temlik edilip daha sonra geri alındığını savunduğu, davacı tanıklarının dava konusu taşınmazın tarafların babası olan Yüksel Bağım tarafından satın alındığını, davalının 25 yaşına kadar mirasbırakan ve babası ile birlikte yaşadığını ifade ettikleri, davalı tanıklarının ise taşınmazın davalı tarafından satın alındığını, üzerindeki binanın Yüksel Bağım tarafından yaptırıldığını, Yüksel Bağım’ın borçları nedeniyle satılmaması amacıyla taşınmazın davalı tarafından mirasbırakana temlik edildiğini ifade ettikleri anlaşılmış olup, bu olgular ile yukarıda değinilen ilkeler birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakan ...’a davalı tarafından emaneten temlik edilen taşınmazın mirasbırakan tarafından davalıya iade edildiği, muvazaa iddiasının HMK’nın 190 ıncı ve TMK’nın 6 ncı maddeleri uyarınca usulünce ispat edilemediği, muris muvazaası iddiası yönünden 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen şartların eldeki davada oluşmadığı açıktır. Diğer taraftan, dava konusu taşınmazın tarafların babası olan Yüksel Bağım tarafından bedeli ödenmek suretiyle davalı adına tescil ettirildiğine yönelik gizli bağış iddiasına muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli ½ sayılı İBK’nin uygulanamayacağı, baba Yüksel Bağım tarafından davalıya yapıldığı ileri sürülen böylesine bir kazandırmanın şartlarının varlığı halinde tenkis davasına konu olabileceği açıktır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken Yüksel Bağım’ın kız çocuklarından mal kaçırma kastının devamı niteliğinde olmak üzere mirasbırakanın taşınmazı davalıya temlik ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Kabule göre ise; dava miras payı oranında iptal-tescil isteğine ilişkin olup, davacıların çekişmeli taşınmazdaki miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalı üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalı adına olan tapu kaydının tamamının iptaline karar verilerek, davalı yönünden tescil hükmü kurulması da isabetsizdir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiş, davalı vekilinin talebi üzerine 23.03.2023 tarihli ek karar ile istinaf ve temyiz giderleri hakkında hüküm kurulmadığı gerekçesi ile istinaf ve temyiz giderlerinin davacılardan tahsiline, vekalet ücretine nispi hükmedilmesi gerekirken maktu hükmedilmesi hatalı olmuş ise de, bu hususun hükmün tashihi ile düzeltilemeyeceği gerekçesiyle vekalet ücretine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri, 23.03.2023 tarihli ek kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, bozma kararının ve bozmaya uyma kararının haksız olduğunu, muris adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın davalı oğluna mal kaçırma kastı ile temlik edildiğini, dava konusu taşınmazın hiçbir zaman murisin mülkiyetinde olmamış gibi İBK kararının uygulanmayacağına dair gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın 1990 yılında muris adına tescil edildiğini, 2001 yılında da davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, tek taraflı olarak değerlendirme sonucunda emaneten temlik kavramı ile 1990 yılındaki satış işlemin bertaraf edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın murise emaneten temlik edildiğine dair iddiayı destekleyici dosya kapsamında yazılı hiçbir delil bulunmadığını, davalının muris babası ile birlikte borçlu ve hacizlerin var olduğuna dair dosyada hiçbir somut delil olmadığı gibi araştırma da yapılmadığını, inanç sözleşmesinin varlığını gösterir delil başlangıcı niteliğinde bir belge olmadığını, ispatlanamayan savunmaya rağmen 1990 ve 2001 yılındaki temliklerin emanetin iadesi olarak değerlendirilmesinin ve sadece 1986 yılındaki işlemin esas alınmasının haksız olduğunu, temlikin kız çocuklarından mal kaçırma kastıyla yapıldığını, tanıkların da bunu doğruladığını, kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağını, yargılamaya konu işlemin 2001 tarihli temlik olduğunu, 1986 ve 1990 yılındaki işlemlerin ayakta olmadığını, bozma kararının çeliştiğini ve eşit davranılmadığını, muhalefet şerhi dikkate alınarak kararın bozulması gerektiğini, tenkis talebinin dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, ek kararın hatalı olduğunu, istinaf ve temyiz giderlerinin davacılara yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yanlış hesap yapıldığını, istinaf ve temyiz kanun yolu karar harçlarının davalı tarafça iade alınabileceğini, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddedildiğini, davalı tarafça yapılan kanun yolu başvuru giderleri ve harçlarından kendilerinin sorumlu olmadığını, maktu vekalet ücretinin de yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
2.Davalı temyiz dilekçesinde özetle, 432.800,66 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 305/A maddesinde "Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir." hükmü düzenlenilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli asıl kararına ve 23.03.2023 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacıların payları oranında tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis talebinde bulundukları, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değerinin 649.201,00 TL olduğu, davacıların miras paylarına isabet eden 2/3 pay değerinin 432.800,67 TL olduğu ve yargılama aşamasında harcın tamamlandığı görülmektedir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verildikten sonra, davayı açan davacıların miras paylarına isabet eden ve harcı tamamlanan değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438 ... maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. 23.03.2023 tarihli EK KARARIN ONANMASINA,
3. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile; 15.02.2023 tarihli hükmün vekalet ücretine ilişkin "3" üncü bendinde yer alan "9.200,00" ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine hükme "63.592" ifadesinin yazılmasına, Mahkeme kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,
20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.