Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2244 E. 2023/3096 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil harici bırakılması istemiyle açılan davanın, daha önce açılan aynı konulu dava nedeniyle kesin hüküm oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce aynı taraflar arasında aynı konuda açılan davanın kesinleşmiş olması ve 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesindeki kesin hüküm şartlarının oluşması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin ile elatmanın önlenmesi ve yıkım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 139 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 20,34 m² olduğu, 4,83 m²’lik kısmının ise kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, dava konusu 139 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 4,83 m²'lik kısmının tapusunun iptali ile kıyı kenar çizgisi sınırları içinde kaldığından bahisle tescil harici bırakılmasına, müdahalenin önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki yapıların kâl’ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Pazar (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.2015 tarihli ve 2015/74 E., 2015/431 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından daha önce aynı taleple dava açıldığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/442 E. sayılı dava dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve denetimden geçmek suretiyle kararın 16.10.2009 tarihinde kesinleştiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. maddesi uyarınca ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/442 Esas, 2008/50 Karar sayılı kararının kesin hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/442 E., 2008/50 K. sayılı kararının eldeki somut uyuşmazlık açısından kesin hüküm teşkil etmediğini, yerel koordinat sisteminin ulusal koordinat sistemine aktarılması sonucunda maddi anlamda yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığını, Mahkemece, kıyı kenar çizgisinin güncel hali tespit edilmeden karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 715 ve 999. maddelerine dayalı tapu kaydının iptali ve sicilden terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Anayasa’nın “Kıyıdan yararlanma” başlıklı 43. maddesinde; “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir."

2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı 5. maddesinde; "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır."

3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun "Sahipsiz yerler ve yararı kamuya ait mallar" başlıklı 715. maddesinde; "Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz."

4. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun "b Kaydedilmeyecek taşınmazlar" başlıklı 999. maddesinde; “Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz."

Hükümlerine yer verilmiştir.

5.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. " dava şartı olarak belirlenmiştir.

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. maddesi;

"(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.

(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.

(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.

(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, ... Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesindeki sebeplerden birinin varlığı ya da 439/son maddesindeki halde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan kararın 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.