"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 30.12.2013
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.05.2017 tarihli, 2015/9203 Esas, 2017/3849 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın yasal süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; dava konusu 170 ada 7 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün, dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını, taşınmazın nizasız ve fasılasız şekilde 80 yıldır eklemeli olarak zilyetliğinde bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın tamamının haksız şekilde davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın takriben 1.900,00 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda, taşınmazın tespit tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, taşınmazın tapu kaydı uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Eruh Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2015 tarihli, 2013/201 Esas, 2015/15 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu, davacının taşınmazda eklemeli olarak 20 yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız şekilde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu 170 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.05.2017 tarihli, 2015/9203 Esas, 2017/3849 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, komşusu olan 170 ada 1-2-3-4-5-6-8-9 parseller ile birlikte 31.01.1970 tarih ve 55 sıra numaralı Hazine adına kayıtlı olup istimlak suretiyle oluşan tapu kaydına istinaden tespit ve tescil edilmiştir. Ancak mahkemece tapu kaydının oluşumuna esas istimlak belgeleri ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanak örnekleri ve dayanağı olan belgeler tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte dosya arasına getirtilmemiş; tespite esas tapu kaydının hudutları mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorularak çekişmeli taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle 31.01.1970 tarih ve 55 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve oluşumuna esas istimlak belgeleri ve varsa istimlak haritası, anılan tapu kaydının revizyon gördüğü tüm taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve tapu kaydının revizyon gördüğü tüm taşınmazları dıştan çevreleyen komşu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, dayanağı olan belgeler ve tespitleri kesinleşmiş ise güncel tapu kayıtları dosya arasına konulduktan sonra, taşınmaz başında yerel bilirkişi ve tanıklar eşliğinde keşif yapılmalı, tapu kaydında yazılı sınırlar yerel bilirkişilere tek tek sorulup belirlenmeli ve teknik bilirkişiden gösterilen sınırları krokisinde işaretlemesi ve varsa istimlak haritası ile çakıştırması istenerek keşfi takibe imkan verir rapor düzenlemesi istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile teknik bilirkişi raporu, komşu parsel tutanakları ve varsa dayanağı olan kayıtlarla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının kapsamında kalması durumunda tapunun oluştuğu tarihe kadar; kayıt kapsamında kalmadığının anlaşılması durumunda ise tespit tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Eruh Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 02.05.2019 tarihli, 2017/308 Esas, 2019/119 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydının, dava konusu taşınmazı kapsadığı, tapunun oluşum tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluştuğu, dava konusu taşınmazda davacının 30 yılı aşkın süredir eklemeli zilyetliğinin bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu 170 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, dava konusu taşınmazın ham toprak niteliğinde olan yerlerden olduğunu, Mahkemece taşınmaz üzerindeki imar-ihya faaliyetinin ne zaman bitirildiğinin net bir şekilde belirlenmediğini, bu hususta yapılacak araştırmada hava fotoğraflarından yararlanılmadığını, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut nitelikteki beyanlarına itibar edildiğini, dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun;
1. 13/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,
c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,
B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,
c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.”
2. 20. maddesi; “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda ... ili, Eruh ilçesi, Dih Mahallesi çalışma alanında bulunan 170 ada 7 parsel sayılı 2.262,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Mahkemece, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydının, dava konusu taşınmazı kapsadığı, tapu kaydının oluşum tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Dava konusu taşınmazın, tapu kaydı uyarınca davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olması nedeniyle, Dairemizin 02.06.2022 tarihli, 2022/3070 Esas, 2022/4427 Karar sayılı geri çevirme kararı ile taşınmazın kadastro tespitine esas tapu kaydı, ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır. Tapu kayıtları incelendiğinde; dava konusu taşınmaza revizyon gören 31.01.1970 tarih, 55 sıra numaralı tapu kaydının, K. Evvel 1928 tarih, 2 ila 4; 13.10.1928 tarih, 2; 22.10.1928 tarih, 21; 30.06.1929 tarih, 4; Eylül 1929 tarih, 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarından intikalen geldiği; ... oğlu ... ... adına kayıtlı söz konusu tapu kayıtlarının, ... ...’nin ölümü ve eşi ile kızlarının da paylarını murisin erkek çocuklarına satması üzerine, Eylül 1957 tarih, 1, 7 ila 10, 29, 37 ve 38 sıra numaralı işlemlerle ... Efendinin oğulları adına tescil edildiği; tapu maliklerinin de paylarını diğer malik olan erkek kardeşleri ... Fuat Nas’a satması üzerine, Haziran 1962 tarih, 27 ila 34 sıra numaralı işlemlerle tapu kayıtlarının ... oğlu ... Fuat Nas adına tescil edildiği; ... Fuat’ın birbirine bitişik olup tek parça halinde kullanılan taşınmazları tevhit etmesi üzerine, tapu kayıtlarının Ağustos 1966 tarih, 2 sıra numaralı işlemle tevhit edildiği; tapu kaydında Ocak 1970 tarihinde yapılan mesaha tashihinden sonra ilçeye inşa edilmekte olan yatılı bölge okulu arsası için taşınmazın istimlakı üzerine 31.10.1970 tarih, 55 sıra numaralı işlemle kaydın Hazineye intikal ettiği; kadastro çalışmaları sırasında söz konusu tapu kaydının dava konusu taşınmazla birlikte, dava dışı 170 ada 1 ila 6, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğü anlaşılmıştır.
Somut olayda; dava konusu taşınmazın, kadastro tespiti sırasında taşınmaza revizyon gören tapu kaydının kapsamında kaldığı noktasında taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı gibi, bu husus Mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının, taşınmazın kadastro tespitine esas tapu kaydının oluşum tarihine kadar gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, taşınmazın kadastro tespitine esas tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeksizin yapılan bu değerlendirmenin isabetsiz olduğu anlaşılmıştır.
Tapulu taşınmazların mülkiyetinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılması mümkün olmadığına göre, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.